Ödül ve Ölüm Kardeşliği...
06 Nisan 2014 - Zeynep Oral -
Artık böyle. Artık ölüm ve ödül kardeş. Ölüm ve ödül içiçe , ölüm ve ödül sarmaş dolaş, birbirine iyice kenetlenmiş... Tıpkı bizler gibi kenetlenmiş... Tüm sokak çocukları gibi kenetlenmiş. Artık böyle: sevinçlerimize gözyaşlarımız karışıyor; acılarımızdan direnç çiçekleri üretiyoruz; isyanımıza kahkahalarımızı katıyoruz... Artık böyle : Ödül ve Ölüm kardeşliği ilan ettik ülkede!
Sokak Çocukları dedim... İki gün arayla , biri edebiyat biri sinema alanında iki ödül töreninde ödül alan "sokak çocuklarının" sözcükleriyle, direnciyle , sahiciliğiyle, içtenliğiyle sarsıldım ve güçlendim.
UMUR, MERAL, BERKİN...
Siz söyleyin, sadece tiyatrocu ve yazar kimliğiyle değil, Düttürü Dünya, Çöpçüler Kralı, Hababam Sınıfı, Kapıcılar Kralı gibi nice filmin senaristinden ala "sokak çocuğu" olur mu! Umur Bugay'dan, sinema ve tiyatromuzun çalışkan ve afacan emekçisi, işçisi, neferinden söz ediyorum!
İstanbul Film Festivali'nin açılış töreni. Onur Ödüllerinin ilki için Umur Bugay sahnede... Adı söylendiği an alkış koptu. Ödülü vermek üzere, tiyatro ve sinemamızın eşsiz oyuncusu Meral Çetinkaya sahneye çıktı. Onu önce arkadan gördük. Üzerinde siyah bir giysi. Ve Meral sahnede, yüzünü seyirciye döndü. O anda Lüffi Kırdar salonunu dolduran iki bin kişi çılgınca alkışlamaya başladı! Dinmeyen bir alkış! Sanatçının göğsünde Berkin Elvanın artık çok iyi tanıdığımız o gülen yüzü bizi selamlıyordu. Alkış dinmedi! Ey çocuk seni seviyoruz!
Umur Bugay'ın sanatın edebiyatın, sinemanın aşağılanması, yasaklanması, yok edilmesini lanetleyen konuşması... Alkış dinmedi... "Bu karanlık dönemin son bulup, Cumhuriyet’imizin kuruluş felsefesi olan çoğunluğun azınlığa tahakküm edemeyeceği, etnik ve mezhepsel kavgalardan uzak, yüzü Batı’ya dönük, yasalar önünde herkesin eşit olduğu, laik ve tam demokratik bir Türkiye’de barış içinde yaşayacağımız umuduyla, hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum." sözleri... Alkış dinmedi. ( Törenin ayrıntılarını dün birinci sayfadan sadece Cumhuriyet vermişti! Ayşegül Özbek'in ve Vedat Arık'ın muhteşem yazı ve fotoğraflarıyla...Kıvanç duydum!)
Umur, Meral ,Berkinle seyircinin bütünlenmesi geceye damgasını vurdu. Bu çocuklara bu alkış hiç dinmeyecek.
KÜÇÜK İSKENDER
Pera Palas'da Erdal Öz Edebiyat Ödülü törenindeyiz. Kürsüde Küçük İskender. Onu küçüklüğünden beri izliyorum. (Sanat Dergisi'nde Genç Şairlere yer vermek ne büyük bir kıvançtı!) Kendine özgü sesi, soluğu ve sokağın dilini hiç kaybetmedi . Bir de "30 yıl boyunca duruşundaki tutarlılık"
Ödül, övünç ve ölüm arasında gidip geliyor konuşurken. "Omzunuza dokunan bir el , bir bardak su olabilir ödül ... Ödül, övünç, ölüm, birbirine kardeş olan kavramlardır. Ödül acıya dönüşebilir. Övünç utanca ... Ölüm ise bazen dirence dönüşebilir... Keşke tüm devrim ve anarşi yolcuları için alıyorum bu ödülü diyebilecek kadar sıradan ve olağan bir ülkede yaşasaydık ... Gezi çocukları için alıyorum, diyebilseydim... Ama olmuyor... Onlar ölürken biz hala özgürlük için mücadele ederken onlar aramızda değil. Ölmek, ödül almaktan büyük bir iş! Onlar adına ödülü kaldıramıyorum Ben bu özel yapım büyük ödülü bir kimlik edinmek, kimlik kazanmak için değil, belki de hepimiz adına, kimliğimizi tekrar, tekrar, tekrar korumak adına alıyorum."
Küçük İskender'i dinlerken o salonda bir çok insan, çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir ülkede yaşamanın ve hele hele yazmanın ne anlama geldiğini sorgulamaktan kendini alamıyordu!
İşte, artık böyle : Ödül ve Ölüm kardeşliği ilan ettik ülkede!
Cumhuriyet- 6 Nİsan 2014
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
![](/tr/images/common/zeynep-oral.jpg)
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler