Menü

Sevgili, Yiğit Arkadaşım Duygu Asena’ya…


31 Temmuz 2006 - Zeynep Oral -

Canım arkadaşım, meslektaşım, yaşıtım, biricik Duygu… Artık dinlenebilirsin biraz. Artık kimse seni inciltemez, kıramaz, yüreğini, o güzel beynini kıramaz, hırpalayamaz… Sen ki daha küçücük yaşlarda, üstlendiğin misyonu, sorumluluk bilincini, görev aşkını, yararlı olma tutkunu yerine getirmek için onca yıl didinip durdun! Artık dinlenebilirsin…

Akıllı, iyi yürekli, çalışkan, cesur, azimli, kahraman arkadaşım… Güzel arkadaşım. Güzelliği aklından, ruhundan, cesaretinden azminden ve çalışkanlığından gelen arkadaşım… (İnan bu sıfatları, nicelerini eledikten sonra, dikkatle, özenle seçtim…)

Sen tut kendi gözlemlerine dayanarak, bin yıldır süregelen erkek egemen toplumumuzda bir şeyleri değiştirmeye çalış! Sen tut, maçoluğun en büyük erdem, kadın olmanın aşağılanmak için yeterli neden olduğu toplumumuzda kadınların eşitliğini savun! Bırak maço olanları, aydın geçinenlerin bile Feminizm sözcüğü karşısında küçük düşürü, alaycı, yok sayıcı, yaralayıcı okları karşısında “Feminizm” sözcüğünü onurla savun! “Ah, elbet , ben de insan haklarından yanayım, elbet kadın haklarını savunurum…Ama feminizm… Yok kardeşim o kadar da değil” tavrını benimseyenlerin iki yüzlüğünü, sahteliğini, zavallılığını ilk ortaya koyandın. Feminizmin kadının insan hakları olduğunu ortaya koymak için çoook yıllar sonra Birleşmiş Milletler’in karar çıkarmasını bekleyemeyendin…

Yalnız kadınların haklarına mı?! Ülkemin neresinde ne hak ihlal ediliyorsa sen , gazeteci olarak oradaydın! Ayırtına varan, bilincinde olan ve paylaşandın!

Şaşardım bunca çok işe, bunca emeğe, onca dergi çıkarmaya, bütün o kitaplarını yazmaya, sana gereksinim duyulan her panel, her seminer, her konferansa koşmaya nasıl yorulmaz, bunca gücü bunca enerjiyi nereden nasıl toplardın diye… Sonra birlikte gittiğimiz Anadolu’nun dört bir yanındaki toplantılarda gücünün kaynağını gördüm. En ücra köy kasabadaki kadınların bile seni kucaklamalarından kaynaklanıyordu. Türkiye’nin her köşesine yetişiyordun. Sana inanıyorlardı, seni seviyorlardı. İnanıyorlardı çünkü sahiciydin. Kimseyi kandırmıyordun. Neysen oydun.
Şaşardım, sana yönelik onca saldırıyı, her an hep en sakin halinle, güler yüzle karşılayabilmene. Zamanla o dinginliğin de, azminden, güveninden ve kararlılığından kaynaklandığına tanık oldum.

Türkiye’mizde kadın hareketi, bir yanda bilim insanlarının çabalarıyla geliştiyse, bir yandan da gözlem, akıl ve duygularından hareketle bireysel mücadelesini toplum mücadelesiyle bütünleyen senin gibi yiğit kadınlarla gelişti.

Hoşça kal sevgili Duygu. İnanıyorum ki bu güzel ülkemizde bir gün kadının da adı olacak. O adın bir yerinde “Duygu”larımız birbiriyle buluşacak, kenetlenecek…

Şu son iki yıl içinde seninle birlikte ölüm kalım savaşı veren ve en az senin kadar inatçı, cesur, yiğit , akıllı ve güzel olduğuna tanıklık ettiğim kardeşin İnci’yi senin için de 

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.