Menü

Tiyatro izler gibi…


24 Nisan 2005 - Zeynep Oral -

Önceleri, bana tam bir tiyatro gibi geliyordu. Şimdiye dek dünyanın hiçbir ülkesinde , hiçbir sahnesinde görmediğim gibi bir tiyatro…

Çarpıcıydı: Özellikle “mise-en scene”, yani sahneye konuşu kusursuzdu. Mükemmeldi diyebilirim. Ama tiyatroyla yakın uzak ilişkisi olan herkes bilir ki, sahneye konuşun en önemli yanı yorumdur. Gerçeği söylemem gerekirse ilk anda yorumu falan düşünecek halde değildim, çünkü gözlerimin önünde olağanüstü bir görkem, müthiş bir şaşa vardı…

Çevre düzenlemesi, ayrıntılı dekor, rengarenk kostümler, şatafatlı başlıklar, çiçeklerden mumlara, asalara, sayısız ince elenmiş sık dokunmuş aksesuarlar… Tiyatronun olmazsa olmaz öğeleri, ışık, müzik , ritim… Oyuncuların benzersiz disiplini… Bütün bunlar bir araya geldiğinde , göz boyayan bir gösteri çıkıyordu ortaya…

Tiyatroyu , tüm öteki sanatlardan ayıran özelliği, sahnede yaratılırken seyirciyle buluşması, seyircinin gözü önünde canlı olarak var edilmesi derseniz, işte asıl o fazlasıyla vurgulanmıştı.

Bütün dünya izledi bu tiyatro gibi olayı…

Papa 2. Jean Paul’un cenaze töreninden söz ediyorum.

Tiyatro izler gibi izlemeye başladığım olay yerli yabancı tüm kanallardan gözlerime akın ederken, genellikle tiyatrodan aldığım tadı, keyfi, sevinci almamakta olduğumu gördüm. Töreni seyrederken, yavaş yavaş tedirginliğimin nedenini algılamaya başladım : İzlediğim bu iktidar ve güç gösterisi , bana fena halde engizisyonu çağrıştırıyordu. Bu duygu törenden sonraki günler geçmedi, aksine arttı ve yeni Papanın seçimiyle doruğa yerleşti.

Günlerdir yeni Papa’yla ilgili çeşitli ayrıntıları , tutucu ve gerici düşüncelerini hep birlikte yakından izliyoruz: Gençliğinde Hitler Gençlik Örgütü üyesi… Avrupa Birliği’ne bakışı olumlu değil… Türkiye’nin AB üyeliğine karşı, Müslüman ülkelerle Birlik yapmamızdan yana… Katolik ve Protestan ayırımcılığıyla “bölücü” diye nitelendiriliyor… Kadınlara karşı baskıcı… Kürtaja, ötanaziye, eşcinsellere karşı… Marjinal, azınlık ve tüm “ötekiler”i küçümseyen, horlayan buyurgan tavrı ve tutumu insanları ürkütüyor… Bunlar bilinen şeyler. Cumhuriyet’in dış haberler servisinin hazırladığı bir yazıda müzik üzerine düşüncelerini okuyunca gülmemi durduramadım.

Belki gözünüzden kaçmıştır:

Papa 16. Benediktus’a göre, “Rock” müziği “Hristiyan kültürüne ters düşüyor”; Pop müziği , “banallik kültü”… Operayı ise geçen yüzyılın kutsallığını içten içe kemirmekle suçluyor…

Gülmeye başladım çünkü buna benzer düşünceleri birkaç sözcük değişimiyle daha önce de duymuştum. Üstelik Türkiye’de. Hem de Büyük Millet Meclisimiz üyelerinden… Hani , başta bale opera olmak üzere, bir sürü sanat alanları İslam kültürüne ters düşerdi… Yok, bale illaki olacaksa zurna davul eşliğinde olmalıydı… Müzik derseniz Rus bestecilerin , zinhar Ermeni bestecilerin eserleri çalınmamalıydı, vb…

Coğrafya, tarih değişse de kimi zihniyetler değişmiyor anlaşılan…

Her din, örgütlü olduğu an, baskıcı olmaktan kendini kurtaramıyor …

Bugün yeni Papa’ya ilişkin , tüm dünya kanallarında yayınlanacak yine görkemli bir tören var. Tiyatro izlermiş gibi izleyin. Bakalım ne düşüneceksiniz…

 

24 Nisan 2005- Cumhuriyet

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.