Menü

Utanıyorum…...


21 Aralık 2008 - Zeynep Oral -

1970’lerdeydi. Bir kez Yemen’in başkenti Sanaa’da, bir kez de Pakistan’ın başkenti Lahor’daki  havaalanında aynı görüntüyle karşılaşmıştım.  Üniformalı güvenlik güçleri  ellerindeki koca kırbaçları şaklatarak  birinde taksi şoförlerini, ötekinde ise yolcuları karşılamaya gelenleri  sıraya sokmaya , geri püskürtmeye çalışıyorlardı. Ellerindeki kırbaçları şaklatarak… O zaman insanlığımdan utanmış ve bir kez daha Tanrıya şükretmiştim Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinden geldiğim için!

Geçen hafta  Pazar akşamı, bir kongre dönüşü yurtdışından İstanbul Atatürk Havalimanına geldiğimde kendimi Lahor ya da Sanaa’da sandım. Hayır şaklayan kırbaçlar yoktu… Bayram dönüşü, Haç dönüşü, dönenlerden bin kat daha çok karşılamaya gelenler, öne geçmek için birbirini ezenler,  karanlık giysili, karanlık bakışlı insanların birbirine saygısızlığı, öfkesi  vardı… Dışarıda ise saatlerce bloke olan trafik… Ertesi sabah  THY Müdürünün şıpıdak terlikli fotoğrafıyla, beynimdeki resim tamamlandı. 

“Ilımlı İslam”dan kastettikleri bu muydu? Utanıyorum. Ne oluyor bize?

Fransa’dan bir gazeteci arkadaşım telefonda  “Sizin aydınlar  soykırımı tanımak için kampanya başlatmışlar doğru mu?”  diye soruyor. Neresini düzeltsem ki… Hay başınıza “aydınlarımız” kadar, yeryüzündeki tüm “soykırımlar” kadar taş düşsün!  Anlatıyorum: Üzüntüyü paylaşıyorlar, özür dilemeleri ondan diye. Hayır  illaki soykırımı tanıyorlar mı sorusu!  Utanıyorum bu tür gazetecilik yapanlardan!

Ama en çok, en çok,  CHP milletvekili Canan Arıtman’ın sürdürdüğü tavırdan dolayı utanıyorum. Cumhurbaşkanına ya da sokaktaki adama, hiç fark etmez!   Elbet hayatta insanı,  “Sen Ermeni misin?” , “Sen Yahudi misin”, “Sen Rum musun”, “Sen Müslüman mısın” gibi sorulardan daha  berbat hissettirebilecek sorular da var. Örneğin  “Sen ırkçı mısın? “, “Sen insan mısın?”  gibi sorular akla geliyor…

Başta Başbakan olmak üzere birçok yazarın   kampanyaya katılanları “vatan haini” ilan etmesi , hedef göstermesi, tehdit etmesinden utanıyorum en çok…  

“Kim daha çok insan kesti, sen mi kestin ben mi, kim başlattı, önce kim özür dilemeli”  savlarının, pazarlıklarının , kahve  adabına bile uymayacak biçimde,”Sen  hangi takımdansın, hangi takımı tutuyorsun  edasıyla,”tartışılmasından“    utanıyorum…

Kampanyaya katılanların, imza atmayı ret edenleri “faşist” ve “vicdansız” nitelemelerinden utanıyorum…

Ne kadar çok bölünüyoruz, parçalanıyoruz, bizim gibi düşünmeyeni lanetliyoruz… Bir an için durup bunu  düşünsek…

Sonra yine şiire sığınsak… birbirimize sığınamadığımıza göre…

Yaşasaydı 100 Yaşında olacak  Ahmet Muhip Dranas’ için yarın, İstanbul İŞ Sanat’ta, bir şiir dinletisi gecesi düzenlendi. Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar gibi usta yorumculara piyanoda Serdar Yalçın eşlik ediyor.

Şairi,  çok sevdiğim  ve müziği şu anki ruh halime denk düşen  “Kar”  şiiriyle anıyorum:

“Kardır yağan üstümüze geceden,/ Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,/ Ormanın uğultusuyla birlikte / Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte /Kar yağıyor üstümüze, inceden.”

Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,/ Unutulmuş güzel şarkılar için / Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,/ Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan/Sesin nerde kaldı? kar içindesin!

Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! /Uyandırmayın beni, uyanamam./ Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, / Allah aşkına, gök, deniz aşkına / Yağsın kar üstümüze buram buram...

Buğulandıkça yüzü her aynanın/  Beyaz dokusunda bu saf rüyanın / Göğe uzanır - tek, tenha - bir kamış / Sırf unutmak için, unutmak ey kış! / Büyük yalnızlığını dünyanın.”

Hepinize iyi Pazarlar…

Cumhuriyet- 21 Aralık 2008

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.