Menü

Timur Selçuk’la önceki akşam…


18 Aralık 2011 - Zeynep Oral -

Önceki akşam mutfakta yemek hazırlıyorum. İçeride televizyon açık. Birden kulağıma bir ses geldi. Nicedir özlediğim,  ama koşuşmaktan özlediğimi  bile fark edemediğim bir ses…

Bakmama, görmeme gerek yok. O ses,  Münir Nurettin Selçuk’un sesi… Elimdeki işi bıraktım onu dinliyorum.  “Endülüs’te Raks”ı söylüyor… Sonra ses değişti, bu kez Timur Selçuk’tan dinliyorum ayni şarkının devamını… Derken, o kıvrak,  baş döndürücü, baştan çıkarıcı melodinin üzerine şiirin  o kışkırtıcı dizeleri duyuldu. Şarkı değil, “resitatif” şiir olarak… Bu kez şairin Yahya Kemal’in kendi sesinden dinliyorum dizeleri…

Artık dayanamadım, mutfakta işim ne, yemek yemesek de olur! Geçtim televizyonun karşısına!

“Yaşamdan Dakikalar” programında  Hıncal Uluç, Sunay Akın ve Nebil Özgentürk’ün konuğu Timur Selçuk’tu . Piyano başında müzikle,  masa başında anılarla devam eden programı gözümü kırpmadan izledim. Uzun zamandır sürdürdükleri program için üçünü de kutlarım.

Program boyunca Timur Selçuk beni eski günlere götürdü:  Paris’teki  okul yıllarına (Ecole Normale de Musique) … Fransız “chanson” geleneğine uygun bestelerine, şarkılarına… 10 yıl sonra Türkiye’ye dönüp  birbiri ardına “patlattığı” şarkılar: "Ayrılanlar İçin", "Sen Nerdesin", "Beyaz Güvercin" ya da "İspanyol Meyhanesi" gibi parçaları…

Sonra her birimizin yüreğine yerleşen Orhan Veli, Attila İlhan ve Nazım Hikmet  şiirlerinden besteleri…

Programda bunlardan söz edildi de, ha şimdi sıra gelecek, şimdi gelecek diye beklediğim en önemli bölüme nedense değinilmedi bile.  Ankara Sanat Tiyatrosu (AST)  için yaptığı besteler…
Sevgili dostlar unuttunuz mu,   “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” şarkısını yüz binler onun besteleriyle söylemedi mi?

Sevgili dostlar anımsamadınız mı  Sarper Özhan bestesi  “Günlerin bugün getirdiği / zulüm, baskı ve kandııııııııır” diye başlayan 1 Mayıs Marşını söyleyerek Taksim Meydanına çıktığımız günleri???

Kendi kendime gülmeye başladım. Günümüzde Marx,  Lenin’in kitapları tıpkı 70’lerdeki gibi “suç öğesi” sayılıyor, “marş söyledi” diye öğrenciler  suçlanıp gözaltına alınıyorsa… Elbet anımsamak bile sakıncalı olabilir…

Bugün  Timur Selçuk  hem bestelerine , hem de öğrenci yetiştirmeye devam ediyor. Onun bestelerinde, şarkılarında hep afacan, zeki, ironik bir yan vardı. Bir yanda aşk ve özlem şarkıları, öte yanda eleştiriyle gülmeceyi harmanlayan şarkılar… Hala öyle .
“Sağcıyla sağcı, solcuyla solcu / kah devrimci, kah darbeci,/ Çevir kazı yanmasın,devir bu devir”  diye sürüp giden “Dönekler” şarkısında olduğu gibi…

Timur Selçuk her daim Atatürk’ün devrimlerini hayata geçirmek için savaş veriyor. 

Önceki akşam Atatürk İlkelerinden söz ederken, hem de “Kadınların önünü açın” diye haykırırken onu görmeliydiniz!  Yıllar coşkusunu hiç eksiltmemiş.  

Vurucu darbe programın sonunda geldi. Program tam kapanacaktı ki, Timur Selçuk, “bütün akşam hep babamdan söz ettik. Ama annem de emekli şehir tiyatrosu sanatçısı Şehime Erton, “ dedi. Ve şöyle devam etti:

“Sizleri üzmemek için daha önce söylemedim. İki gün önce onu toprağa verdik.” 

Acısını gizlemeye, gözlerinde biriken yaşları tutmaya çalışıyordu.
Sanatçının bu ağırbaşlı, saygılı duruşu;  inceliği,  gerçekleştirenler arkadaşları olduğu halde  bir programı bozmamak için acısını gizleyişi; izleyiciye saygısı…  Müthişti… Hele hele, hoyratlığın, kabalığın, bencilliğin egemenliğinde yaşadığımız şu günlerde… 
Teşekkürler Timur Selçuk. Annen de,  aramızdan ayrılan tüm anneler gibi, ışıklar içinden seni izlemeye devam edecek…  Sevgiyle.  

Cumhuriyet- 18 Aralık 2011

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.