Zeynep Tanbay’dan Sahnede ve Yaşamda Kırmızı Çizgiler...
10 Aralık 2009 - Zeynep Oral -
Sahne karanlık. Sahne sonsuzluk. Sahne şimdi, burası...
Sahneye bakıyorum: Karanlığın içinde önce yerdeki kırmızı çizgileri görüyorum. Işıklı kırmızı bantlar… Kırmızı çizgiler, sahneyi bölüyor, parçalıyor, sınırları belirliyor. Kırmızı çizgiler, sahnedeki dayatmalar olmasın sakın? Sahnede 12 dansçı... Dansçılara odaklanıyorum. Zaten müzik, ilgimin o bedenlerden farklı bir yere kaymasına izin vermiyor. O bedenlere ve o devinimlere sımsıkı sarılmış gidiyorum. Çok geçmeden sahnedeki dansçılar, “dansçı” olmaktan çıkıyor. Siz, biz oluyorlar. Sokaktaki insan oluyorlar. Hepimiz oluyorlar... Sahnede farklı yaşamlar, farklı dünyalar var. Hep o kırmızı çizgilerin içinde ve dışında... Çok geçmeden sahnedeki kırmızı çizgiler, yaşamlarımızdaki kırmızı çizgilere dönüşüyor.
Sahneyi izliyorum, yaşamı görüyorum... (Yanlış söyledim, yaşamı yaşıyorum.) Kavga ediyoruz, kızıyoruz, öfkeleniyoruz, dövüşüyoruz. Savaş, işkence... O intikam peşinde koşuyor. Öteki, kadına şiddet uyguluyor. Herkes, her yerde herkese ayrımcılık uyguluyor... Canım acıyor, tenim acıyor. Tabular, yasaklar, baskılar ve tehditler... Ve tedirginlikler. Ve bilinmeyenler. Ve soru işaretleri. Korkularla umutlar arasına sıkışmışlığımızı görüyorum. Bir değil birçok araz olduğunu anlıyorum… Hayır hayır böyle anlatmamalıyım!
Zeynep Tanbay yaratıcılığı
Çağdaş dansta Zeynep Tanbay, yaratıcılığını sürdürüyor. Birkaç akşam önce o ve topluluğundan, Cemal Reşit Rey Salonu’nda “Araz” adlı eseri izledim. Yukarıdaki anlatma çabam, yaratıcılığın sonsuzluğu, yaşamın sürekliliği içinde beni çok etkileyen anları paylaşma çabasıdır.
Bakmayın yukarıda belki karanlık bir izlenim verdiğime, o karanlığın içinde ışık da var, sevgi, dayanışma, umut da var. Yaşamdaki gibi. Yaşıyoruz ve bu yürek çarpıyor!
“Araz” 14 ayrı bölümden oluşuyor. Koreograf olarak Zeynep Tanbay, her bölümde birbiriyle bağlantılı ama farklı dünyalar ve farklı yaşamlar kurguluyor. O kurgulamayı ortaya koyan farklı ilişkiler...
Söz konusu olan farklı dünyaları anlatmak, göstermek, simgelemek ya da temsil etmek değil. Söz konusu olan, dansçıları arasında kurduğu ilişkiyle, sahnedeki her dansçının “duruşuyla” ve “var olma biçimiyle” o dünyaları bize hissettirmesi.
Müzik seçimi çarpıcı: En çok Philip Glass ve Yann Tiersen… Daha az, Reich-remixed, Burhan Öcal, Mercan Dede ve Baba Zula...(Burhan Öcal’ın perküsyonuyla pervane misali dönüşler, Yann Tiersen’in “çığlığına” karışan çatışmalar, Philip Glass’la “birbirini kollamaya” yönelik tekrarlar çarpıcı.)
Koreografide sonsuz bir dinamizmle sonsuz dinginliğin iç içe geçmesi, birbirini dengelemesi çok etkileyiciydi. Yaşadığımız an, çağlayıp çoğalıp coşuyor, sonra en hassas, en ince anlara dönüşüyordu.
Bu onuncu yıl eserinde, Tanbay’ın öğrenci ve dansçılardan oluşan “Zeynep Tanbay Dans Projesi” (ZTDP), hem her biri solist niteliğiyle hem de muhteşem bir ekip olarak karşımıza çıkıyor. Alper Marangoz, Bengi Sevim, Beril Şenöz, Bertan Arın, Cennet Erdoğan, Evim Akyay, Suzan Alev, Mert Öztekin, Nil-Gül Batırbaygil, Pınar Güremek ve Tuğrul Savaşçı. Uzayıp giden bedeni, kolları ve bakışlarıyla da dans eden Zeynep Tanbay’ın dansçılara katılması eseri taçlandırıyordu.
Arek Nişanyan’ın ışık tasarımı, en az dansçılar denli, müzik denli önemli bir rol üstlenmişti. Katkısı büyüktü. Emeği geçen herkesi kutluyorum.
Akbank Sanat sponsorluğundaki ZTDP’ye nice on yıllar diliyorum. “Araz” bu akşam Caddebostan Kültür Merkezi’nde. Haberiniz olsun!
Cumhuriyet- 10 Aralık 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler