Rizeliye Bak Sen!
04 Temmuz 2010 - Zeynep Oral -
Hani kendi kulaklarımla duymasam, kendi gözlerimle görmesem, inanmayacağım! Yok artık uyduruyor bu gazeteler, hepsi ağız birliği etmiş uyduruyor! Hiç kimse, hele hele bir belediye başkanı asla böyle laf etmez diyeceğim!
Ama gelin görün ki, rastlantı işte, tam da o an televizyonu açmışım. Adam karşımda (adam demek ne denli doğru pek emin değilim) sırıtarak anlatıyor…
“Hasım değil, hısım olmak” diye başlıyor… Bu iki sözcüğü yan yana getirmekten, bu müthiş(!) sözcük ve deyiş cambazlığından, bu olağanüstü buluşundan müthiş memnun, kendiyle gurur duyduğu her halinden belli…
Sonra biraz daha ezile sıkıla, hani tam da nasıl söyleyeceğini bilemeyerek, “hısımlık bağlarının” nasıl kurulacağını anlatıyor. “Zaten dinimizde de bu var” diye ekliyor… “Hani ilk eşi hasta olanlar, çocuk doğuramayanlar…” (Hep merak etmişimdir, acaba miyopluk da hastalığa girer mi?) “Güneydoğu’da yaşayan bayanlarla ikinci ya da üçüncü evliliklerini yaparak hısımlık bağlarını geliştirebilirler…” diyor… “Hele maddi durumu iyiyse” diyor…
Kulaklarıma inanamıyorum ama adam anlatıyor işte… Derken birden yüzü aydınlanıyor, o anda AKP’nin ampulü yanıverdi sanırsınız… Evreka!.. Aradığı özrü bulmanın keyfiyle sürdürüyor: “Bazı zenginlerin kendilerine metres tuttuklarını, gayri meşru ilişkilere girdiklerini duyuyoruz. Dini nikâh ile ikinci, üçüncü evlilik yapmak metres tutup gayri meşru bir ilişki yaşamaktan çok daha doğru olur. Bu nedenle Güneydoğu bölgemizden kendilerine eş almalarında bir yanlış göremiyorum. Bu işte hayır görüyorum...”
Televizyonda adamı izlerken ödüm koptu, “iki - üç” diyor; ama bu zihniyet bilir ki evliliklerin dörde kadar yolu var… Şimdi ister misin ikinci evliliği “Kürt bayanla” öneren kafa, üçüncü evliliği “Ermeni bayan”la, dördüncü evliliği de “hısım olduğu” bir başka ötekileştirdiği “bayaaaan” ile yapmayı önersin… Dedi ya, “hele maddi durumu iyiyse”...
Hayır hayır, mizahı yapılamayacak denli iğrençti, televizyonda izlediğim haber…
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın sözleri her kesimden öyle bir tepki gördü ki, AKP bile (ki onların zihniyetini yansıtan bir söylemdi bu!) soruşturma açmak zorunda kaldı…
Başta İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olmak üzere çeşitli kuruluşlar, cinsiyetçi ve etnik ayrımcılık içeren bu ilkel kafayı ve ilkel sözleri kınadı.
Elbet tepkiler arasında yine AKP’li bir milletvekilinin tepkisi “tüy dikme” babında birinciliği kazandı:
Diyarbakır milletvekili İhsan Arslan, “Benim burada anlamadığım bir şey var: Neden onlar bizden kadın alıyor da bizimkiler onlardan kadın almıyor?” diye aklını karıştıran sorunu en duyarlı(!), en incelikli(!) bir biçimde ortaya koydu…
Kafalarda kadınları “almak” ya da “vermek” uçuşurken; laik Cumhuriyet, hukuk devleti, resmi nikâh, Medeni Kanun yok sayılırken, benim aklımı karıştıran soru ise, bu belediye başkanı nasıl olur da hâlâ görevde kalabildi… Benim bildiğim bu ülkede bu sözler suçtur. Bu ayrımcılık suçtur. Halil Bakırcı derhal görevden alınmalıdır.
Cumhuriyet- 04 Temmuz 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler