Vur / Yağmala / Yeniden...
10 Nisan 2009 - Zeynep Oral -
Tiyatroda "yeni dil"i tanımak, bugünü kavrayabilmek için…
Yüzünüze indirilen bir şamar… Fırlatılan her sözcüğün, değdiği her yeri dağlaması, yakıp yıkması… Fısıldanan her sözcüğün sizi şefkatle sarıp sarmalaması… Söylenen her sözcüğün, taşıdığından daha geniş bir alana yayılması, yayılması, yayılması… Söylenen her sözün ve söyleme biçiminin yeryüzünün tüm duygularını kapsaması… Ve sizi o duygularla yüzleşmek, hesaplaşmak zorunda bırakması…
Kaçış yok! Ölümle, savaşla, zulümle yüzleşeceksiniz!Tutkularla, büyük korkularla da! Bu, evde sıcak koltuklarınıza gömülüp haberlerde savaş izlemeye benzemiyor. Bu bir yandan akşam yemeği yerken, öte yanda televizyonda ülkelerin işgal edilip, bombaların mayınların patlamasını seyretmeye benzemiyor! Hele hele biri bizi gözetliyor programlarına hiç ama hiç benzemiyor!
Gördükleriniz, işittikleriniz, duyduklarınız, izledikleriniz karşısında çırılçıplaksınız, savunmasızsınız! Ama dedim ya, kaçış yok!
Topu topuna 20 dakikalık bir "oyun" izlediniz. Ama yüz binlerce 20 dakika peşinizi bırakmayacak yaşadığınız o anlar.
Peşimizi bırakmayan
Dot ‘un Bİlsar’da (Bilsar sponsorluğunda) çok iddialı, çok azimli, çok yürekli tasarısından söz ediyorum…. Çarpıcı bir biçimde gerçekleştirdiği, gerçekleştirmekte olduğu proje!
Kendi de ölümlerden geçmiş, travmaları, büyük korkuları, ölümleri yaşamış İngiliz oyun yazarı Mark Ravenhill`in yazdığı, Murat Daltaban’ın sahneye koyduğu "Vur / Yağmala / Yeniden" bir radyo oyunu ve 16 kısa oyundan oluşan bir "oyunlar zinciri" . Mevsim başından beri kısa oyunlar, ikişer ikişer sunuluyor. Ben bugüne dek böylesine yoğun 20’şer dakika, belki de hiç yaşamamıştım!
(Gözümün bana oynadığı oyun yüzünden birkaç ay tiyatrosuz kalınca, ancak geçen hafta serinin 6. gösterisini izleyebil. Birbirinden bağımsız ama duyarlıkta bağımlı oyunlar… Daha önceki oyunları bu sayfalarda Dikmen Gürün’den okumuştunuz. Benimki eleştiri değil, sadece, serinin neresinden yakalarsanız yakalayın, hiç fark etmez, yeter ki görün demek için yazıyorum! )
Savaş, barış, özgürlük, demokrasi, suç, ceza, iktidar, güç gibi kavramlar kullanılarak bugünümüz, içinde yaşadığımız dünya anlatılıyor. Kapitalist sistemin, tüketim toplumunun, savaşarak, öldürerek, zulüm ve işkenceyle ayakta tuttuğu bir dünya düzeninde yaşadığımız kaos, parçalanmışlık, yokluk, yalnızlık, çaresizlik ama aynı zamanda insanın insana muhtaçlığı anlatılıyor. Bunca etkili ve çarpıcı olmasının, bana yukarıdaki bütün o sözleri yazdıran ise sanatsal güç!
Sanatsal güç
Benim izlediğim iki kısa oyun "Mahşer" ve "Ana" adını taşıyordu. Türkçeleri Özlem Karabağ’ın. Kısa, sert, acımasız ve acıtıcı sözcükler kullanan, yoğun bir dil. "Mahşer"de ( Bir kadın ve oğlu yaşındaki erkeğin bir motel odasında buluşması sırasında televizyon haberleri) "Üç maymun" filminde izleyip hayran olduğum Hatice Aslan ve Enis Arıkan … "Ana"da , bir daha beni asla terk etmeyecek olan İpek Bilgin ( kapısında iki asker görünce, savaştaki oğluna dair haberi almamak için direnen annedir o) ve Mürüvvet Kurt, Cem Özeren… Bir de sahnede görünmeyen varlığını her an hissettiren televizyon, rolleri paylaşıyor… (Serinin tümünde 40 kadar oyuncu rol alıyor)
Mükemmel oyunculuk, Yeşim Bakırküre’nin işlevsel minimalist dekoru, Kemal Yiğitcan’ın çok özenli ışık tasarımı, her anı inceden inceye işlenmiş bir yorum!
Yüzünüze indirilen bir şamar… (Şimdi yazının başına dönüp yeniden ilk satırları okuyabilirsiniz.) Meraklısı, "Suratına!", "Yüzüne" ya da "yüzyüze- yüzleşme" diye çevirebileceğim tiyatroda "in yer face" akımı üzerine araştırma yapabilir… ("Your" sözcüğü surata fırlatılırken "yer" olmuş!) Ben başta Murat Daltaban olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum. "Mahşer" ve Ana" 12 nisana dek dürüyor. Bu tarihten sonra sıra "Bir Ulusun Doğuşu" ile "Suç ve Ceza"da. Mayıs’ta tümünü birden oynayacaklar.
Tiyatroda "yeni dil"i tanımak, bugünü kavrayabilmek için kaçırmayın derim.
Cumhuriyet- 10 Nisan 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler