Pazarlığın Neresindeyiz ?
08 Şubat 2003 - Zeynep Oral -
Bernard Shaw ‘un ünlü bir öyküsü vardır: Nedense son günlerde sık sık düşünür oldum... Özetliyorum:
Bir davette Bernard Shaw çok alımlı, çok soylu, çok güzel bir kadın görür. Tanışıp, biraz hoş sohbet ettikten sonra, “Lady,” der, “Bir milyon sterlin karşılığında bu geceyi benimle geçirir misiniz?” Hatun, Bernard Shaw’un cazibesinden mi , teklif edilen paranın yüksekliğinden mi, artık orası belli değil, kıkırdayıp gülerek, “neden olmasın...” diye yanıt verir. Saatler geçer, sonunda ikisi kapıda buluşup daveti birlikte terk edecekleri sırada Bernard Shaw, “Düşündüm de, gelin şu fiyatı yüz sterline indirelim...” deyince , kadın çığlığı basar: “Siz beni ne sandınız ? Fahişe mi!”
Bernard Shaw’un yanıtı şöyledir: “Sevgili Bayan, bu sorunun yanıtını, gecenin başında vermiştik... Şimdi fiyatı tartışıyoruz...”
Aklım almıyor. Aylardır “Bizi ancak BM kararları bağlar” deyip durdular...
Tayyip Erdoğan’ın ansızın çark etmesi... BM kararını bile beklemeden doludizgin savaşa girme telaşı... Belki de söylenenler doğruydu. ABD’yle çoktan, Washington’a gittiğinde, anlaşmıştı da, bizi oyalayıp duruyordu...
Ve Erdoğan’ın ültimatomdan farksız savaş çağrısıyla birlikte büyük medya da savaş tamtamlarını yükseltmeye başladı. Abdullah Gül’ün “Elimizden her geleni yaptık, artık günah bizden gitti” açıklaması hiç mi hiç inandırıcı değil. İnsanı ister istemez, pazarlığın bilinmeyen denklemleri üzerinde düşünmeye zorluyor. Sahi, biz pazarlığın neresindeyiz?
Tamam ABD.nin baskısı , İMF baskısı korkunç! Ancak 65 milyonluk bir kamuoyu var bu savaşa karşı olan, topraklarını ve ordusunu , insanlarını ve çocuklarını bu savaşa alet etmek istemeyen... Halkın yüzde 35 oylarıyla görev başına geldiğini her fırsatta belirten hükümet, halkın demokratik talebini nasıl yok sayacak ! Sarıyer ‘de bir kıraathanedeki adam ne güzel söyledi: “Aramızda para toplayalım neyse borcumuz, diyetimiz , ABD’ye ödeyelim de bu savaşa girmeyelim” dedi. (NTV’deki Irak programından) ... Türkiye aynen böyle düşünen milyonlarca insanla dolu. Hükümettekiler seslerini duymuyor mu!
Sahi pazarlığın neresindeyiz? Borcumuzun, diyetimizin ne kadarına karşılık üsleri Amerikan ordusuna açıyoruz? Kaç nükleer füzeye, kaç savaş uçağına, kaç tanka karşılık, kaç can, kaç genç, kaç çocuk ölümüne razı olacağız?
Türkiye Devletinin elinde tarihsel bir fırsat vardı. Hala da olabilir. Şu sırada Türkiye’nin ABD’ye ihtiyacı olduğundan çok daha fazla ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı var. Kuzey cephesini açmayarak, savaşın ertelenmesine yol açabiliriz . Kendimize ve dünyaya zaman kazandırabiliriz... Türkiye bu misyonu üstlenebilir.
Hiçbir hukuk ve ahlak anlayışına sığmayan, ABD’nin ekonomisini canlandırmak için girişilen bu savaşın ağır bir bedeli olacağını söylüyor şimdiden Erdoğan ve Gül...
Bilmek istiyorum : Pazarlığın neresindeyiz ? Ölümlerin, nükleer tehdidin, saldırının, işgalin, iç savaşların, öldürülen her insanın bedeli nedir? Karşılığı nedir?
8 şubat 2003
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler