Menü

Turgutreis’de gün batarken...


10 Eylül 2006 - Zeynep Oral -

Günlerden 15 Eylül. Akşamüstü. Güneş batmak üzere...

Bodrum yarımadasının her köşesinden güneş ayrı bir cümbüşle batıyor. Kimi koyda uysal,sessiz sedasız , kiminde alev alev bağıra çağıra haykırarak batıyor... Uçsuz bucaksız denize gömülürken, dantel koylar, adalar arkasına saklanırken, zeytin ağaçlarının , çam ormanlarının arasından her bir ağaca, her bir yaprağa tek tek yolladığı ışık huzmesiyle veda ederken, bizden de bir şeyler alıp götürüyor: Bir kahkaha, bir umut, bir sevinç, ya da bir damla hüzün, bir acı, bir endişe, bir düş kırıklığı... Hele bir yarın olsun... Güneş nasılsa yine doğacak... Emin misiniz...

Eylül ortası ve yarımada, yaz aylarının o hoyrat, şımarık, arsız kalabalıklardan çoktan arınmış. Yerini geç gün doğumlarının ve erken gün batımlarının pembeden eflatuna, ebruliden mora uzanan doğanın renk zenginliğine bırakmış...

Turgutreis’de gün batımında , koya tepeden bakan Karabağ Mezarlığındayım. Yıldız Kenterle birlikte... Mezarlığın en ucunda, denizle, karşı adacıklarla, ufuk çizgisiyle, sonsuzlukla adeta bütünleşmiş kabrinde Şükran Güngör dinleniyor. Çevresini zeytin ağaçları, serviler, rengarenk bugenvilyalar, kendiliğinden bitiveren yabani orkideler , Leyla’nın (Yıldız Kenter’in kızı) fidanlarını Afrika’dan getirip diktiği jakaranda ağaçları sarmış. Sabahki anma töreninden bırakılmış çiçekler hala taptaze. Mimar Behruz Çinici’nin tasarımı mezar taşı ‘su gibi’ akıcılığı, ve sonsuzluğu vurguluyor... Dört yıl önce 15 Eylülde yitirmiştik tüm birikimleriyle, emeğiyle, ustalığıyla , yeteneğiyle, duyarlığıyla ve eşsiz kişiliğiyle tiyatromuza, yaşamımıza değer katan Şükran Güngör’ü.

Ona içimden tüm sevgimi ve saygımı iletirken, Vanya Dayı’dan "Büyük Adam Küçük Aşk"ın emekli yargıcına, canlandırdığı nice kişiliği de bir kez daha kucaklıyordum. Neden sonra, tam Şükran Güngör’ün başucundan ayrılacakken fark ettim, yanıbaşındaki hazır ama boş kabri... Ve o anda anımsayıverdim dört yıl önce Kenter Tiyatrosu sahnesinde Yıldız Kenter’in sözlerini. Eşini sahneden uğurluyordu. Konuşmasının son sözleri şuydu:

"Bekle beni, yakında yine buluşacağız...”

Gözlerim, genzim , yüreğim gün batımından yanıyor olsa gerek...

Fırladık Yıldız Kenter’le daha da tepelere... Güneşin tam kaybolacağı anı daha iyi yakalayabilmek ve sohbet etmek için... Yıldızını asla söndürmeyen Yıldız Kenter’i dinlerken, bu yaratıcı yüreğe, dinamizmine, coşkusuna gençliğine hayran olmamak imkansız. Tiyatroyla soluk alıp verdiğini gözle görüyor, bu eşsiz emeğe elle dokunuyorsunuz. Önümüzdeki tiyatro mevsiminde yeni projelerinin yanı sıra geçen yılın çok başarılı prodüksiyonu “Gece Mevsimi”nin yeniden sunulması tiyatroyla ilgilenenler için büyük bir kazanç.

Projelerden sonra (artık gün batmıştı), başka şeylerden de söz ettik. En çok duyarlık ve duyarsızlıktan, sevgiden, saygıdan, nefret ve öfkeden...Bir insan hiç tanımadığı, bilmediği, ne kişiliğini ne de birikimlerini, emeğini, çabasını hiç ama hiç değerlendiremediği bir insanı niye yaralamaya, niye karalamaya, niye kanatmaya, acıtmaya çalışır? Nefret bilgisizlikten mi beslenir? Ama nasıl? Saldırganlık kime, neye yarar?

Soruları çoğalttık. Yanıtları bulamadık.

Birbirimize sarıldık. Sonra ayrıldık.

Turgutreis’de güneş çoktan batmıştı. Ama ben gün batımını uzatmaya kararlıydım.

Hemen karşı bir tepeye geçiverdim. Yamaçevleri buldum. Orada Ressam Burhan Doğançay’ın ev- atölye- sergi alanı – ev ve bahçesinde “güneş” yeniden doğdu.

Adeta küçük bir müze: Doğançay’ın her döneminden bir ya da birkaç eserin yer aldığı, duvarların konuştuğu, kapıların sizi şaşırttığı, tuvallerin ışık saçtığı, fotoğrafların gözle görünmeyeni görünür kıldığı bir dünya... Sanatçı , çalışmalarını artık hem burada, hem de İstanbul’daki Doğançay Müzesi’nde sürdürecek.

Akşam olmuştu. Şimdi de Turgutreis ayaklarımın altında ışıl ışıldı. Ufka baktım. Ufuk çizgisi görünmüyordu.

17 Eylül 2006- Cumhuriyet

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.