Menü

Teşekkürler Azer Bortaçina


15 Kasım 2003 - Zeynep Oral -

Yıl 1945. Dönemin Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in Gaziantep’ten Urfa’ya geleceğini duyan gençler hemen kolları sıvar... Bakanı halkevinde karşılayıp, ondan Urfa’ya lise yapılmasını isterler. Bir de temsil hazırlamışlardır. İçlerinden biri Eğitim Bakanı rolünde sahneye çıkıp, onu taklit ederek “Şiir dilli Urfalılar” diye başlayıp, isteklerinin yerine getirileceği sözüyle bitirir. Hasan Ali Yücel dahil herkes çok alkışlar… Ve Bakan, sahneye çıkıp “Şiir dilli, müzik ruhlu Urfalılar. Hissiyatınızı anlıyorum. Benden lise istiyorsunuz. Yetkilerim çerçevesinde bunu size vaat ediyorum.”der.

Urfalı gençler bir türlü rahat etmez. Kırmızı boya alıp Hasan Ali Yücel’in kaldığı otelin merdivenlerine, yattığı odanın kapısına, pencere camına, sürahisine vb. “Urfa’ya lise isteriz” diye yazarlar. Bununla da yetinmezler. 50 kadar genç, kafalarını sıfır numara traş ettirirler. Ve aynı yazıyı yine kırmızı boyayla kafalarına yazıp, Yücel’in penceresinin altında bağırıp çağırmaya başlarlar. İşe polis karışır. Gürültüyü duyan Bakan pencere çıkar, gülerek lise işini hızlandıracağına söz verir.

Üç buçuk ay sonra Urfa Lisesi’nin açılış emri gelir.

Öyküyü anlatan Urfalı gazeteci, yazar, şair, bilge kişi Naci İpek, bir zamanlar kafasını kazdırıp o kırmızı “Lise istiyoruz” yazısını taşıyanlardan biridir.

----------------------------------------------------

Bu ve daha nice anekdotu Azer Bortaçina’nın yeni çıkan “Kültürün Gerçek Tanığı: Güneydoğu Anadolu” kitabından okuyorum. (Ekin Yayınları)

Azer Bortaçina, arkadaşım. Çok uzun yıllar Milliyet gazetesinde çalışmış, gezi yazılarıyla en önemli ödülleri kazanmış, sonra da gazetesinden kovulmuş bir yazar. Kitabını, soluk soluğa okumamı, günlerdir elimden bırakmamamı açıklamaya çalışıyorum… Çünkü önünde sonunda bu bir rehber kitap. Gaziantep, Kilis, Urfa, Birecik, Hasankeyf, Mardin, Midyat, Nusaybin, Nemrut, Adıyaman, Silvan, Siverek, Diyarbakır, hepsi, gördüğüm , iyi tanıdığım yerler. Polisiye roman okur gibi nedir beni peşinden sürükleyen ? Sakın arkadaşlık (ya da “kovuldaşlık”) olmasın?
Hayır değil.
Yöreleri anlatırken, kilometreler boyunca direksiyon salladığı yolları, tırmandığı dağları , tepeleri, girip çıktığı suları, gölleri, nehirleri , kaybolduğu çarşı labirentlerini, yörenin tarihini, coğrafyasını, doğasını , arkeolojik birikimini anlatırken, en çok en çok insanlarını anlatıyor , Azer Bortaçina.

Kentlerin, kasabaların ufkunu açan kadınları… Birikimleriyle bugünü ve geleceği besleyen el sanatları ustalarını… Yeryüzüne yepyeni gözlerle bakan çocukları… Gidenleri, kalanları… Acının, yokluğun, yoksulluğun içinde umudunu her daim taptaze tutanları… Eşsiz nimetlerin , zenginliklerin bilincinde olanları ve olmayanları… Bütün bu insanların birbirleriyle ve yöreyle, doğayla ilişkilerini anlatıyor.

Bakmakla yetinmiyor, gördüklerini değerlendiriyor, yorumluyor; gördüklerine kendi birikimini, kişiliğini, kendi insan sevgisini, insan saygısını katıyor. Ve bütün bunları yüzlerce anekdot, yaşanmış öyküyle tamamlıyor.

Her rehberde olması gereken nasıl gidilir, nerede kalınır, nerede ne yenir, ne alınır gibi bölümlerin yanı sıra, her duraktan oraya özgü yemek tarifleri de işin cabası…

Gitmek, gitmek, gitmek duygusu veriyor “Kültürün Gerçek Tanığı Güneydoğu Anadolu”… Hiç gitmemiş olanlara, bu ayıbı, bu gecikmeyi aşabilecek bir yardımcı ; gidip görmüş olanlara yeni tatlar vaat eden bir yol gösterici…

Düşlerin önünü açtığı için teşekkürler Azer Bortaçina, teşekkürler Ekin yayınları…


15 Kasım 2003- Cumhuriyet

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.