Mimarlık: Sosyal Sorumluluk
09 Temmuz 2005 - Zeynep Oral -
En sonda söyleyeceğimi dayanamayıp en başta söylüyorum: İstanbul çok başarılı bir sınav verdi! İstanbul’da toplanan Dünya Mimarlık Kongresi , bugüne dek gerçekleştirilen 22 benzer kongre içinde en geniş katılımlısı, en geniş ve yaygın izleneni, organizasyonu en başarılı ve toplumsal bilinci, toplumsal sorumluluğu en ön planda tutanlardan biri olarak tarihe geçti.
Şu yukarıdaki birkaç satırı sayılarla açmam gerekirse: 128 ülkeden 8 bin katılımcı … (Bunların yüzde 30’u Türkiye’dendi; ki bu da kendi çapında bir rekormuş…) Kongre’yi izlemek üzere akredite olan 135’i yabancı 505 basın yayın kuruluşu … (Yabancı kuruluşların büyük bölümü İtalya, ABD ve İngiltere’den..) Önerilen 900 kadar tebliğden seçilen 600’ü sunuldu. …
Her birini neredeyse iki bin kişinin dinlediği 30 kadar ana konuşmacı …
Sayısız, panel, tartışma ve çalıştaylar… Kongreye paralel olarak müze, galeri ve sokaklarda, alanlarda sürdürülen 130 kadar sergi… Yerli ve yabancı 142 firmanın katıldığı, benzer kongreler içinde en genişi olan Uluslararası Yapı ve Mimarlık Fuarı…
Elbet kongrenin muhalifleri de vardı. Dünyanın her yerinde kongrelere ancak paralı katılım olabileceğini bilmeyenler; mimarlık öğrencilerine burs sağlayan kuruluşları ve mimari bürolara indirimi geç öğrenenler… Onlar da protestolarını yapma seslerini duyurma olanağı buldular.
Sizleri daha çok sayılara boğmak istemiyorum. Hele kongre vadisine uğramış, sergileri gezmiş, toplantılara katılmış, eşgüdümlü sanatsal etkinlikleri izlemiş olsaydınız , yaşanan ve paylaşılan coşkunun , sağlanan iletişimin, kurulan köprülerin , evrensel potada bir araya gelen düşünce ve dayarlık zenginliğini görseydiniz , o evrensel ve çağdaş değerler, o çok seslilik ve çok renklilik yanında sayıların hükmü olmadığını görürdünüz…
Ancak bütün bu söylediklerimin (sayıların da) ardında binlerce ayrıntı vardı. Sonsuz bir çaba, emek vardı. Bu dev kongrenin altından başarıyla kalkanları , başta Kongre Başkanı Suha Özkan olmak üzere, Mimarlar Odası’nı, Teknik Üniversite’yi, yerel yönetimleri, ana sponsorluğu üstlenen Kale Grubu’nu ve tüm sponsorları, tüm katkıda bulunanları ve emeği geçenleri kutluyorum.
Bilim-Sanat-
Ahlak Mimarlığın, insan mutluluğuna ya da mutsuzluğuna doğrudan, en dolaysız etki yapan alan olduğuna , çocuk yaşlarımdan başlayarak, hep inandım. Belki bunda yalnız iyi bir mimar değil, aynı zamanda amcam olan Melih Birsel’in rolü oldu. (Garanti Galeri’de “Mimarlığın Aktörleri- Türkiye 1900-2000” sergisinde, ölümünden sonra onunla buluşmak harikaydı!) Sonra yaşamım boyunca mimarlıkla içli dışlı oldum. Mimar eşi ve mimar annesi olarak, mesleğin sorunlarını tanıdım… Mimarlık yaşamla iç içeydi…
Mimarlık, tüm sanatları içinde barındıran , tüm sanatlarla köprü kuran, tüm sanatlarla iletişim içinde olan bir bütüncül sanattı… Mimarlık eğitim, öğrenim, birikim gerektiren, insanın, insanlığın hizmetinde bir bilimdi…
Mimarlık kültür birikimini, kültürün izdüşümünü gözler önüne serendi… İçinde yaşadığımız dört duvardan, ister baraka , ister apartman dairesi ya da villa, çalıştığımız iş yerine; her gün geçip gittiğimiz sokaktan, mahalleden, kat ettiğimiz bulvarlara, alanlara; başımızı göğe de çevirsek yere de, her an mimarlığın müdahalesiyle burun burunaydık…
Mimarlık , gözümüzün değdiği her şeyi ve gözümüzün değmediklerini de kapsıyordu. Ufkumuzu belirliyordu. Kimliğimizi belirliyordu. Yaşama biçimimizi belirliyordu. Bütün bunlar bir yana, mimarlığın her şeyden önce bir ahlak sorunu olduğunu kavramam için kendimi eğitmem, yetiştirmem, dünyaya bakışımı, yorumlayışımı belirlemem gerekti. Evet, mimarlık üçlü bir saçayağı üzerinde yükseliyordu: Bunların ikisi sanat ve bilimse, üçüncüsü de ahlaktı. Mimarlığın temel sorunlarıyla, insanlığın temel sorunları birbirinden farklı değildi ve olamazdı. Kongre boyunca izleyebildiğim tüm konuşmalarda, tartışmalarda olsun, sonuç bildirgesi “İstanbul Deklarasyonu”nda olsun , üçlü saçayağından ahlakın , toplumsal sorumluluğun vurgulanması, bence bu kongreye damgasını vurdu. İnsanca bir yaşam Belirtmeden geçemeyeceğim: Kongre boyunca Türk basını içinde Cumhuriyet farkı yine kendini ortaya koydu: Oktay Ekinci’nin , Cengiz Bektaş’ın katkıları, Özlem Güvemli , Özlem Altunok , Özlem Yüzak, Gökçe Uygun’un günü gününe yazıları ve haberleri aracılığıyla, Cumhuriyet Okurları, tüm öteki gazete okurlarından daha çok ve yakından izledi kongreyi. Peki bundan sonra ne olacak ? diyenlere…
Bundan sonra ne olacağı, bu kongrede tartışılanları ve alınan kararları , yerel yönetimlerin, hükümet ve devlet başkanlarının, yönetim mekanizmalarının , benimsemesi ya da benimsememsine , uygulayıp uygulamamsına bağlı. İnsanca bir yaşam için: -Barınmanın bir “Temel İnsan Hakkı” olduğunun idraki…
-Toprakları rant aracı olmaktan kurtaracak politikaların yerleştirilmesi…
-Doğaya düşman, dağa, ormana, ağaca küskün, çevreyi yok eden tüketim ekonomisi yerine yoksulluğu önleyecek üretim ekonomisinin geliştirilmesi…
-İşgal, savaş, talan ve şiddetle; zorla ve baskıyla ; ambargo ve ekonomik tehditle; taklit ve kopyacılıkla değil , farklı toplumsal kültürel kimliklere kendini ifade olanağı veren, evrensel değerlerle bütünlenen zihniyetin benimsenmesi…
İnsanca bir yaşam için önce bunlar gerekli. Mimarların kendi aralarında konuşup tartıştıkları konular bunlar. Dünyada da Türkiye’de de …
Dilerim artık sağır kulaklar açılır, duyması gerekenlere ulaşır kongrenin önerileri. ..
Uluslar arası Mimarlar Birliği’nin Altın madalyasını kazanan “diplomasız mimarı” Tadao Ando , konuşmasında “ Önce güvenlik” diyordu. “Estetik kaygılardan önce, güvenlik ve yaşamın sürdürülebilmesi … İlk sorumluluğumuz bu olmalı…
” Kobe ya da Marmara depremleri geçiyordu gözümün önünden. Bir de Irak’ta binlerce yıllık yerleşim merkezlerinin yok edilişi… Henüz , güzelim kent Londra’da bombalar patlamamıştı…
9 Temmuz 2005 - Cumhuriyet
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler