Sevgi Yöntemi …
24 Mayıs 2009 - Zeynep Oral -
Çok yoruldum… Artık konferans, panel, açıkoturumlara paydos… Sivil toplum kuruluşlarında koşuşturmaya da son… Bana mı kaldı, biraz da başkaları uğraşsın… Artık yalnız işimi yapacağım…. Tamam yetti artık....
Otuz ya da kırk yıldır, böyle abuk sabuk sızlanmaya başladığım an, gözümün önünde bir resim belirir. Yüzünü örten çilleri arasından karşısındakinin taa en içine, yüreğine bakan bir çift çakır göz! O bakış, insanı yargılamaz, sınamaz. O bakış , size, kendinizle ilişkin doğru soruları sormanızı sağlar, insan olma çabanıza "hadi" der... O yüz ,gözlerimin önüne gelince ben de yakınmayı bırakır, kolları sıvar işe koyulurum!
O yüz Türkan Saylan'ın yüzüdür.
Hiç yorulmaz mı? Nasıl hep böyle sakin ve sabırlı olabilir? Neden hiç öfkelenmez? Nasıl bunca çok tasarı gerçekleştirebilir? Nasıl bunca çok çözüm üretebilir?
Otuz yıl önce bu soruları sorardım. Onu tanıdıkça yanıtları buldum… Ona hiç rastlamamış, onu tanımamış, onunla çalışmamış olanlar da soruları yanıtlayabilir. Nasıl mı? İki kitaptan yola çıkarak… Biri kendi yazığı “At Kız” (Cumhuriyet Kitap) öteki Zehra İpşiroğlu’nun geniş kapsamlı söyleşisiyle ilerleyen “Yapıcılığın Gücü” ( Doğan Kitap)
Evreni bütünsel algılamak
Çocukluk anılarından kesitler verdiği “At Kız” kitabında Türkan Saylan, ilişkiler yumağını anlatıyor. Anne, baba, nine, kardeşler, komşular, komşu çocukları, sokak satıcılarıyla ama aynı sırada bahçe, çayır, ağaç, orman, çiçek, tüm hayvanlar, martılar, güvercinler, balıklar, deniz ve denizin getirdiği sürprizlerle, yıldızlarla , kitaplarla, doğanın ve insanoğlunun tüm değerleriyle kurduğu, var ettiği ilişkiler evrenini anlatıyor.
Kitap boyunca anlıyorsunuz ki, çocukluğundaki tüm bu ilişkiler yumağı, ona, sevginin en yüce erdem olduğunu öğretmiş... Anlıyorsunuz ki, ,"İnsan olma"da en büyük kaynak, yoksulluk ya da varsıllık değil, insanın iç dünyasıdır.
Yıldız kümelerine bakıp "Neden dünyaya geldim?" "Neden kız olmuşum?" sorularını soran, ayva ağcının her dalına farklı meyve ağaçlarının aşısını yapıp, ayva ağcının bir dalından erik, bir dalından ceviz, bir dalından elma, öteki dalından armut vermesini bekleyen ve düşleyen çocuğun , babasının işleri bozulduğunda ona destek olmaya, kardeşlerin tüm sorumluluğunu omuzlamaya hazır ortaokul öğrencisinin, kendisiyle ve çevresiyle bunca barışık olmasına şaşmamak gerek.
Doğayı, denizi, insanları, bitkileri , hayvanları yıldızlarıyla , korkuları, sevinçleri, aşklarıyla dünyayı, evreni bir bütün olarak; kendi varlığını ise, evrenin bir parçası olarak algılamayı öğrenen ve öğreten bir çocukluk…
Yapıcılığın Gücü
Her çalışmasında bizleri düşünmeye, sorgulamaya, eleştirel bakmaya yönelten Zehra İpşiroğlu, bu kitapta Türkan Saylan’la birlikte, sor u ve yanıtlarla, karşılıklı irdelemelerle, analizlerle, hem son yirmi yılı değerlendiriyor jem de Türkan Saylan’ın çalışma yöntemini ortaya koyuyor.
Türkan Saylan’ın çalışma yöntemi, artık hepimiz biliyoruz ki, hedefe ulaşmayla, çözüm üretmeyle doğrudan bağlantılı. Bir başka deyişle yapıcılık! Tıp mesleğiyle bu yapıcılık arasında bağ kurmamak imkansız:
“ Bize öğretilen bir tıp nosyonu da var, bundan çok şey öğreniyorsunuz. Pozitif bilimin getirdiği bir şey bu. Sorunu saptamak, yani teşhis koymak, çözüm bulmaya çalışmak, yani tedavi etmek, sonrası sürekli gözetim, denetim,, duruma göre tedaviyi değiştirmek. Böyle bir sistematiği var bunun. Doğal olarak yaşama bakışımı da belirliyor.”
“Empati” kavramını ve duygusunu, Türkan Hoca, hem tıp eğitiminde hem da yaşamda uygular:
“Önemli olan her hastanın farklı bir insan olduğunun bilincinde olmak . Yoksa her şey kitapta zaten var. Hastaya dokunmanın, gözlerinin içine bakmanın, derdini uzaktan anlasak bile, anlattırmanın, kendinizi onun yerine koymanın önemi… Bunu öğrencilere örnekleriyle anlatınca kalıcı oluyor. “
30 yıl boyunca ben Türkan Saylan’ın hiç kızdığını, bağırıp çağırdığını görmedim.
“Kendimi bildim bileli böyle. Olumsuzlukları gördüğüm an, hemen çözüm yolları aramaya başlıyorum.(…) Kızmak hiç içimden gelmiyor, bağırığ çağırmak enerji tüketmekten başka bir işe yaramıyor ki! “
Ve bu yazıyı bitirmek için yine kitaptan bir alıntı:
“ Belki de yapıcı bir yaşamın sırrı sevgi. İşimi seviyorum, kendi koyduğum hedef doğrultusunda mücadele etmeyi de. Yaptığım her işte sevginin bir payı var…”
Cumhuriyet- 24 Mayıs 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler