Menü

Ölümler, Sözcükler, Çekirdekler...


25 Nisan 2010 - Zeynep Oral -

Üst üste geldi ölüm haberleri… Ölüm karşısında çaresizlik yeniden üzerimize çöktü.

Haberi aldığımdan beri onları, kocaman bir gülümsemeyle, içimi saran sıcaklık ve aydınlıkla, ölümden uzak mı uzak düşüncelerle anıyorum.

Altan Gökalp, Fransız Ulusal Bilim ve Araştırmalar Merkezi CNRS’teki en değerli bilim insanımızdı. Bilim adamlığını yalnız uzmanı olduğu edebiyat ve dil ile değil, tüm sanatlarla ve yaşama sevinciyle bunca içli dışlı kılan, bunca bütünleyen az insan gördüm. 70’li yıllarda hazırladığım “Avrupa’da İslam” başlıklı bir araştırma dizisi sırasında tanımıştım onu. Kendini değil, yapılan işi önemseyen, gülümsemesi hiç eksik olmayan, yaşama açıklığıyla dikkati çeken, düşünceleri, söyledikleriyle önümde ufuklar açan bir insandı. Daha nice eserler verecekti. En verimli çağında gidiverdi!

Hamit Belli, bankacıydı. Ancak bir tiyatro eleştirmeninden, tiyatro sanatçısından daha çok Türk ve dünya tiyatrosunu bilir; yaşama biçimini, yalnız tiyatroyla değil, tüm sanatlarla belirlerdi. Tüm sanatları, yaşamın parçası kılmayı sadece “ilgi duymakla” ya da babasının Darülbedayi’nin ilk sanatçılarından olmasıyla açıklayamayız. Hayır o, sanatları yaşamayı ve yaşatmayı, yüceltmeyi, sanatı yaymayı, herkesin kılmayı kendine misyon edinmişti. Hem de “sponsor” sözcüğünü ülkemizde daha kimsecikler bilmezken… Dormen Tiyatrosu, Akbank Çocuk Tiyatrosu, Akbank Kültür Yayınları, Aksanat, İstanbul Kültür Sanat Vakfı, hepsi tanığımdır… Onu çok özleyeceğim.

Sözün Özü

Bir insanın ölümü, kendinden çok, geride kalanların sorunudur.” Bu söz Thomas Mann’dan…

Tam yukarıda iki güzel insanı anarken, aklım sevgili Leyla Belli, Haldun Dormen, Göksel Kortay’a ve Yaşar Kemal’e (kimi kitaplarını Fransızcaya Altan Gökalp çevirmişti) ve yine çok yakın dostları Güzin Dino, Zülfü Livaneli’ye giderken; yüreğime Thomas Mann’ın sözü yerleşti…

O söz gökten zembille düşmedi. İki gündür kucağımdan, elimden düşürmediğim Celal Üster’in yeni çıkan “Sözün Özü” kitabından (Can Yayınları) seçtim. Eski çağlardan günümüze, ünlü yazar ve düşünürlerden Celal Üster’in seçtiği, belli kavramlar çerçevesinde bir araya getirdiği, çoğunu kendi çevirdiği alıntılardan oluşuyor. Aşk’tan Zorbalığa, Bellek’ten Yazgı’ya, 1005 yazardan, 267 kavram ve 5264 özdeyiş yer alıyor 382 sayfalık bu kitapta…

Öğretmenler, öğrenciler, düşünce üretmek yerine başkalarının düşüncesini yazmayı seven köşe yazarları, ilanı aşk etmeyi isteyip nasıl yapılacağını bilemeyenler, sohbetlerde “Balzac der ki” diye gösteriş yapmak isteyenler, nutuk atmak isteyen politikacılar, edebiyatçılar, sinemacılar, sporcularla konuşmak isteyen başbakanlar vb. bu eserden kaynak kitap olarak yararlanabilir. Ya da sadece o sözlerin derinliğinde keyifli “yolculuklara” çıkmak için de okuyabilirsiniz.

Ancak unutmayın: Celal Üster’in vurguladığı gibi “Alıntı, akıllının elinde elmas olur, aptalın elinde çakıltaşı.(Joseph Roux)

Çekirdekleri atmayın

 

Doğa Gönüllüleri Derneği’nden mektup var. Lütfen siz de yaygınlaştırın:

“Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene (2010) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, yani toprağın bereketi yükselecek.

Bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin. Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün. Gömme imkânınız yoksa bir poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın, arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun; korkmayın, bu çevre kirliliği değildir, aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler… Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir! Bunu yapmayın ve yaptırmayın. Tüm çalışmalarda, doğaya başıboş atılan ya da dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.

Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım… Bu uygulama TEMA tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor. Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.

Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler.”

Cumhuriyet - 25 Nisan 2010

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.