Yeni Yıla Girerken…
26 Aralık 2004 - Zeynep Oral -
Ah! Bilmez değilim, yeni yıl geliyor diye insanın yüreği pır pır etmeye başlar… Sanki geride kalan, geçip giden bir yılla, üzüntüler, sıkıntılar, endişeler, yokluklar, kötülükler, haksızlıklar da geride kalacak…
Sanki bir şeyler değişecek… Sanki ufkumuzu daha ötelere taşıyacağız…Sanki denizlere, nehirlere yeni sular dolacak… Yeni sularda, yeni rüzgarları sırtlayıp, yeni hedeflere pupa yelken dümen kıracağız sanki… Yeni ışıklar… Yeni umutlar… Sanki…
Belki alışkanlıktan, belki umudu diri tutmaya sonsuz gereksinimiz olduğundan sürdüreceğiz “sanki”leri…
Oysa… Oysa biliyorsunuz, değişen bir şey yok, sayılardan ve takvim yapraklarından başka. Ancak biz değiştirirsek, değişecek olandan başka…
Yani yeni yılda da farklı dünyalar arasında parçalanıp duracağız, kırılan dağılan parçalarımızı bir araya toplamaya çalışacağız.
Eskişehir yıllar sonra nihayet operaya kavuştu diye sevineceğiz, Yılmaz Büyükerşen’i kutlayacağız bir yandan; öte yandan Bursa’dan Levent Gencelli’nin haberleriyle sarsılacağız. Amca oğluyla evlenmek istemediği için evden kaçan 17 yaşındaki kızın bedenine sıkılan kurşunlara, “töre gereği”, amca oğluyla evlendirilen kız kardeşin dramına kahrolacağız…
Manisa’da okul bahçesinde top oynarken cam kıran çocukların mahkemeye sürüklenişlerini izlerken, bir yandan da çıldırasıya merak edeceğiz Diyarbakır Kulp’ta bulunan toplu mezarın sorumlularının cezalandırılıp cezalandırılmayacaklarını…
Komşu ülke Suriye ile ilişkilerin düzelmesine sevinirken, Turhan Selçuk’un “Türk kadını Emine Hanım, Arap Kadını Esma Hanım” karikatürü gelip yüreğime saplanıyor. İçim acıyor…
İçim içime sığmıyor. Sevinçten ve duygu yoğunluğundan ağlıyorum Ayla Erduran’dan Bach ve Brahms Sonatlarını dinlerken. Sevinçliyim, çünkü ilk kez Ayla Erduran’ın yorumları, dört ayrı CD olarak yayımlandı ve artık onları sık sık dinleyebilirim. Böyle bir müzik, böyle bir yorum varsa, yeryüzü o kadar kötü olamaz!
Yılın son günü yaklaşırken , bir süre önce Diyanetten gelen “milli ve dini değerlerimizle bağdaşmayan yılbaşı eğlencesine” dair hutbeyle , sonradan çark edişle ilgili kuşkularıma , endişelerime on yıl öncesinden bir gölge düşüyor.
On yıl önce, hepimizi hedef alan bir bomba İstanbul’un orta yerinde patlandığında ve Onat Kutlar’la Yasemin Cebesoy’u alıp götürdüğünde, hepimiz biliyorduk teröre boyun eğmemek gerektiğini. Ama o gün orada boyunlarımız koparıldı. Taksim meydanı, İstanbul’un kalbiydi. Türkiye kalbinden vuruldu. Yeni yıla girerken tanrı bizi şiddetten korusun diye dua ediyorum.
Yılın son günü yaklaşırken benim yüreğim, sevgili Duygu Asena’da. Akıllı, iyi yürekli, çalışkan, cesur, azimli, kahraman arkadaşımda… Bugüne dek Duygu, toplumdaki sayısız çarpıklıklarla savaştı. Şu sıralar hastalıkla savaşmakta. Hem ona, hem de en az onun kadar kahraman kız kardeşi İnci Asena’ya güç diliyorum. Duygu’nun daha yapacak çok işi, İnci’nin yazacak çok şiiri var .Yüreğim nöbette, bekliyorum…
Sevgili Okurlar, hepinize sevdiklerinizle birlikte, mutlu, sağlıklı, keyifli, yaratıcı, üretken, çok sesli, çok renkli, her tür şiddetten, baskıdan, sömürüden, eşitsizlikten, bağnazlıktan, haksızlıktan arınmış bir yeni yıl diliyorum.
26 Aralık 2004 - Cumhuriyet
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler