Menü

Yoksulluk


08 Ekim 2000 - Zeynep Oral -

"Yiyin efendiler yiyin..."

Bu sayfanın kültür-sanat sayfası olduğunu bilmez değilim... Size bugün yine insanı "İnsan" yapan değerlerden ; yaşamı daha anlamlı, daha zengin kılan sanatsal etkinliklerden söz edebilirdim... 28 yıldır (dile kolay: yirmi sekiz yıldır...) varlığını sürdüren Milliyet Sanat Dergisi'nde yeni çabalar, yeni hamlelerle gerçekleştirdiğimiz değişiklikleri ve dinamizmi sizlerle paylaşıp, yenilenmenin coşkusuna, kıvancına sizleri ortak edebilirdim...

Gelin görün ki, ülke gündemine düşen kimi tüyler ürpertici gerçekler karşısında, sanat etkinliklerinden söz etmeye utanır oluyor insan...

Bu sayfanın kültür-sanat sayfası olduğunu bilmez değilim... Onun için rektör konuşmasından, bakan konuşmasından , Genelkurmay konuşmasından, Komutanların konuşmasından, siyasi liderlerin konuşmasından tümceler alıp, gerilime gerilim, şiddete şiddet ekleyemem... "Ya asker gibi düşün / konuş , ya da SUS!" diyemem.

Ama ülkemde soygunun , sahtekarlığın, hırsızlığın, kaçakçılığın kol gezdiği, "Baba"lar tarafından desteklendiği, hanedanlar, yeğenler aracılığıyla teşvik edildiği ; "mafya-bürokrat- siyasetçi " üçgeniyle el üstünde tutulduğu bir ortamda ... İşte tam da bu ortamda Mustafa Sönmez'in Türkiye'deki gelir dağılımı araştırması ( 5 ekim Milliyet'te okudunuz) daha da çok anlam kazanıyor.

Ülkenin yüzde birlik kesiminin geliri, ülkenin yüzde 45'ine eşitse ... En üst düzeydeki grup ayda 7.5 milyar ile geçinirken, en alt grup 32 milyon lira ile geçiniyorsa... İstanbul'un tüm gelirinin yüzde 29'u, "süper zengin" denilen nüfusun yüzde birine gidiyor ; gelirin yüzde 5.9'u , nüfusun düşük gelirli yüzde 25'ine gidiyorsa... Ve bu uçurum her geçen yıl daha da artıyorsa... Vazgeçtim, "toplumsal adalet" kavramından, artık sorgulamamız gereken "Ahlak" kavramıdır!

Ama gelin görün, Türkiye'nin kültürü "soygun ve vurgun kültürü" ... (Sahi bu sayfa kültür sanat sayfasıydı!)

Otuz yıldır kültür , kültür birikimi insanı zenginleştirir diye yazıp duruyorum. Ama kastettiğim bu değildi elbet. Soygun ve vurgun kültürüyle, arsızca, utanmazca, açgözlülükle, çalıp çırparak, "Baba"lardan destek alarak, ha bire tüketerek , ahlaksızca, "zenginleşmek" değildi...

Otuz yıldır birilerinin , hep bu ülkeyi "kurtarmaya" çalıştıklarına tanık oluyorum. ... Askerler, siyasiler vb... Komünizme karşı, irticaya karşı, ırkçılığa karşı, bölünmeye karşı , düşünce özgürlüğüne karşı ha bire bizleri "korumaya" çalışır dururlar...

Peki bunlar farkında değil mi , asıl tehlikenin şu saydıklarımın değil de , "soygun ve vurgun kültürü" olduğunu... Bu kültürün doğal, olağan sayılmasından daha dehşet verici bir şey olabilir mi!

En büyük tehlikenin bu gelir uçurumu olduğunu bilmezler mi? Bilir de bilmez görünmek işlerine mi gelir?

Bu sayfa Kültür ve Snat sayfası olduğuna göre, Tevfik Fikret'e sarılıp "Han-ı Yağma" şiirini size anımsatabilir, "Yiyin efendiler yiyin; bu han-ı iştiha sizin; / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!" diye sürdürebilirim yazıyı...

Ama, inanın o bile gelmiyor içimden.

En iyisi şiiri bulup siz kendiniz okuyun! Şiirin sonuna doğru nasılsa "Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! / Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak!" dizelerine geleceksiniz. O dizelere geldiğinizde, Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer'e bir göz kırpın...

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.