Ölüdeniz'den Sevgiler...
28 Haziran 2009 - Zeynep Oral -
Ölüdeniz Kültür ve Sanat Festivali, bu yıl altıncı kez yenileniyor. Akşamüstü saat altı oldu mu, ya Fethiye Kültür Merkezi’nin önünde ya Ölüdeniz Sanat Evi’nin bahçesinde yemyeşil çimenler üstünde , püfür püfür salınan okaliptüs ve sedir ağaçları altında millet toplanıyor, hem yörenin yazarları sanatçıları hem “dışardan” gelenler, bir sohbet, bir sohbet ... Önceki gün Behiç Ak, Sunay Akın ve Akgün Akova’nın, eğitici, düşündürücü, eleştirel ve tadına doyulmaz sohbetinde her yaştan dinleyicinin mutluluğunu görmeliydiniz... Akşamları ise Hisarönü’nde , Pazar yerinin ortasına kurulan dev bir sahne, önünde yüzlerce iskemle, çoluk çocuk yerlisi yabancısı herkes yer kapıyor, sonra konserler, gösteriler, halk oyunları birbirini izliyor...Öte yanda resim ve heykel sergileri... Eğitim,üretim, çağdaşlık ve dayanışma seferberliği içinde “Mavi Kuş” Derneğinin el işi sergileri...
Doğrusu konuşmacı olarak ilk kez katıldığım bu festivalin böylesine popüler ,yöre insanıyla böylesi sıcak ve yoğun ilişkisi olduğunu bilmiyordum. Aydınlık bir Türkiye umuduyla, sarılmalar, kucaklaşmalar, bitmek bitmiyor.
Festivalin amaçlarından biri de yerlilerle yabancı turistleri birbirine kaynaştırmak. Nitekim bir akşam kendimi Hisarönü pazarındaki kitap standında bir grup fransız’a Türkiye ve Fransa’daki kadın sorunları üzerine konferans verirken buldum!
Ölüdeniz Belediyesi ve Hisarönü Güzelleştirme Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği festivalin mimarı 2004’den beri Ölüdeniz Belediye Başkanı olan Keramettin Yılmaz. İlginç bir kişiliği var. Doğma (1960) büyüme buralı.Çifçilik, minibüs şöförlüğü, otel pansiyon işletmeciliği derken, yörenin ilk turizimcilerinden... Yolunuz buraya düşerse yabancı turistlere eşeklerle nasıl safari düzenlediğini, keçileri nasıl yamaç paraşütüyle uçurduğunu bura halkına anlattırın mutlaka. (Başkanın eşi Ümit Hanım, festivalin dinamosu.) Festivalin amblemi de sevimli bir keçi.Hem buralardaki keçi kültüründen, hem de ne yapıp edip, Ölüdeniz’i bir dünya markasına dönüştürme azmi ve inadından, böyle bir seçim yapmışlar!
Cennetten bir rica
Ölü deniz hiç bunca temiz olmamıştı.Teknelerin “içeri” girişi çoktandır yasak. Arıtma tamamlanmış.Yöre,doğadan tarihten coğrafyadan nasibini fazlasıyla almış. Krize karşın turisti bol, öteki yörelere oranla daha az etkilenmiş. Cennetten farksız Ölüdeniz’de kimle konuşsam herkes ayni dertten mustarip!
Özetle mesele şu: Son zamanlarda belki siz de gördünüz, televizyonlarda sık rastlanan bir reklam var: Denizi temiz tutmaya yönelik iyi niyetli bir reklam! Orada çöp içinde, berbat, rezil, bitmiş tükenmiş bir denize “Ölüdeniz” deniyor.
Buralılar, çok haklı olarak “Oysa Ölüdeniz bu cennet yörenin adı, bizim yöremizin adı” diyorlar. Korkunç bir çağrışım! Reklamda “Ölü deniz” yerine , “ölmüş deniz”, “tüketilmiş, kirletilmiş, pisletilmiş, yok edilmiş deniz” dense mesele yok... Ama “Ölü deniz”, ister istemez bu cennet “Ölüdeniz”i çağrıştırıyor. Tam da onlar dünya markası olmaya çalışırken!
Yöre halkının ricası: Değiştirin şu sözcükleri! Aracı olmaya söz verdim, işte yerine getiriyorum.
Sözcüklerin gücü müthiş. Festivalin ilk gününde yine buralı bir yazarın, Salim Şengil’in , Fethiye öykülerinden oluşan “Es be Süleyman Es” kitabı üstüne bir sohbet vardı. Sevgili “Salim Amca”nın , ya da Naim Tirali’nin deyişiyle “küçük hikayenin büyük ustası”nın bu öykülerini okuyorum bir yandan ve sözcüklerin gücüne doyamıyorum.
Çok yakında Ölüdeniz Kültür ve Sanat Festivali tüm yazarların ve sanatçıların buluşmak için can attıkları bir platforma dönüşürse hiç ama hiç şaşırmayın!
Cumhuriyet- 28 Haziran 2009
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler