Paris'te Sokaklar...
25 Ekim 2010 - Zeynep Oral -
Ya da : Demokrasi yolunda...
Paris’te sokaklar dendi mi, aklıma ve yüreğime şunlar düşerdi:
Geniş bulvarlarda ya da kaldırım taşlarıyla döşenmiş yollarda sarmaş dolaş çiftler... Seine Nehri boyunca kitapçılarla öpüşmeler arasında gidip gelenler... Sokak lambalarından çekinmeden dudak dudağa sevgililer... Köprülerin altından geçen sulara inat, geleceği el ele yeniden yaratma tutkusu...
Hele mevsim sonbaharsa... Hele tüm yapraklar çoktan sararmışsa... Kestaneler “şamdanlarını” henüz açmadıysa... Dev çınarlar kızıla bürünmüşse... Ve ölü yapraklar üzerinde koşup dururken ayaklarınızın altındaki o çıtır çıtır ses size eşlik ediyorsa... Fransız şarkılarının belki de en ünlüsü “Les Feuilles Mortes” (Ölü Yapraklar) kulağınızdaysa... Şarkıdaki gibi, kuru yaprakları kürek kürek ya da yürek yürek toplamaya başlarsınız. Anıları, pişmanlıkları, mutlulukları da... (“Gördün mü, unutmadım bana söylediğin şarkıyı... Bize benzeyen şarkıyı...”) Ve ... “Ve sonra deniz/ rüzgâr ve de zaman, kumsalın üzerinden, ayrılmış sevgililerin ayak izlerini siler süpürür.”
Vatandaş olmanın gereği
Durun durun! Romantik düşüncelere yer yok. Gerçekçi olalım! Bugün Paris sokakları kıpır kıpır. Yukarıdaki hava süregelirken günün her saati gençler, öğrenciler, (lise ve üniversiteliler) sendikalar, dernekler, kurumlar, işçiler, işsizler ordusu hepsi sokakta!.
Asıl protesto edilen ne biliyor musunuz? Emeklilik yaşının yükseltilmesi için Sarkozy’nin yasa tasarısı adeta bahane... Asıl protesto, Sarkozy’nin kimseye danışmadan, tartışmadan, toplumsal uzlaşma aramadan emrivaki yapmasına! “Ben sizi dilediğim gibi güderim” tavrına!
Ne o, size çağrışım mı yaptırdı? Yapmasın.
Protestolar, manifestolar, eylemler, hayatı zorlaştırsa, içinden çıkmaz hale getirse de millet bütün bu protesto eylemlerini destekliyor. (Araştırmalara göre yüzde 70’i) Desteklemekten öte vatandaş olmanın gereği gibi görüyorlar. Birey olmanın gereği... Yoksa lise öğrencisi ne diye emeklilik hakkı için sokağa dökülsün? Ama işte vatandaş olmayı o yaşta öğrenmeye başlıyorlar. Haklarını ve sorumluluklarını da...
‘Koyun değiliz’
“Sen bize istediğin her şeyi dayatamazsın”, “Söyleyecek sözümüz var”, “koyun değiliz” demenin yolu bu.
Parisliler, sabah ilk iş, gün boyu nerede, ne protesto var, onu öğreniyor, gününü grevlere ve yürüyüşlere göre ayarlıyor. Ben de dün Paris’te sokağa çıkmadan önce bilgisayarımdan durumu inceledim: İşte sıradan bir cumartesi Paris Sokakları:
Sabah saat 9.00’da Montparnasse’da emeklilik yasa tasarısına karşı sendikaların protestosu.
9.00’da Marais Bölgesi’nde “Lezbiyenler eylemde-Eylemde lezbiyenler” toplantısı.
10.00’da kiracılar ve ev sahipleri, ikametgâh toplumsal forumu...
10.00’da “Feminizme cesaret edin” yürüyüşü (Belleville’de)...
11.00’de “Fransa, Afrika ve Yeni Sömürgecilik” buluşması Nantern’de...
11.00’de “Kâğıtsızlara” kimliksizlere, insanlık dışı muameleye karşı Sessiz Yürüyüş...
11.30’da BNP (Ulusal Paris Bankası’nın) radyoaktif sanayi yatırımlarını protesto gösterisi...
12.00 Total benzin istasyonları önünde emeklilik yasa tasarısını protesto.
14.00’te bir bölüm trenlerde yavaşlatma eylemi...
14.00’te Güçlü Sendikalar Bayramı-Tartışma–Konser-Açık Platform (Paris 20. Bölgede)
14.00’te Hayvanları Koruma Dernekleri’nin düzenlediği kürk giyimine karşı gösteri (Opera Meydanı).
14.00’te “İslamizm ve Marksizm” toplantısı (Quartier Latin).
14.00’te “Tek Gezegen” kampanyasının başlatma etkinlikleri (Strasbourg St. Denis).
14.30’te “Dünkü İsyanlar, Bugünkü İsyanlar” toplantısı (St. Denis).
15.00’te Guerlain yönetim binası önünde ırkçılığa karşı “Guerlain Pis Kokuyor” gösterisi...
17.00’de Hint asıllı azınlıkların büyük buluşması. (Saint Denis)
19.30’da FLN (Ulusal Kurtuluş Cephesi) “Giyotinden Kurtulanlar” toplantısı...
İşte Fransızların kısaca “Manif” dedikleri etkinliklerin, protestoların bir günlük programından seçtiklerim...
Hükümete, yöneticilere, egemen güçlere karşı, “Ben de varım! Benim de haklarım var!” demenin yolu Paris’te (ve Fransa’da) sokaklardan geçiyor. Vatandaş olmanın, birey olmanın, toplum dayanışmasının... Kısacası demokrasinin yolu...
Bizimkilere duyurulur!
Cumhuriyet - 25 Ekim 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler