Özgürlüğümden Utanmak
16 Ekim 2005 - Zeynep Oral -
Tüyap Kitap Fuarındayım…
Yolda trafikte geçirilen iki saate çıldırasıya öfkelensem de; hak etmediğimize inandığım bir muamelenin kurbanı olsam da; yolu olmayan semtlere gökdelenler dikilirken geleceği göremeyen yerel yöneticilerin aymazlığına şaşsam da; kitapların , yazarların, sanat eserlerinin egemenliğindeki kitap fuarına girdiğim anda, bütün olumsuzluklardan sıyrılıyor, iyi ki buradayım, iyi ki buradayım diye sayıklamaya başlıyorum.
Attila İlhan’ın yokluğu her köşeye sinmiş… Her adımda onu anımsatan , çağrıştıran bir afiş, bir fortoğraf , bir renk, bir ses…
Server Tanilli’yle karşılaşıyorum. Kitaplarını imzalıyor… Günümüzden, eski günlerden konuşuyoruz. Onu görünce anımsıyorum birden: DGM’de yargılanıyordu… Ve savunmasının sonunda Attila İlhan’ın dizelerini okuyordu , kendisini şaşkınlıkla dinleyen yargıçlara… Neden yargılanıyordu, neydi “suçu”?
Bir an için şaşkın kalakalmışım, “neden yargılanıyordunuz, neydi suçunuz?” diyorum… Server Hoca, gülerek yanıtlıyor:
“Neden olacak? Uygarlık tarihi kitaplarından” diyor…
Eğer, gençler ya da dünü anımsamayanlar bu yazıyı okuyorsa, sakın şaşırmasınlar: Öyleydi. Bir zamanlar, benim yaşamım boyunca yararlandığım Server Tanilli’nin “Uygarlık Tarihi” ciltleri fena halde sakıncalı, tehlikeli ve “suçluydu.”
DGM’de yargılanan Server Tanilli Attila İlhan’ın dizeleriyle bitirmişti savunmasını:
“o sözler ki acıdır / mapusane avlularında / demir kırbaçlar gibi şaklar / o sözler ki sırasında / çiçek açmış bir nar ağacıdır / dağ ufkuna vuran deniz aydınlığı / sırasında gizemli bıçaklar / O sözler ki / imgelem sonsuzluğunun / ateşten gülüdürler / kelebek çırpıntılarıyla doğarlar ölürler / o sözler ki kalbimizin üstünde / dolu bir tabanca gibi / öldü ölesiye taşırız / o sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan / uğrunda asılırız.
“ Ağızdan çıkmış sözler uğruna asılanların ülkesidir Türkiyem…
Lafı dolandırıp durmayayım: Hayır, asılacağından falan değil, sırf mahkum olduğu için günlerdir Hrant Dink’le atıyor kalbim.
Bilirkişi raporu istediği kadar “Hrant Dink suç işlemedi” desin . Mehkeme onu mahkum etmeye kararlı.
Ali Sirmen “ Attila İlhan’dan Hrant Dink’e Türkiye” başlıklı yazısında “Attila İlhan’ın hapse girmesinden bu yana geçen bunca yıl boyunca hiçbir şeyin değişmemiş olmasından daha korkunç ne olabilir bu toplum için” diye soruyordu.
Bunca yıl dediği 64 yıl!
Daha korkunç olan ise, hiçbir şeyin değişmemiş olmasından öte daha da gerilemesi!
Attila İlhan’ın çok sevdiğim bir şiiri var: İşlence lafını ağzına almadan , “işkence”nin “i”sini bile söylemeden yazdığı “ Sana ne yaptılar” adlı şiiri... O şiirin bir dizesi şöyle:
“Seni görür görmez özgürlüğümden utandım.”
Dilerim şu günlerde, Hrant Dink’le, Orhan Pamuk!’la, Ragıp Zarakolu’yla ve daha niceleriyle karşılaşmam… Karşılaşmam ki, özgürlüğümden utanmayayım!
16 Ekim 2005- Cumhuriyet
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler