POP Külkedisi!
31 Ocak 2014 - Zeynep Oral -
Daha ilk anlardan bunun öyle sıradan bir "Külkedisi" olmayacağı belliydi.. . Orkestra Şefi Alessandro Cedrone yönetiminde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası Rossini'nin "La Cenerentola" - "Külkedisi" operasının uvertürünü çalarken, sahnede dev perdede iki "tablo", daha doğrusu iki işaret , iki ipucu, iki anahtar beliriverdi: "Aşk" ve "Sanat" sözcükleri. Bu sözcükler 60'lı 70'li yıllarda yeryüzündeki tüm gençlerin gözdesi pop sanatıyla yazılmıştı. Aşk ve sanatın peşinde masal dünyasından gerçeğe dönme serüvenimiz başlamıştı bile...
AŞK ve SANATIN PEŞİNDE
Heyecanımı yenip, daha sakin anlatmalıyım: Süreyya Opera Sahnesi'ndeyiz. Komik operanın ustası Rossini'nin "Külkedisi" operası, müziğiyle çetin ceviz , her rolde usta sesler isteyen, tiyatrosu ağır basan bir opera. Bugüne dek Türkiye'de hiç oynanmamış. (İtalya'da Pesaro Rossini Festivali'nde, ünlü tiyatro yönetmeni Luca Ronconi'nin rejisiyle izlemiş ve büyülenmiştim. Bu yüzden de Süreyya'ya giderken biraz endişeliydim. Boşunaymış endişem. O prodüksiyon silinecekti aklımdan ve gönlümden!)
Perde açıldı ve neye uğradığımızı şaşırdık. Karşımızda popüler sanatın , daha doğrusu "Pop Art"ın tüm ikonları , imgeleri, simgeleri ve renkleri...
Eseri sahneye koyan Yekta Kara, yüzlerce yıllık masalı gerçeğe, gereksinimiz olan yanıta, "güç kaynağına", enerjiye dönüştürmek için ; 50'lerin sonunda "elistist sanata" tepki olarak doğan, öncülüğünü Roy Lichtenstein, Andy Warhol gibi sanatçıların yaptığı , sanatı kitlelere mal etme amacı güden "Pop Art" akımıyla yoğurmuş, özümsemiş eseri.
Yekta Kara'yı izlediğim bunca yıldır zaten onun da amacı opera sanatını geniş kitlelere yaymak ve sevdirmek. Rossini' nin eseri onun yorumuyla eşsiz bir enerji ve dinamizm, harika bir "gençlik" kazanmış.
Tüm yaratıcı kadronun çabası tam bir uyum içinde: Efter Tunç'un müthiş işlevsel ve hareketli "Pop Art" panoları da içeren dekorları.... Şanda Zıpçı'nın cart renkli giysileri... Metin Koçtürk'ün mekanı "çerçeveleyen" ve dönüştüren çarpıcı ışıkları...Hepsi bir bütün...
BU NE GÜÇLÜ MOTİVASYONDUR...
Sürprizleri açıklamak istemiyorum ama, "iyilik perisi ya da Bilge yaşlının Andy Warhol'a, prensin ya da uşağının Elvis Presley'e ,hele hele koronun , siyah deri ceketleri, siyah gözlükleriyle "Beat Generation" a dönüşmesi harika! Üstelik koreografiyi de üstlenen Yekta Kara, opera korosuna "Rock and Roll" devinimleri vermiş. Tenor, Bariton ve Bas'lardan oluşan koro başlı başına muhteşem. Koro şefi Gökçen Koray'ı kucaklıyorum!
Tüm roller, neredeyse başrol niteliğinde. Her biri dönüşümlü oynanıyor. Benim izlediğim gece Külkedisi rolünde Mezzo -Soprano Nesrin Gönüldağ ve bariton Caner Akgün (uşak) sesleri, müzikaliteleri ve oyunculuklarıyla çok başarılıydılar. Tenor Ahmet Baykara (Üvey baba), , Bas-bariton Işık Belen (Prens), Bas Umut Tarık Akça (Bilge-Warhol) ; Soprano Dilruba Bilgi ve Mezzo Soprano Elif Tekışık (iki üvey kız kardeş) rollerini hakkını vererek oynuyorlar.
İzlediğim eser olağanüstü yaratıcılıkla , çabayla , emekle, disiplinle, kotarılmış bir iş. Gerisinde müthiş bir motivasyon vardı. Başka türlü zaten olamazdı.
Düşünmeden edemiyorum: Başımızda sanatlara, devletin sanat kurumlarına savaş açmış bir iktidar... Koca İstanbul kentini ucube bir köye çeviren bu kenti yıllardır yönetenler... Operayı o minicik mücevhere mahkum ettiler ya, yuh olsun sebep olanlara! Ya o mücevher Süreyya da olmasaydı!
Ama görüyorsunuz işte onlara inat mucizeler yaratılıyor! Emeği geçen herkesi kutluyor; destek veren katkıda bulunan Kadıköy Belediyesine teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet- 31 Ocak 2014
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler