Yine İpek, Yine Latife Hanım…
31 Ağustos 2006 - Zeynep Oral -
İpek Çalışlar’ın yazdığı, yayınlandığından bu yana kapışılan, soluk soluğa okunan, bugüne dek Latife Hanım üzerine en geniş kapsamlı araştırma olan “Latife Hanım”(Doğan Yayınları) kitabına ilişkin düşüncelerimi daha önce bu köşede yazmıştım. O nedenle tekrarlamayacağım.
İpek Çalışlar’a, 4.5 yıl hapis istemiyle “Atatürk’e hakaret ve Atatürk’ü koruma Kanununa muhalefetten” dava açılmasını okuduğumdan beri şoktayım. İnanmakta güçlük çekiyorum. Hayır hayır, yasalardan, kanun maddelerinden söz etmeyeceğim… Ben bu kitabı okuduğumda, Latife Hanım’a yıllardan beri sürdürülen düşmanlığın, kinin , öfkenin, aşağılamanın, yok saymanın, önemini kavramamanın, nihayet kırıldığını görüp sevinmiştim.
Atatürk’le iki buçuk yıl süren evliliği konusunda yaşamı boyunca eşi benzeri görülmemiş bir suskunluğa gömülen Latife Hanım’a, toplum olarak büyük haksızlık ettiğimize inanıyorum. Keşke, keşke , Atatürk’ün etrafındaki çevre, Latife Hanım’ı yüceltmenin, Atatürk’ü de yüceltmek olduğunu (onun buna ihtiyacı olmasa da) kavrayabilseydi. Sıra dışı bir insan olan Mustafa Kemal’in, ancak sıra dışı bir kadınla evlenebileceğinin ayırtına varabilselerdi. Keşke , Latife Hanım’ı , küçültmeye çalışmanın, yok saymanın Atatürk’e yapılacak en büyük ayıp olduğunu fark edebilselerdi…
Şimdi ilk kez, titiz bir gazeteci yazar İpek Çalışlar, Latife Hanım’ı çok geniş ve farklı kaynaklardan araştırarak, onu “aksi, sert, topuklarını yere vuran kadın” klişesinden çıkarıp, en geniş boyutta ele alıyor…. Sonuç : O gazeteci hakkında dört buçuk yıl hapis istemiyle dava açılıyor…
Atatürk’ün hayatta kalabilmek için tebdil-i kıyafetle köşkten kaçması, bir vatandaşımızı fena halde rahatsız etmiş olabilir. Bu olayı belki de ilk kez duyuyor olabilir. “Ah Mustafa Kemal bunu bana yapmayacaktın” diye ağlamış, üzülmüş ya da öfkelenmiş olabilir. Bunlar insanlık halidir…
Kaldı ki bu olayla ilgili olarak yalnızca Vecihe İlmen’in anlatımı yok. Bu olay, Rıza Nur’un , Rauf Bey’in anılarında da var… Bu olay doğru mu değil mi? Bırakın onu tarihçiler istediği kadar tartışsın. Hukuk tartışması yapılacak şey mi bu! Doğru olsa, Atatürk hakkında düşünceleriniz mi değişecek? Neyin davası bu Tanrı aşkına!
Peki ama mantık var, izan var: Her vatandaşın her şikayetini, her ona “ters” gelen durumu savcıların kaale alması mı gerekir ?
İpek Çalışlar’a araştırması için dava… Elif Şafak’a , roman kahramanlarından birinin sözlerini beğenmediğimiz için dava… Korkarım ki, bu gidişle Türkiye’de hiçbir yazarı yaşatmayacağız !
Vazgeçtim dünyaya rezil olmaktan, çocuklarıma, torunlarıma rezil oluyorum, derdim bu !
“Latife Hanım” kitabını okurken değil ama, bu kitabın yazarına açılan davayı öğrendiğimden beri hem Atatürk’e , hem de bir okur olarak bana hakaret edilmiş duygusuna kapılıyorum!
27 Ağustos 2006- Cumhuriyet
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler