Menü

Sebzeler Ülke Yönetebilir mi?


15 Aralık 2019 - Zeynep Oral -

Yukarıdaki başlığa bakıp politik bir yazı okuyacağınızı sanıyorsanız vazgeçin, okumayın.  Siyasal değil, tamamen müzikal  alanda kalmaya çalışacağım.  Bir şans eseri yolum üç gün Viyana'dan geçince,  kendimi doğru operaya attım.

Dünyanın sayılı opera yapılarından ve kurumlarından olan Wiener Staatsoper  Viyana Devlet Operası  heyecan verici bir olaya hazırlanıyordu.  İlk kez bir kadın bestecinin eserine, Avusturyalı Olga Neuwirth'in,  Virginia Woolf'un "Orlando" sundan kaynaklanan  operasına yer veriyordu.  Eserin dünya prömiyerini iki gün arayla kaçırınca; benim kısmetime  "Tosca" düştü.

ERKEKLER DÜNYASINDA AŞK VE CİNAYET

Viyana Devlet Operası'nın "Tosca" sı, opera tarihine kök salmış  yönetmenlerinden Margarethe Wallmann'ın rejisiyle sahnelenmişti.  (Leyla Gencer Tutkunun Romanı" kitabımı okuyanlar bu  efsanevi yönetmenle Diva'mızın önce kavgayla başlayan sonra eşsiz bir dostluğa dönüşen serüvenini anımsarlar) .

Puccini'nin  unutulmaz aryalarıyla ilerleyen, müthiş bir zenginlik içeren müzik...  Bu zenginliğin ve şiirsel atmosferin hakkını veren orkestrayı yöneten İtalyan Şef  Marco Almiliato... Müzikteki şiirsel atmosfer, klasik sahnelemeyle de bütünleşmiş, sahneyi  her üç perdede de  olağanüstü bir görkeme teslim etmişti.

Devrimciler, asiler, anarşistler, güç sahibi, erk sahibi erkekler dünyasında aşka geçit tanımamak... Kadın bedeninin araç kılınması...  Suçluyu bulmak için  kadından yararlanmak... İşkence yöntemleri değişse de hangi yüzyılda olursa olsun baskının hiç değişmemesi... 

Aşk, cinayet, intihar ...Bu melodramın başarısı üç baş rolün  ustalığına bağlı biraz da. Çok şanslıydım. Üç eşsiz solist sahnenin görkemini, oyunculukları ve sesleriyle de taçlandırdılar. Floria Tosca rolünde Rus Soprano Evgenia Muraveva; Cavarasossi'de Maltalı Tenor Joseph Calleja ve Scarpia'da İngiliz bariton Bryn Terfel  mükemmeldiler.

HAVUÇTAN  KRAL  OLURSA

2019 Yılı Alman asıllı Fransız besteci Jacques Offenbach'ın  200 . ölüm yıldönümüydü.  Operet ve komik opera repertuarına sayısız eser kazandırmış Offenbach'ın eserleri hep hiciv, ironi içerir.  Viyana'da Volks Oper- Halk Operası'nda bestecinin en uçuk, en fantastik eserlerinden biri olan "König Karotte" (Havuç Kral)  operetini izledim... (Metin  Victorien Sardou'nun)

Yönetmen Matthiaws Davids klasiklerden çok günümüz popüler müzikallerini yönetmekle tanınıyor  (Les Miserables, Saturday Night Fever, Miss Saigon, vb.) İlk iş, 6 saatlik eser  2.5 saate indirmek olmuş...Gerisi düş gücü, çılgın renkler, çarpıcı danslar, , hızla ilerleyen,  dinamik, şaşırtmacalarla dolu bir yolculuk...  Mathias Fisher-Dieskau'nun  çok çarpıcı sahne düzeni ve projeksiyonuyla, Susanne Hubrich'in  baştan çıkarıcı kostümleri , Kati Farkas'ın koreografisiyle taçlanan bir prodüksiyon.

Ama bütün bu çılgınlık ve hafif, neşeli, akıp giden müziğin  arasında  müthiş bir toplumsal ve  siyasal eleştiri vardı. Üstelik çok da günceldi!

Keyfine ve zenginliğe düşkün, tembel kralın yerine ülkenin başına bir havuç geçerse ne olur? .Pancardan genelkurmay başkanı, patatesten İçişleri bakanı,  pırasadan emniyet müdürü olur, vb. ... Ve yalakalar , yandaşlar  kafalarına havuç takıp dolaşır...  Halk sebzelere övgüler düzer... Ekonomi tıkırındayken kimse havuca secde etmekten gocunmaz. Ama ekonomi bozulunca...  Havuç Kral mecburen diktatörlüğe başlar... Ve  yalaka halk  homurdanıp  kafalarına ektikleri havuçları gizlemeye örtmeye çalışır... Yani hep yaşadığımız, bildiğimiz hikaye.       

   Şef Guido Mancusi'nin peşine takılıp  zindana hapsedilmiş Prensesle  "selfi manyağı" gecelerin kadını arasında,  Vezüv'ün patlayacağı anda Pompei'ye,  Karıncalar Diyarı'na,  Maymunlar Adası'na  ışınlandık.   Kah Donald Trump'ı frenleyen Kongre'ye, kah Boris Johnson'ı engelleyen  Kraliçe'ye rastladık. (Hayır bizden söz etmediler.) Ve sonunda  sebzeler, sebze bahçesine döndü; diktatörler  yok olup gitti; kral da  adil olmak koşuluyla ülkesine döndü.  İşte böyle...

15 Aralık 2019

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.