Menü

Petra


24 Aralık 2000 - Zeynep Oral -

Zeytin Ağaçları Altında...

Petra, Lesbos / Midilli adasının kuzeyinde bir köy. Petra Yunanca, kaya demek. Köyün orta yerinden dimdik yükselen kaya kütlesi, köye adını vermiş. Nüfusu binin biraz üzerinde. Bu balıkçı köyü, bir zamanlar yoksulluğun eşiğindeyken "agro turizm" sayesinde kalkınmış.

"Agro turizm" ziraatla gelişen turizmi tanımlayan sözcükler. Kırsal alanlarda yaşayanlar tarafından verilen turizm hizmeti... "Turist"e değil, "misafir yolculara" yönelik. Amaç kitle turizmiyle, beton yığınlarından oluşan dev otellerle çevreyi yok eden, tüm ülkeleri, tüm toplumları birbirinin kopyasına dönüştüren turizm anlayışına karşı bir alternatif oluşturmak. Bu amaç doğrultusunda her kırsal alanın, köyün ve orada yaşayanların özellikleri, kültür birikimleri yüceltiliyor.

İlk kez 1983'de Yunanistan kadın erkek "Eşitlik Bakanlığı" önderliğinde Petra köyünde bir "Kadın Agro-turizm Kooperatifi" kuruluyor. Önce beş kadın, sonra yirmi, derken kırk kadın katılıyor. Çoğu eğitimsiz ve parasız. Yunanistan Ziraat Bankası,Turizm Bakanlığı , yerel yönetim, en önemlisi Avrupa Ekonomi ve Toplumsal Fonu parasal katkı sağlıyor.

O güne dek Petra köyünün kadınları yalnız hizmet sektöründe çalışırlarken, kooperatifin kurulmasıyla hepsi üretici olmaya, becerilerini sermaye olarak kullanmaya başlıyor.

İlk iş kendi yöreleri hakkında bilgileniyorlar ve yöresel nimetleri, yöresel kültürü ve malzemeyi yüceltme bilincini ediniyorlar. Evde üretilen erişte makarna, reçel çeşitlerinden tutun, bahçelerinde yetiştirdikleri tüm sebze ve meyveleri değerlendiriliyor. Tavukçuluk, balıkçılık, zeytincilik baştacı ediliyor. Yörenin mimarisini yansıtan evler onarılıyor, bir bölümü pansiyona dönüştürülüyor. (Başlangıçtaki kırk yataktan, şimdi iki yüzü aşkın yatak) Kadınların işlettiği lokantada yalnız yöresel yemekler hazırlanıyor...

Sonuç: Tam bir başarı öyküsü. Kadınlar para kazanır duruma geliyor. Kadınlar ve köyün gençleri, iş bulmak için başka kentlere gitmekten kurtuluyor. Bunlar olurken köyleri, çevre ve kültürel değerleri korunuyor. Yolu bir kez Petra'ya düşen turist, özür dilerim "konuk-yolcu", yeniden Petra'ya dönmekten kendini alamıyor.

Petra örneği öylesine başarılı oluyor ki, Yunanistan'ın bir çok köyünde "Kadın Agro-turizm Kooperatifleri" kuruluyor.

Ne dersiniz, alınacak ders yok mu!

Şu yukarıda, baştan beri anlattıklarımı , geçen hafta sonu Petra'da yaşayarak gördüm. Türkiye- Yunanistan WİNPEACE, (Barış için Kadın Girişimi) hareketinin üyeleri Petra'da, kadın kooperatifinin konuğuyduk. Orada geçirdiğimiz iki günün sonunda onlar da barış kültürünü amaçlayan hareketin doğal üyeleri oldular. Bu konukluk karşısında biz de Petra'lı kadınlara, zeytin toplamakta yardım ettik.

İster ağaçlara sopalarla vurularak yere indirilen, ister, yere serilmiş göz alabildiğine uzanmış siyah örtülerin üzerine düşen zeytinler, dokunduğu yeri fena boyuyor. Petra'lı kadınların verdikleri örtüleri üstümüze başımıza sarıp zeytin toplarken, Ayvalıklı kadınların, bu işte İstanbul, Ankara, İzmir, Selanik ya da Atina'dan gelenlerden çok daha becerikli olduklarını gördük.

Gün boyu iki büklüm zeytin toplarken , bir ara Margarita Papandreu bana eğilmiş şöyle diyordu: "Bak onlara, hangisi Türkiye'den, hangisi Yunanistan'dan, hiç ayırt edebilir misin?"

İnanın, kesinlikle ayırt edilemiyordu.

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.