Menü

Turhan Selçuk: Çizgide 60 Yıl


21 Ekim 2002 - Zeynep Oral -

Çizgiye adanmış tüm bir yaşam... Yalnız çizgiye değil... İnsanı insan yapan değerlere adanmış bir yaşam...
O çizgilerle, insan haklarını, insan onurunu birbirinden ayırmak olanaksız... O çizgilerde , başkaldırıyı, sömürüye, eşitsizliğe, yalana, talana başkaldırıyı görmemek olanaksız... O çizgilerde şiddete , kaba kuvvete, hoyratlığa karşı duruşu , direnişi fark etmemek olanaksız... O çizgilerin gerisinde sonsuz bir derinliği hissetmemek , düşünceye, emeğe, çalışmaya verilen önemi duymamak olanaksız...
Turhan Selçuk'tan ve Turhan Selçuk'un çizgilerinden söz ediyorum.

"Karikatür" sözcüğü, onun sanatını tam anlamıyla kapsamıyor bence. "Karikatür" den çok daha geniş alanlara ve anlamlara uzanan bir çizgi sanatı onunki.
Doğunun mistik çizgileriyle, Batının düşünce biçimlerini harmanlayan bir biçem ... Gözlem ve düşünceye dayanan , ayrıntıların , çeşitliliğin zenginliğini, en ekonomik biçimde, en yalın , en açık seçik iletme tutkusu... Gözlemleri tartışmaya, tartışmayı eleştiriye, eleştiriyi dirence, direnci başkaldırıya dönüştüren bir tutum... İnsana ilişkin her konuda sınırsız bir özgürlük...
İşte belki de Turhan Selçuk'un sanatının büyüsü bu sınırsızlıktan kaynaklanıyor.
Bu akşam, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda Turhan Selçuk'un "Çizgide 60. Yılı" kutlanacak. Tüm dostlar onun sanatını irdelerken, anılarını paylaşırken, ona ilişkin bildiğimiz bilmediğimiz yanlarını dile getirirken, dünya çapında kazandığı başatılar anlatılırken , hiç kuşkum yok , o yine çok az konuşacak, hep susacak , mahcup önüne bakacak, belki sıkılacak, daha çok yarın çizeceği karikatürü düşünecek...
Ben ise onu izlerken , aynı zamanda Türkiye'nin şu son 60 yıllık politik ve toplumsal gelişimini düşünüyor olacağım... Çünkü onun 60 yıllık sanat uğraşı aynı zamanda ülkemizin 60 yıllık gün be gün serüveniyle örtüşüyor.
Avrupa Birliği, uyum yasaları, ilerleme raporları, kapılarda bekleme /bekletilme durumları ... Bütün bunlar bir yana, Turhan Selçuk'un çizgileri onlarca yıl önce , değil Avrupa Birliğine, Dünya Birliğine çoktan girmişti. Dünyanın belli başlı uzmanları onun sanatını değerlendirirken, sanat dünyasına armağan ettiği dili överken, Türkiye'nin adı yüceliyordu.

Hiç unutmuyorum bundan on yıl önce Strasbourg'daki Avrupa Konseyi toplantısına , Dışişleri Bakanlığı Turhan Selçuk un bir sergisini götürmüştü. İnsan hakları ihlallerine cephe alan , insan onurunu savunan karikatürlerden oluşan bir sergi...O zaman (1992) yazdığım bir yazıda Turhan Selçuk'un benim üzerimdeki etkisini şöyle dile getirmiştim. Aynen tekrarlıyorum:
"...Çocuktum, gazetelerde, dergilerde onun karikatürlerini görüyordum. Okul yıllarımda onun karikatürlerini elden ele dolaştırıyorduk. Onun karikatürlerini izledikçe , genç beyinlerimizde her tür haksızlığa, en yakınımızdaki ve en uzaktaki tüm haksızlıklara karşı çıkmamız gerektiğini öğreniyorduk. Ve insan onurunu , ne pahasına olursa olsun korumamız gerektiğini...
Aklı beş karış havada, ders çalışmakla okulu kırmak arasında gidip gelen genç kızlardık ama o karikatürler karşısında toparlanma gereğini duyuyorduk, kendimize çeki düzen, düşüncelerimize çeki düzen verme gereğini duyuyorduk... Yetişmemizde, kişiliğimizi bulmada Turhan Selçuk'un büyük bir payı olduğuna inanıyorum.
Okul sıralarında, orta ya da lise dönemlerinde , çizgilerinin özgünlüğünden, ustası olduğu ekonomik anlatımdan, yarattığı kendine özgü dilden , karikatür sanatına kattığı boyutlardan haberdar mıydım, doğrusu bilmiyorum. Belki de yalnızca konusu, verdiği mesaj ilgilendiriyordu beni. Bu saydıklarımı sonradan keşfedecektim. Gazeteciliğe başladıktan sonra ise , onunla aynı çatı altında çalışmam bana yalnızca kıvanç verdi."
Bu söylediklerimden bu yana on yıl geçti ve şu kadere bakın (kadere inanmadığıma göre, medya dünyasının cilvesine bakın) bugün yine Turhan Selçuk'la aynı çatı altında çalışmanın kıvancını yaşıyorum. Onun, bulunduğu, olduğu yere kazandırdığı saygınlıktan kendime pay çıkarmaya çalışıyorum...
En özgür kuşlardan daha özgür çizgilerin hep kanat çırpması dileğiyle...

21 Ekim 2002

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.