Sezen Aksu'ya
09 Eylül 2002 - Zeynep Oral -
Sevgili Sezen,
Nereden başlasam...
30-35 yıl öncesinin o küçük kız çocuğu görünümlü, yeryüzüne şaşarak , sevgiyle, gülerek bakan ama azimli, ama inatçı, ama inançlı kişiliğinden mi...
Yaratıcılığı ve çalışkanlığı , duyarlılığı ve içtenliği , sonsuz bir düş gücüyle harmanladığın, dolu dolu geçen bütün o yıllardan mı...
Emeğe duyduğun, senden öncekilere, senden sonrakilere duyduğun saygıdan mı...
Kendinden çok, yaptığın işi önemsediğin için, kendinle de "dalga geçebilme" gücünden, dünyaya ve çevrene gülerek, ama eleştirel açıdan bakmandan, bu bakışı, mizahla yoğurmandan mı...
Taş taş üzerine değil, emek emek üzerine, duygu duygu üzerine, yürek yürek üzerine, renk renk üzerine koyarak, tüm birikimlerinle günden güne inşa ettiğin o yapının harcına her şeyden önce sevgiyi katmandan mı...
Yoksa en sondan mı başlasam : "Türkiye Şarkıları" konserlerinin sonrasından... Sonraki kimi olumsuz tepkilerden... Çoğumuza utanç veren tepkilerden... Bize verdiğin derse karşı hala direnenlerden mi...
Bize , çoğumuzun içimizde hissettiği, elbet büyüklerimizin de bildiği ama bilmek istemediği, anlamak istemediği bir şeyi gösterdin: Bu coğrafya içinde yaşayanların kendi dillerinde bir arada türkü söylemek istediklerini, bu istekle yanıp tutuştuklarını gösterdin. Ve söyleyebileceklerini de...
Bu istek, bu arzu, insanlarımızı bir arada tutan güçtü aynı zamanda. Bu güç, bir arada yaşama tutkusudur. Bu gücü sen sanatınla bize bir kez daha anımsattın, görmemizi sağladın.
Bu güce karşı koyanlara , bu isteği görmezlikten gelenlere ya da anlamayanlara eşsiz bir ders verdin. Zaten karşı koyanlar, görmezlikten gelenler , bu ülkenin insanlarına güvenmeyenlerdir. Aman hiçbir şey değişmesin diyenlerdir. Bu halk yalnızca yasaklarla güdülür , baskıyla, balyozla, topla tüfekle yola gelir diyenlerdir.
Şu son zamanlarda hükümet uyum yasalarını çıkardı, devletin bakanları , yüksek bürokratları dil kurslarının tüzüğü üzerinde çalışıyor...
Ancak , senin de çok iyi bildiğin gibi, devleti devlet yapan yalnız hükümet, bakanlar, bürokrasi ya da öteki büyüklerimiz değil ki! Devleti devlet yapan vatandaşlar! Vatandaşların düşüncesi, tutkusu, birikimi, ufku, idealleri... İnsanlarımızın bir arada yaşama isteği, bir arada var olma tutkusu... Bu isteğin, bu tutkunun, bu duygunun , İstanbul İzmir'de de, Diyarbakır Hakkari'de de çok güçlü olduğuna inanıyorum.
Sen, bu coğrafyanın tüm kültürlerini sahiplenirken, bu zenginliği bizlerle paylaşırken , her tür siyasi , etnik, ırkçı, ideolojik, militarist, fanatik çıkar hesaplarından uzak, yalnızca bu toprakların farklı dillerdeki, farklı türlerdeki, farklı renklerdeki şarkılarını söylemiyordun , bize aynı zamanda özgüvenimizi geri veriyordun.
Sonsuz teşekkürler Sezen!
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler