Yeni Yıl Dilekleri ve İdil Biret
01 Ocak 2002 - Zeynep Oral -
"Lütfen söyler misin bana, buradan ne yana gidebilirim?"
"Bu gitmek istediğin yere bağlı" dedi Kedi.
"Neresi olursa olsun önemi yok"dedi Alice.
"O zaman ne yana gitsen olur" dedi Kedi.
Alice, sözünü açıklamak amacıyla, "Yeter ki bir yere varayım" diye ekledi.
"Tabi varırsın" dedi Kedi, "yürümekten yılmazsan , bir yere varırsın elbet."
Sevgili Okurlar, 2002'nin ilk "Esintiler"inde yeni yıl dileklerimi sıralamak üzere yola çıkmıştım ki "Alice Harikalar Diyarında" aklımı çeldi ve ilk dileğimi oluşturdu.
Yılmadan yürümenizi diliyorum. Yeter ki, nereye varmak istediğinizi bilin...
Tükettiğinden daha çoğunu üreten bir toplum olmamızı diliyorum...
Hukuk devleti ilkelerinin yaşama geçirilmesini diliyorum. Ceza Yasası'nın "düşünce suçu"na yer vermeyecek, kadın erkek eşitliğini sağlayacak yönde değiştirilmesini diliyorum.
İşkencenin, şiddetin, baskının, zorbalığın lanetlendiği, cezalandırıldığı bir ülke diliyorum.
Ölümlerin , yalnız ve yalnız doğal olmasını diliyorum.
Toplumsal barış için kaçınılmaz olan gelir dağılımı ve fırsat eşitliğinin kollandığı, egemen olduğu bir düzen diliyorum...
Dilekler listem uzun, köşenin boyu kısa, ondan kesiyorum.
İdil Biret'i dinlemek, bence yeryüzünün en büyük nimetlerinden biri. Önümüzdeki hafta Akbank Oda Orkestrasıyla, önümüzdeki ay İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasıyla İstanbul ve Ankara'da konserleri var.
"Harika çocuk"luğundan bu yana çok yıllar geçti ve bana soracak olursanız harikalığı her geçen yıl büyüdü. Ona soracak olursanız. "Zaten her çocuk harikadır. Ama biz bilemiyoruz, fark edemiyoruz."... "Benim şansım oldu, hepsi bu."
"Beni ben yapan iki insan" dediği Nadia Boulanger ve Wilhelm Kempff'i tanıdığında, yedi yaşındaydı, Paris'deydi. Üç birincilik ödülüyle ilkinin okulunu bitirdi. Onbirinde, Wilhelm Kempff'le Theatre Champs Elysée'de konser veriyor, Mozart'ın ikili piyano konçertosunu çalıyordu.
O gün bugün dünyayı dolaşıyor, çalıyor ve çalışıyor. Birbirinden ünlü orkestralarla, büyük şeflerle, dünyanın tüm sanat merkezlerinde sayısız konser, sayısız ödül...
O gün bugün dünyanın belli başlı piyano yarışmalarında jüri üyesi ...
O gün bugün 70'i aşkın plak. Dünyada ilk kez Beethoven'in tüm senfonilerini, dokuzunu birden (Liszt düzenlemeleriyle) , Chopin, Brahms ve Rachmaninov'un tüm solo ve konçertolarının plak kaydını gerçekleştiren o. Boulez'in üç sonatıyla "Altın Diapason Ödülü"nü kazanan o.
Dünya müzik eleştirmenleri onu "gelmiş geçmiş en iyi Chopin yorumcusu" ilan ederken kimi Ashkenazy, kimi Cortot ya da Kempff'le karşılaştırdı. En karamsar gününüzde İdil Biret'in internet sitesine girin -www.idilbiret.de- hakkında yazılanları okuyun ya da plaklarından birini dinleyin, gününüz aydınlanır, bırakın "dünyalı" olmaktan, bu ülkenin insanı olmaktan tat alırsınız!
Müzik dünyasındaki başarıları bir yana, ben İdil Biret'in yaşama sanatına da hayranım. (İkisi birbirinden pek ayrılmıyor zaten.)
Kendisiyle ve dünyaya sonsuz barışık.
Çocuk yaşından başlayan o müthiş çalışma ve disiplin zorunluluğu bile çocukluğunu yaşamasına engel olmadı. Genç yaşta bütün o turneleri, uçakları, otel odalarını ve bin bir güçlüğü bir "serüven" olarak karşıladı . Her konser bir riskti. Ama o,serüvenleri, risk almayı sevdi. ("Zaten her sabah uyanışımız bir risk değil mi?" diyordu.) En çok en çok dünyaya açılmayı, dünyayı kucaklamayı sevdi.
Yaptığı şeyi en iyi yapmak tutkusu... "Star"lıkla yakından uzaktan hiç ilgisi olmayan kişiliği... Sonsuz kültürü ve tıptan edebiyata, hukuktan metafiziğe uzanan "okuma oburluğu"... İnsana şaşkınlık veren alçakgönüllülüğü... (Bir kez, "Uzaydan çekilmiş fotoğraflara bakınca dünyayı bir nokta gibi görüyorsun. O fotoğrafa bakıp düşününce , kendi yerini de görüyorsun" demişti.)... Enerjisini hep yapıcı ve olumluya yöneltmesi...Doğayla, çevresiyle, kendiyle , "yaptığı işle" uyumu araması, dengeyi kollaması... Bunlar onu çok özel kılıyor.
Yine o sohbette "Yaşamda en güzel şey, yaşamak" demişti. "Büyük bir senfoniye katılmak gibi , her anı yaşamak... En kötü koşullarda bile güzel olanı seçebilmek, görebilmek, onu kavrayabilmek..."
İdil Biret'ten bu son alıntıyı da yeni yıl dileklerime katıyorum.
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler