Menü

Polis, Edebiyat, Mankenlik, Gazetecilik vb...


06 Haziran 2011 - Zeynep Oral -

Üç gün kaldı seçimlere, oysa benim seçimlerden önce söylemek istediğim üç bin ton söz var... Hepsini sığdıramam bu köşeye. İşte nicedir içimi yakan düşünceler.

Sevgili Nedim Şener ve Ahmet Şık, beni affetsinler, ama hani şu son dönemlerde "İyi ki onlar da içeri alındı" dediğim çok oldu... Evet dedim çünkü o sayede milletin gözü açıldı. Kimi yandaş gazeteciler, "Demek ki içerideler, mutlak vardır bir suçları" mantığıyla (!) iki yıldır tutuklu ya da hücredeki gazetecileri görmezden geldiler! Sadece Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek'e değil, Güneydoğu'da işlerini yapan, yapmaya çalışan nice gazeteciye gözlerini kapadılar. Oda TV'ye yapılan operasyonla ilgili tutuklanan Meclis muhabiri Müyesser Yıldız'ı yok saydılar... Ve daha isimlerini sayamadığım nicelerini ...

Şimdi Nedim Şener ve Ahmet Şık isimleri birer simgeye dönüşürken onların adı geçen her yerde tutuklu ya da hükümlü 70 gazeteciyi en azından anıyor, gündeme getiriyoruz. Hükümetin iddia ettiği gibi onların "terör suçlusu" olmadıklarının bilinciyle mücadeleyi sürdürebiliyoruz. Onların "terör suçlusu" değil, muhalif olduklarını biliyoruz.

Bu arada yargı tarihimizin belki de en ibret verici tümcesini yine bir gazetecinin tutuklanmasına ilişkin yaşadığımı itiraf etmeliyim: Atılım gazetesinden Necati Abay, "delil yok ama kanaat var" hesabıyla 18 yıl hapse çarptırıldı. Bu kanaati oluşturan, sakın Necati Abay'ın yıllardır tutuklu gazetecilerin savunmasını, örgütlenmesini üstlenmesi olmasın sakın?..

İşte Ahmet Şık ve Nedim Şener iyi ki tutuklandı demiş olmam, kimilerinin yok saydığı, rivayet bellediği gerçekleri görünür kılmaları!  

Birkaç gün önce Gazetecilere Özgürlük Platformu, siyasi partilerin basın özgürlüğünü güvence altına almak için ne yapacakları konusunda hiçbir şey söylememiş olmalarını kınıyordu.

Yerel ve ulusal 94 meslek örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu ayrıca, Cumhurbaşkanı'nın tutuklu gazetecilerle ilgili olarak sık sık yaptığı "Gazeteciler yazdıklarından yargılanmıyor, bunlar silah kullanan örgütlerin içinde ve kendileri şiddetin içinde bulunan insanlar" açıklamasına hayret ediyor; bu tür açıklamaların yargılamayı etkileyeceğini hatırlatıyordu...

Halen yazdıkları yazılar nedeniyle gazetecilere açılmış on binden fazla basın davası var. Medya patronları muhalif yazarları susturmak için baskı altında. Vergi tehditleri malum!

Yandaş olmayan gazetecilere karşı tahammülsüzlük gazetecilerin hırpalanması, işlerini yapmalarını engellemek, yandaş birçok meslektaşın göz yumduğu bir şeydi.

Başbakan'ın gazeteci Nuray Mert'e o çıkışı yapması da, kimliğini, kişiliğini, nezaketini (!), hoşgörüsünü (!), eleştiri karşısındakini tavrını ortaya koymaktan öte, kimi kör gözleri açmaya da yaradı. Tam da seçim öncesi tek adam olma tutkusu, eleştiriye, muhalefete tahammülsüzlük! Maşallah diyelim!

Demokrasi sınavında elbet Abbas Güçlü'ye yapılan "bedel ödetme" tehdidi... İnan Kıraç'a "geleceğine ilişkin risk" korkutmacası... Ümit Boyner'e internet yasaklarına karşı çıktı diye, iğrenç hakaret... Bütün bunlar buz dağının tepesinde minicik, göze görünen parça... Siz bir de onların altındakini düşünün! Bir kez daha maşallah!

Gelelim bu yazının başlığına... Dün bu sayfalarda okudunuz. Chuck Palahniuk'un "Ölüm Pornosu" kitabının çevirmeni Funda Uncu, Bodrum Emniyet Müdürlüğü'ne çağırılıyor, ifadesi alınıyor ve tacize uğruyordu.

"Sen manken misin, ne diye böyle kitaplar yazıyorsun

... Bu tümce, emniyetteki tümcelerden sadece biri... Vah benim zavallı ülkem! Bu lafın neresini düzeltsem ki!

Eh işte "ileri demokrasilerde" edebiyat, mankenlikten geçerek eğer emniyetten soruluyorsa, daha ne bekliyorsunuz!

Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan bu kitabın Türkiye PEN tarafından ayın kitabı seçildiğini anımsatayım!

Üç gün sonra oyumuzu kullanıyoruz. Nasıl bir ülkede yaşamak istediğimizi seçiyoruz. Onu hatırlatmama gerek yok!

Cumhuriyet- 9  Haziran 2011

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.