Yaraları kanatma değil, okşama vakti
17 Aralık 2009 - Zeynep Oral -
Hiç gözümün önünden gitmiyor : Yunanistan’da bir toplantıdaydım. Öfkeli bir konuşmacı, ağzından tükürükler saçarak, “Türkler bize şunu yaptı, bunu yaptı” diyerek kin öfke ve intikam kusuyordu... Oturumu yöneten arkadaşım Fotini Sianu , konuşmacının süresi dolunca şöyle dedi:
“Söylediklerinize hiç katılmasam da, kendinizi ifade hakkınıza duyduğum saygıdan konuşmanızı sonuna dek dinledim… Bizim dünyaya bakış açımız, çalışma yöntemlerimiz sizinkinden farklı. Siz var olan yaraları kaşıyıp kanatmaya bakıyorsunuz; biz ise yaraları tedavi edip, sarıp, izlerinin kalmaması için gayret ediyoruz.”
Bu sözleri söylerken, kadınca bir dürtüyle, sanki elinin üzerinde bir yara varmış gibi öteki eliyle o yarayı usul usul okşuyordu...
Şu son gülerde içimden hep o hareketi yapmak geliyor. Sarılıp, okşamak… Yaraları sarmaya çalışmak...
Oysa... Oysa herkes elbirliğiyle yaralara bıçak sokup kanatmaya çalışıyor.
AKP iktidarında her ama her konuda ayırımcılığı körüklemesi yaraları kaşımaktı.
“Kürt Açılımı” diye, Kürt kökenli vatandaşları değil, PKK’yı muhatap alması yarayı kaşımaktı.
Yasaları yok sayarak Habur Sınır Kapısı’na mahkemeyi taşıması yarayı kaşımaktı.
Salt kendine demokrat, salt kendi partisinin kapanmamasını savunan iktidar partisi olsun, muhalefet partileri olsun , partileri kapatmayı imkansızlaştıracak tek yasal düzenlemeye gitmeyen Meclisteki herkes son iki yıldır yaraları kaşıdı. Zaten Meclis’teki o çok seviyeli (!) konuşmalarını izledikçe, “daha çok kavga, daha çok kan, daha çok şiddet” haykırışlarından başka bir şey duymaz oluyorum.
DTP’nin, Öcalan’ın oda boyutları için kopardığı fırtınanın, gösterdiği ilginin binde birini şiddete uğrayan, burnu kesilen, kafası taşla ezilen, aile meclisi kararlarıyla öldürülen kadınlara kızlara, işsizlikten kırılan, hapislerde çürüyen gençliğe gösterememesi, yarayı tekrar tekrar kanatmak değil de neydi!
Peki daha büyük manzaraya bakalım : ABD , Ortadoğu yeniden şekillenecek kararı verirken… Bu kararını uygulamaya koymak için AKP’yi seçerken, herhalde yaraları sarmayı düşünmüyordu, en azından artık bunun bilincindeyiz…
Şimdi gözleri ve yürekleri şiddet bürüyüp , para karşılığında, intikam, kin, öfke karşılığında, zulüm karşılığında birbirimizle vuruştuğumuz şu günlerde hepimizin hatırlaması gereken bir nokta var:
Kürtler ve Türkler birbirimize ihtiyacımız var. Çıkarlar için, politik yapılanmalar ,için falan değil. Salt insan olduğumuz için... Vicdanımız olduğu için... İnsanlığımızı anımsamak için... İnsan olmaktan utanmamamız için, birbirimize ihtiyacımız var.
Şimdi yaraları sarma , okşama vakti...
Karamsarlık hepimizi daha çok egemenliğine almadan önce hep birlikte Bertolt Brecht’in dizelerini tekrarlamalı:
“Duvara tebeşirle
‘Savaş istiyoruz’ diye yazmışlar.
Bunu yazan
Vuruldu çoktan”.
Cumhuriyet- 17 Aralık 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler