Menü

Sel ve Bienal


11 Eylül 2009 - Zeynep Oral -

Doğadan bin kat daha acımasız insan... Ahlak… Emek… Dinmeyen hırslar …

Sel ve Bienal…

Dehşet içinde izliyoruz. Zavallılığımızı...Korkunçluğumuzu... Çaresizliğimizi... Yokluğumuzu... Yoksulluğumuzu...
Doğal afet diyorlar, ama doğal değil. Şiddetli yağmur dışında hiçbir şey doğal değil! Çünkü “afet”i yaratanlar insanlar!
Doğal olmayan, insana ve doğaya düşman politikalar!
Doğal olmayan bugüne dek yaşadığımız hiçbir sel ya da depremden ders akmamak!
Doğal olmayan 15 yıldır İstanbul’u, 7 yıldır da  bu ülkeyi yönetenlerin  dinmek bilmeyen   rant hırsı !
Doğal olmayan bugüne dek  sorumlulardan da hesap sormamış olmamız! Tek yetkilinin yaşananlardan sonra koltuğundan  ayrılmak haysiyetini göstermemesi!
Doğan olmayan emeğin artık erdem sayılmaması!
Ne dediniz artık bundan sonra Tayyip Erdoğan Havadan İstanbul Boğazı üzerinde dolaşıp 3. Köprünün yerini saptamaktan vaz mı geçer? Hadi canım güldüremeyin beni! Ne 30 ölü, ne işe kamyonet kasasında  giderken boğulan işçi kadınlar , ne tırmanan işsizlik onu durdurmaz! Kendileri imar rantına sevdalanmış bir kere!

Bedeli ödeyen

Belki anımsarsınız, Adana depreminden sonra enkaz altında kalan bir çocuk, yardıma gelenlere,”beni kurtarırsanız, size gazoz ısmarlarım” demişti. Hayatın yaşamanın karşılığında gazoz…  Hiç ama hiç unutmadım.

Bu kez sel sularına kapılanları kurtarmak için seferber olanlar çoğunluktaydı.  Yağma olaylarına gelince…  Neden şaşırdınız ki?
Hiç kuşkunuz olmasın. Bu kez de sel, en yoksulu, en kıt kanaat geçineni vurdu. İşsizliğin ya da kayıt dışı işçiliğin egemen olduğu yerleri…  Beni  yağmadan çok, Vali’nin “yağma yoktur, nereden çıkarıyorsunuz bu lafları” diye gazetecileri azarlaması  şaşırttı…  Kimi “şerefsizler” dedi, kimi çok ayıpladı , “utanmazlar” diye haykırdı.
Ekranda bir genç kız gülümseyerek, “çeyizim için alıyorum” diyordu, elinde tuttuğu çay takımı için. Doğrusu o mu daha “şerefsizdi” yoksa hırsızlığı, yolsuzluğu kanıtlanmış ama  toplumun kaymak tabası sayılan  adam mı,  artık bilemeyeceğim. Ülkemde, hırsızlığın, rüşvetin, yolsuzluğun, yağmacılığın, bilgisizliğin, denetimsizliğin ve sorumsuzluğun karşılığı , çıkar ilişkilerinin, oy depolarının , kabaran banka cüzdanlarının labirentlerinde ödeniyor…

İşte şimdi tam sırasıdır. Yarın başlayacak olan Uluslararası İstanbul Bienali’nin  tema şarkısını anımsamanın…

İnsan Neyle Yaşar?

İstanbul Bienali’nin kavramsal çerçevesi,  Brech’ten alınan bir soru üzerine kurulu.  Bertolt Brecht’in  “Üç Kuruşluk Opera” oyunundaki ünlü şarkısıdan: “İnsan Neyle Yaşar?’ sorusu… Amaç, Brecht’i yeniden keşfetmek değil, eleştirel düşünceyi   vurgulamak, sorgulamayı, hesaplaşmayı  tetiklemek, bellek kaybını önlemek...  Tam sırası demem bundan!

Sözleri Brecht’e, müziği Kurt Weil’a ait.  80 Yıl öncesinin amansız bir kapitalizm eleştirisi... “Mülkiyet”- “Semaye”- “Karapara”- “Emek” – “Suç”- “Ahlak” –“Hırsızlık” üzerine  müthiş eğlenceli bir ders... Yani günümüze çok uygun! Türkçesi Tuncay Çavdar’dan.  “Brecht Kabare”- “Yosma” ve “Ben Bertholt Brecht” oyunlarında,  Genco Erkal ve Zeliha Berksoy’dan  dinlemiştik. İşte o sözler:  

Sayın Baylar , bize hep ders verirsiniz:
“Aman, günah, ayıp, kötü, yanlış.”
Aç karnına kuru öğüt çekilmez
Önce doyur beni, ondan sonra konuş.
Sende göbek, bizde ahlak nedense.
Şimdi bizi iyice dine bak:
İster şöyle düşün, ister böyle
Önce ekmek gelir, arkadan ahlak.
Artık vermek gerek , unutmayın sakın
Tüm nimetlerden, payını yoksulların.

İnsan neyle yaşar: Ezip hiç durmadan
Soyup, dövüp, yiyip yutarak insanları.
Yaşayabilmek için hemen unutmalı
İnsanlığını unutmalı insan
Katı gerçek budur, kaçınılmaz.
Kötülük yapmadan yaşanamaz

Efendiler bize “ahlaksız” dersiniz
”Kötü kadın, utanmaz, fahişe”
Aç karnına suçlanmak hiç çekilmez
Önce doyur beni ondan sonra söyle
Sende şehvet, bizde edep nedense
Şimdi bizi iyice dinle bak:
İster şöyle düşün, ister böyle
Önce ekmek gelir, ardından ahlak.
Artık vermek gerek, unutmayın sakın,
Tüm nimetlerden, payını yoksulların!

Cumhuriyet- 11 Eylül 2009

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.