Müziğin yapıcı gücü...
24 Haziran 2011 - Zeynep Oral -
Daha iyi bir insan olmak, daha güzel bir dünya için…
Aspendos'ta büyülü geceler devam ediyor... Hiç unutmuyorum: Bundan birkaç yıl önce İngiltere'nin "The Independent" gazetesi, dünyanın en iyi, en görkemli, en "büyülü" opera festivalleri üzerine bir araştırma yapmıştı. Ve Aspendos Festivali, ilk on içinde yerini almıştı... Kurulduğu günden beri nitelikten ödün vermeyen, programını çeşitlendiren, uluslararası platforma sıçrayan bu festivale hepimizin sahip çıkması gerek. 18 yılda eşi benzeri olmayan bir değere dönüştü!
Dünkü yazımda Zubin Mehta, Daniel Barenboim, Viyana Filarmoni Orkestrası konserine ilişkin izlenimleri aktarmıştım. Şimdi, devam ediyorum.
Müzik ve misyon
Bu iki sözcüğün, müzik ve misyon sözcüklerinin bir arada kullanılmasına ben en çok, en çok Leyla Gencer'de tanıklık etmiştim... Sonra, zaman içinde, değerli, yetkin, mükemmeli arayan tüm müzisyenlerde, bu ikisinin birbirinden ayrılmadığını gördüm. Elbet birinin misyonu, ötekinin misyonundan farklı olabiliyordu. Ama değişmeyen, o amaca, o hedefe ulaşmak için, hep "en iyisi" olma zorunluluğuydu...
Daniel Barenboim, misyonunu en ileri noktaya taşıyanlardan biri. Sadece düşünceyle yetinmeyip uygulamaya koymuş biri...
O, dünya çapında bir maestro, yıllardır yeryüzünün en mükemmel orkestralarının daimi şefi... Çok usta bir piyanist... (Bence filozof –piyanist, şair piyanist.) Doldurduğu plaklar kapışılıyor... Yazdıklarıyla da, eğitmenliğiyle de gelecek kuşakları aydınlatıyor... Ancak bunların yanı sıra çok önemli bir misyonu var: Filistinli düşünür, yazar, eleştirmen, akademisyen Edward Said'le bir araya gelip, daha güzel bir dünya, barış içinde bir dünya için kolları sıvadılar. Her yaz İsrail ve Arap ülkelerinin genç müzisyenlerini bir araya getiren Doğu- Batı Divan Orkestrası'nı kurdular. Bu orkestrayla dünyanın birçok ülkesinde konserler verdi ve veriyor Baremboim..
Bu sayfanın okurları anımsar, İKSV'nin Uluslararası İstanbul Müzik Festivali'nde (2006) yaşları 14-24 arası bu gençler hem sonsuz disiplinli ve yetkin, hem de gençliklerini, dinamizmlerini, enerjilerini, duyarlıklarını, birlikte çalışmanın, birlikte çalmanın, birlikte yaşamanın sevincini aktarmışlardı bizlere. Barenboim'un orkestrasıyla dayanışma sevgi ve saygıya dayalı ilişkisi ise görülecek bir şeydi.
Zaman içinde iki örnek aydının projesi "müzik projesi" olmaktan çıkmış, İsrail- Filistin sorunu üzerine düşünmek ve diyalog kurmak için bir foruma dönüştü.
Önceki gün Barenboim Antalya'dan ayrılırken Rengim Gökmen'e, Doğu Batı Divanı Orkestrası'yla da Aspendos'ta konser vermek istediğini söyleyince, Rengim Gökmen ileriye yönelik çalışmaları başlattı bile!
Teşekkürler Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü; Genel Sanat Yönetmeni hem çıtayı sürekli yükselttiğiniz için hem de mükemmel organizasyon için!
Zubin Mehta – Daniel Barenboim dostluğu
İki ustanın dostluğu ellili yıllara dayanıyor. Mehta, Bombay doğumlu (1936); Barenboim Rus bir aileden Buenos Aires doğumlu (1952)... İkisi de Avrupa'da doğmadıkları halde Batı müziğinin ustaları oldular. Sık sık birlikte konser vermekten hoşlanıyorlar. Geçen nisan sonu, Floransa'daki "Magio Musicale" Festivali'nde maestro Zubin Mehta, 75. yaş gününü arkadaşı ve meslektaşı Daniel Barenboim'ı ve Floransa Maggio Musicale Orkestrası'nı yöneterek kutladı. Barenboim, Mehta için eser besteledi... İkisine sorulduğunda ortak yanlarını şöyle belirliyorlar:
"İkimiz de müziğe tutkuluyuz, yaşama tutkuluyuz." Ve bunu her fırsatta dillendiriyorlar!
Bir de her ikisi müziğin yapıcı gücüne inanıyorlar
Baremboim'un İsrail sağı tarafından sık sık tehdit edildiğini belirtmeliyim. İsrail Müzik Festivali'nde Berlin Filarmoni'yi yönetirken, ilk kez Wagner eserine yer vermesi... Ramallah'ta konser vermesi ve müzik dersleri vermesi... 2008 yılında Filistin pasaportu alması... İsrail'in kuruluş şenliklerine katılmayı reddetmesi... Barenboim bütün bunlar nedeniyle "suçlanırken"; İsrail Filarmoni'yle yakın bağlantısı olan arkadaşı Zubin Mehta, hep yanında olmuş, onu hep desteklemiştir.
Önceki akşam Aspendos'taki konserde işte aklımdan hep bunlar da geçiyordu.
Ah, bilmez değilim: Müzik, savaşları durduramaz. Ama, müzik, tıpkı şiir gibi savaşlara karşı mücadeleyi ve duyarlığımızı biler. Daha iyi insan olmamızı sağlar! Mükemmele uzanmamız yol açar...
Bu arada: Viyana Filarmoni Orkestrası'nda gözümü (ve de yüreğimi, vicdanımı, ruhunu, aklımı) rahatsız eden bir de "ayrıntı" ... Koca orkestrada beş kadın müzisyen vardı. Tam "Ayıptır! Oha!" diye feryada başladım ki, bir arkadaşım, "Buna da şükür, 2004'e kadar hiç kadın müzisyen almazlardı" demez mi!
Ah be Viyana Filarmoni! Bunu bana yapmayacaktın!
Şimdi yazıyı kesip doğru yine Aspendos'a koşmalıyım: Ankara Devlet Operası'nda Yekta Kara rejisiyle "Saraydan Kız Kaçırma"yı izlemeye...
Aspendos Festivali'nde son iki olay, Ankara Devlet Opera ve Balesi'nden görkemli bir "Kuğu Gölü" bale prodüksiyonu ve Kazakistan Devlet Opera ve Balesi'nden "Tosca"... Ben İstanbul'a dönüyorum ama oradakiler, çevredekiler n'olur benim için de izleyin. İkisi de kaçmaz!
Cumhuriyet- 24 Haziran 2011
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler