Sorgulamaya Yüzleşmeye Hazırmısınız?
04 Eylül 2009 - Zeynep Oral -
11. Uluslar arası İstanbul Bienali... Heyecan verici buluşmalar arasında iki ustaya Yüksel Arslan ve Sarkis’e “hoş geldiniz” diyorum...
SORGULAMAYA YÜZLEŞMEYE HAZIR MISINIZ?
Heyecan verici bir durum...Geriye sayımda sayılar küçüldükçe, bir yandan da araştırdıkça, okudukça, öğrendikçe, heyecanım artıyor.
İstanbul Bienali’nden söz ediyorum... İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 11. Uluslararası İstanbul Bienali, 12 Eylül’de başlıyor. Dile kolay 40 ülkeden dünya güncel sanat çevrelerinde ünlü ya da yeni keşfedilen 70 sanatçı ve sanatçı grubunun 120’den fazla projesi... Birbirinden çok farklı sayısız mekanda Bienal’in resmi programı, paralel programlar, alternatif programlar... Gençlere, çocuklara , öğrencilere yönelik özel etkinlikler... Farklı disiplinlerin bir araya gelmesi... Kentteki tüm müzelerin, galerilerin katılımı ya da karşı duruşu... Konuk sanatçılar dışında uluslararası sanat çevrelerinden eleştirmen, küratör, müze ve galeri yöneticileri , yabancı basın mensupları , 2.500 kadar önemli sanat insanının İstanbul Bienali’ni görmek , izlemek, üzerinde tartışmak için açılış haftasında İstanbul’a taşınması...
Hırvatistan’dan dört “çılgın” kadından oluşan WHW / What, How & for Whom (Ne, Nasıl ve Kimin İçin) küratörlüğü üstlendi. İstanbul Bienali’nin kavramsal çerçevesini, Brech’ten aldıkları bir soru üzerine kurdular. O soru Bertolt Brecht’in “Üç Kuruşluk Opera” oyunundaki ünlü şarkısıdan: “İnsan Neyle Yaşar?’ sorusu. (Bakınız yandaki kutu!) Amaçları Brecht’i yeniden keşfetmek değil, eleştirel düşünceyi vurgulamak, sorgulamayı, hesaplaşmayı tetiklemek, bellek kaybını önlemek... Ve kendi deyişleriyle: “Sanatın, toplumsal olana müdahalesi ile estetik jest arasındaki eski ilişkilerin gözden geçirilmesi ve yeni ilişkiler kurulması için olasılıkları araştırmak...”
Bienal’in açılışı yaklaşırken, bunca heyecan verici buluşma arasında ben, iki “eski dost”ta, yaptıkları iş ve yaratıcılıkları hiç ama hiç eskimeyen iki ustaya bu köşeden göz kırpmak, hoşgeldiniz demek istiyorum. Sarkis’e ve Yüksel Aslan’a
Sarkis İstanbul Modern’de
Bugün uluslar arası platformda çağdaş sanatın en önemli isimlerinden olan Sarkis’in Paris’deki atölyesine ilk gittiğimde 70’li yılların başıydı. (1964’den beri Paris’de yaşayan Sarkis, 1967 Paris Bienali'nin resim dalında büyük ödülü kazandı 1970'te ise Paris Modern Sanatlar Müzesi'nde açtığı sergiyle dünya sanat arenasında kendini kabul ettirdi.) Hiç unutmuyorum işlerini, çalışmalarını izlerken iki duygu arasında gidip geliyordum. Biri “Bu ne biçim sanat?” sorusuyla başlayıp giden sorular; öteki “Ama bu yaşamın ta kendisi! İşte ben de bunu söylemek istiyordum” duygusu...
Sonra zamanla onu dinledikçe, öğrendikçe, okudukça, onu bir sanatçıdan çok, bir “kaşif” , bir “büyücü”, bir “tarihçi”, bir “arkeolog”, bir “simyacı” gibi görmeye başladım. Çünkü... (Hayır, o gün bugün, çoğu Paris’de olmak üzere, ondan izlediğim tüm sergileri burada paylaşmaya olanak yok. Zaten gerek de yok. Hepsinin ortak yanını şöyle özetleyebilirim: ) Çünkü yaptıklarıyla, Sarkis, zamanı ve mekanı dönüştürüyordu. Malzemeyi dönüştürüyordu. Işığı, gölgeyi, karanlığı dönüştürüyordu. Cisimlerin içindeki, maddenin içindeki enerjiyi dönüştürüyordu. Devinimi dönüştürüyordu. Düşünceyi ve duygularımızı dönüştürüyordu.
İstanbul Modern’de “Site” adlı sergisi, (Hem kent , hem de web-sitesi anlamında) bugüne dek açtığı yüzden fazla sergiden çektiği fotoğrafların afişe dönüştürülmesiyle başlıyor ve... Sonra... Sonrası müthiş bir serüven : Burkino Faso ile Saray Bosna arasında, tüm geçmişle tüm gelecek arasında Domeniko, Lulu, Çingene Meryem gibi isimler arasında, ya da Karartma günleri (Black out)ya da neonlar ha patladı ha patlayacak savaşlar tehditlerle, unutulmaz anlar ve birikimler arasında, gök gürültüleriyle kalp atışlarımız arasında bir bellek tazelemesi...
Sarkis’in deyişiyle bugüne dek böyle bir sergi açmamıştı. Kitap gibi okunsun, film gibi izlensin istediği bir sergi...Küratörü Levent Çalıkoğlu.
Yüksel Arslan Santral İstanbul’da
Dünya sanat arenasında önemli bir yeri olan Yüksel Arslan’ın Türkiye’de ilk kez bunca büyük bir retrospektif sergisini, Santral İstanbul’da izleyeceğiz. Dünyanın bir çok yerinden, özel koleksiyon ve müzelerden toplanmış 500’ü aşkın eser...
Hiç unutmuyorum , onun “Kapital” sergisini yine Paris’te izlediğimde neye uğradığımı şaşırmıştım. (O 1961’den beri Paris’te yaşıyor) Onun yakın dostu, benim çok sevdiğüim ve tanımak olanağını bulduğum yazar Roland Topor Yüksel Aslan için “Bir sanatçı olmayı kendine yasaklar Yüksel Arslan” derdi. Doğru söylerdi.
Onda da , bir ressamdan çok bir “Kitap Kurdu” ya da “Kitaplar İmparatoru” havası buldum hep. Çok derinlemesine okumalar sonucu, bu “kurt” ya da “imparator”un ortaya koyduğu eserler de farklı okumalara açıktı. Politik , ekonomik, estetik, fizik ya da erotik.... Öyle ya da böyle mutlak toplumsal bir müdahale taşıyan , belleğinizin derinliklerine sizi alıp götürecek olan, sorgulamanıza, irdelemenize yol açacak resimler.
Yüksel Arslan’ın Daha önce Nev’de açılan sergisi sırasında Nev Galerinin bastığı “Arslan-Defterler 1965-1994” eşsiz kitap farklı okumalar ıcin size yardımcı olabilir. Zaten o kitapta açıklıyordu: "Art" (sanat) sözcüğüne (Fransızcada Peinture ve Architecture sözcüklerinde olduğu gibi) "ure" son ekini katarak çalışmalarını "Arture" sözcüğü ile tanımlıyordu. İstanbul Santral^daki sergide bol bol Arture’lere ve “Kapital”den eserlere de rastlayacağız. Sergi’nin kuratörü Levent Yılmaz.
Söylemeden edemeyeceğim , bakmakla yetinmeyip, görmeniz, okumanız, düşünmeniz gereken bir sergi.
Sevgili okurlar bu yazı sadece iştahınızı kabartmak içindi... Ben şimdiden hiç ama hiç eskimeyen ve eksilmeyen bu iki “eski dost”a ve bu iki usta işçiye , emekçiye , “İstanbul’a hoşgeldiniz, iyi ki varsınız” diyorum ve sergilerin açılmasını sabırsızlıkla bekliyorum!
Cumhuriyet - 4 Eylül 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler