Yetmez Ama Evet Diyenler - Hani Tepkileriniz?
23 Eylül 2010 - Zeynep Oral -
Referandum öncesindeydi. Çok sevdiğim, saygı duyduğum bir arkadaşım, bir bilim kadını, “Yetmez ama evet” oyu vereceğini açıkladığında şaşkınlık içinde şöyle sorduğumu anımsıyorum:
Referandumda öyle bir olasılık mı var? Var da benim gözümden mi kaçtı? Yani tercihler arasında “Yetmez ama evet” diye bir seçenek de mi var?
Bu soruma arkadaşımdan herhangi bir yanıt gelmedi.
Şimdi durup dururken bana “Yetmez ama evet” çileri anımsatan Bekir Coşkun’un son açıklaması oldu. “İlk bertaraf edilen ben oldum. Sırada kim bilir daha kimler var!” sözü oldu...
Namuslu, dürüst, usta yazar Bekir Coşkun, hükümete muhalefet ettiği için, düşüncelerini, eleştirilerini açık sözle, riyakârlık etmeden dile getirdiği için çalıştığı Haber Türk gazetesinden çıkarıldı. Tıpkı kısa bir süre önce Mine Kırıkkanat’ın, ucu Erdoğan ve eşine dokunan yazıları nedeniyle Vatan’dan çıkarıldığı gibi...
Merak ediyorum “Yetmez ama evet” diyenlerin tepkisi ne oldu bu işten çıkarmalara?
“Daha çok demokrasi”, daha “liberal” bir ülke istedikleri için eleştiriyi, sorgulamayı yasaklamak... Eleştireni, sorgulayanı işinden atmak; iş olanaklarını kısıtlamak... Yaşam hakkı tanımamak... “Yetmez ama evet” diyenler, neredesiniz, ne diyorsunuz???
(Nedir bu komiklik? Şuna bal gibi “Evet” diyecekler ama dilleri varmıyor! Belki de “Evet” demeye utanıyorlar, ya da kendilerine yakıştıramıyorlar da o nedenle başına ya da sonuna kulp takıyorlar...)
Merak ediyorum bu gazetelerin okurları ne tepki gösteriyor, bu işten atılmalara??? Tepkilerini nasıl ortaya koyuyorlar?
25. ölüm yıldönümünde andığımız Ruhi Su’yu düşünmeden edemiyorum.
Anadolu’dan ve halkından aldıklarını, binlerce yıllık birikimden, yöreden yöreye araştırıp derlediği türküleri, yürek yürek topladıklarını, damıta damıta biriktirdiklerini, çağalta çoğalta sesiyle, sazıyla ve aklıyla ve yüreğiyle yine halkına veren Ruhi Su...
Ruhi Su cezaevlerinde, demir parmaklıklar ardında tutulurken, konservatuvardaki hocalık görevinden, Devlet Operası’ndaki işinden atılırken, radyoevinden, radyo programlarından kovulurken susanlar... Hele hele 12 Eylül sonrasında plakları, konserleri yasaklanırken onun adını ağzına bile almayanlar... Yurtdışından aldığı konser ve hocalık tekliflerini engellemek için kendisine pasaport verilmediğinde, görmezlikten, duymazlıktan gelenler... O ve ailesi açlığa mahkûm edildiğinde, başlarını öte yana çevirenler... Hastalandığında, tedavi için yurtdışına çıkışı önlendiğinde susanlar... İşte o gün susanlar, tepki göstermeyenler, işte o aynı insanlar bugün “demokrasi” havarisi kesilmiş, ahkâm kesip duruyorlar! Yerseniz!
Tepki deyince... Bir süre önce NTV Radyo, Serhan Bali’nin hazırladığı çok başarılı “Klasik Müzik Gündemi” adlı programı yayından kaldırdı! Dinleyiciler öyle bir bilinçli ve ısrarlı tepki gösterdiler ki, kısa sürede program yeniden yayına girdi. Teşekkürler tepki gösteren herkese ve tepkiyi dikkate alanlara!
Bu yazıyı İstanbul’dan uzakta yazıyorum... Önümde dalları yere eğilmiş ılgın ağaçları... Ağaçların arasından turkuvaz renkli bir deniz görünüyor. Tam yanı başımda iki dev portre... İki namuslu insan, iki sanatçı, iki dost, fotoğraflarından bana bakıyor... Sevgili Zeki Öktem ve Sevgili Kemal Sunal... Onlar da buranın yani Akyarlar Motel’in müdavimiydi...
Sizlere Acun Günay’ın dün akşam verdiği çello konserinden söz edecektim, çello öğretmeni Gülyar, öğrencisiyle kıvanç duyabilir diyecektim... Ama olmadı... “Eylül’de Bodrum Yarımadası” yazısı başka güne kaldı.
Şu anda Beyoğlu’ndaki iki sanat galerisine yapılan saldırı haberleri dolmaya başladı bilgisayarıma...
“İki sanat galerisi, içki içildiği gerekçesiyle, Allahuekber sesleriyle tekbir getiren 30 kişi tarafından basıldı. Resim ve fotoğraf sergisi açılışı için galeride bulunanlar kepenkleri indirerek canlarını zor kurtardılar. Galeridekiler, saldırının yaklaşık bir saat sürdüğünü ancak polisin sadece izlediğini açıkladı.”
Alın size bu da bir tepki... Ne dersiniz bu tepki yetmez mi? İllaki Madımak yangını mı gerek???
“Bir ormanda yangın çıkarsa, ormanda hiçbir canlı kalmaz. Bütün canlılar yanar. Türkiye’de de bir orman yangını var...” diyordu Bekir Coşkun...
Heeeeey neredesiniz???
Cumhuriyet - 23 Eylül 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler