Menü

Tiyatro ve Popo


12 Mart 2000 - Zeynep Oral -

Tiyatro ve Popo ve Düdük

Bu başlığın bir bölümü için ilhamı , Pendik kaymakamından aldım. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde, Franca Rame ve Dario Fo'nun yazdığı , Füsun Demirel'in çevirdiği ve üç kadın oyuncunun oynayacağı "Kadın Oyunları"nı , ayıptır, ahlaka aykırıdır diye yasakladı, oynatmadı. "Bakın işte sayfa 70'de 'poposu da güzel' deniyor , kitap böyle kelimelerden oluşuyor" diyerek müthiş bir örnek de verdi.

Kaymakam Bey, böylelikle Pendikli gençlerimizi ayıptan uzaklaştırmış ve ahlaklarını kurtulmuş oldu. Nobel ödüllü Dario Fo'nun yıllardır ülkemizde sunulan oyunlarını izleyenlerin ayıbı ve ahlakı bir başka bahara kaldı!

X

Devlet Tiyatrolarında durum vahim. Birkaç olay içiçe gelişiyor:

Şimdiki Genel Müdür Rahmi Dilligil'in (ki tepeden inme bir müdürdür) kendi yazmadığı bir oyunu önce kendi yazmış gibi , sonra kendi "uyarlamış" gibi yaparak edebi kurula sunması , yani bir "hırsızlık" iddiası var...Rahmi Dilligil konuşmuyor, onun savunmasını Refik Erduran üstlenmiş gibi... Bu araştırılacak ve gerçek ortaya çıkacaktır.

Bence asıl önemli konu Devlet Tiyatrolarının son yıllarda içinde bulunduğu durum: Ha bire Genel Müdür değişiklikleriyle, Kültür Bakanlığı'nın olur olmaz müdahaleleriyle ve tayinleriyle, burayı bir sanat kurumundan çok, memurların çalıştığı mülki amirlik gibi görme eğilimiyle, idari tutkuların sanatsal tutkuların önüne geçmesiyle buranın bir gayya kuyusuna dönüşmesi...

Şimdi ilk kez Devlet Tiyatroların'da çeşitli dönemlerde Genel Müdürlük yapmış, kamuoyunun yakından tanıdığı 7 insan, 7 saygın kişi, 7 sanatçı bir araya geliyor. Ortak yanları , Genel Müdürlük yaptıkları kurumu düze çıkarma isteği ve çabası. Bozkurt Kuruç, Turgut Özakman, Ergin Orbey, Yücel Erten, Lemi Bilgin, Mehmet Ege ve Raik Alnıaçık. Çeşitli dönemlerde, deyim yerindeyse, "boğaz boğaza gelmiş" bu insanların, bugün aynı amaç ve ilkeyle bir araya gelmeleri, çok önemlidir. Bir araya gelip kamuoyuna seslenmeleri , önemlidir. Kamuoyuna yaptıkları açıklama bile medyanın bir bölümünde "yer bulamıyorsa" bu çok düşündürücüdür. (Neyse ki, Milliyet'te bu açıklamayı dün okudunuz)

Bu yedi Genel Müdür iki soruna dikkat çekiyor: Birincisi:Kurumun yasayla belirlenmiş tüzel kişiliğine saygı duyulmaması , Kültür Bakanlığının olur olmaz müdahaleleri... İkincisi: Halen 200 kadar sanatçı için soruşturma açılmış olması. Neden mi açılmış? Şimdi sıkı durun: Çünkü bu sanatçılar, konuşmuşlar, çalıştıkları kurumun dünü, bugünü, yarınına ilişkin tartışmışlar, düşüncelerini açıklamışlar, hatta utanmadan (!) gazetecilerle konuşmuşlar , kimi yazı yazmış, kimi dilekçe vermiş... Ve bütün bunları ülkenin bölünmez bütünlüğü ya da başka konularda değil, çalıştıkları kurumla ilgili olarak yapmışlar! "Salla başını al maaşını" yerine, konuşmuşlar, tartışmışlar, düşüncelerini açıklamışlar!

200 kadar sanatçı için soruşturma birkaç aydır sürüyor. Bu insanlar işlerini mi yapacaklar yoksa günlerini ifade vermek, savunma yapmakla mı geçirecekler? Bu ruh haliyle sahneye çıkılabilir mi? Bu durum, aynı sahneyi paylaşan öteki sanatçıları da etkilemez mi?

İçimden , bunlar sanatçı, memur değil diye haykırmak geliyor. Elbet düşünecekler, konuşacaklar, tepkilerini dile getirecekler , tartışacaklar. Tiyatroda işler emir komuta zinciri içinde yürümez. Ve bin kez tekrarladığım gibi, parayı veren bu alanda düdüğü çalamaz. Hoşgörü, duyarlılık , incelik ve özen gerektiren bu alana sert yöntemler , soruşturmaların dişli çarklıları arasında zaman ve insan harcamak reva görülemez.

Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın bu konuda görüşünü istediğimde , geçmiş dönemlerdeki Genel Müdürlerin yanlışlarını dile getirdikten sonra şimdiki yönetimle tiyatronun bir hamle içine girdiğini, başta Türki Cumhuriyetlere olmak üzere dış ülkelere açılım başladığını ; "Ben sanatçıyım, bana kimse karışamaz"zihniyetinin yanlışlığını anlattı. Hayır yedi eski Genel Müdürle görüşmemişti. Böyle bir istekleri olmamıştı. Keşke açıklamalarını "basın yoluyla" yapmasalardı. Ve Sayın Bakana göre bu açıklamada "Kural dışılık vardı. Ve gerilim yaratıcıydı.". Devlet , zaten sanatsal alana karışmıyor, Devlet Tiyatrosu'nun daha başarılı, daha iyi , daha yaratıcı olmasını sağlamaya çalışıyordu.

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.