Mehmetin Kitabı
07 Eylül 2000 - Zeynep Oral -
Bugün Sezer'le Clinton buluşuyor. Oysa ben...
Bugün Washington'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le ABD Başkanı Bill Clinton'ın buluşması var. Bu buluşmanın ayrıntılarını önümüzdeki günlerde bu sayfada değilse de tüm medyada bol bol izleyeceğiz.
Böyle bir görüşmenin gerçekleşeceğini öğrendiğim andan itibaren benim içime Nadire Mater'in "Mehmedin Kitabı" geldi yerleşti. Neden diye sormayın. . Öyle işte...
Geçen yıl yayınlanan, kısa sürede büyük ilgi, gören, sonra toplatılan, sonra hakkında dava açılan, bu arada Almanca, İtalyanca, Fince, ve Yunanca'ya çevrilen kitabın bu görüşmeye konu olacağını elbet aklıma getirmedim.
Mesela , Clinton, "Sayın Başkan, ne diyorsunuz sizdeki şu kitap toplatma işine? Biraz ayıp olmuyor mu? Mehmetin Kitabı..." diye söze başlarmış... Cumhurbaşkanı Sezer , Clinton'un sözünü bitirmesine izin vermeden atılırmış:
"Okudum 'Mehmetin Kitabı'nı. Çok yararlandım. Çok aydınlatıcı, değerli , önemli ve yararlı buldum. Her yurttaşın okuması gerektiğine inanıyordum ki , maalesef toplatıldı... Biliyorsunuz , yasalar... Ülkemizde hukuku yerleştirmeye çalışıyoruz da..."
Hayır, hayır, reformcu Cumhurbaşkanımızla Clinton arasında elbet böyle konuşmalar geçmeyecek.
Hem zaten "Okudum, öğrenerek, ibret alarak, soluk soluğa okudum, soluk almaya çalışarak okudum. Çok değerli, önemli ,aydınlatıcı ve yararlı buldum. Bu kitabı bu ülkede yaşayan her insanın okuması gerektiğine inanıyorum" gibi sözler, bir yıl önce "Mehmetin Kitabı"nı okuduğumda benim kullandığım, (yazdığım) sözlerdi.
Nadire Mater, askerlik görevlerini 1984-98 yılları arasında Güneydoğu'da, Olağanüstü Hal Bölgesi'nde yapmış , çatışmalara katılmış ve terhis olmuş gençleri konuşturuyordu kitabında. Yazar, kendi konuşmuyor, herhangi bir yorum, değerlendirme yapmıyor, politik ya da ideolojik yönlendirme, baskı yapmıyor , konuşan gençlerle okuru baş başa bırakıyordu.
Ve bu ilk kez oluyordu. İlk kez, başkaları onlar adına değil , kendileri konuşuyordu. Özlemi, sevgiyi korkuyu, acıyı, ölümü, öfkeyi, özetle tüm bir hayatı aktarmaya çalışıyorlardı. Ve kitaptan yükselen çığlık "Kana kan olmasın!" , "Kanın karşılığı kan olmamalı!" ya da "Artık şiddet istemiyoruz" çığlığıydı.
Gel gelelim... "Devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif"... Kitap yasaklandı ve dava açıldı.
Bilirkişi raporu , "Kitabın özel, subjektif ve somut bir niteliğe sahip olması, belirli yörelerde meydana gelmiş belirli olayları aktaran ve yer yer edebi, yer yer belgesel ve eleştiri yönü ağır basan; ülkemizin belirli bir döneminde içinde geçtiği zor ve ağır nitelikli günlerin sona ermesi temennisini zımnen içinde bulunduran düşüncelerin yer alması itibarıyla TCK 159. Maddede mevcut bulunan devletin askeri kuvvetlerinin tahkir ve tezyifi suçunun maddi unsuru mevcut değildir." Diyor...
Bugün Washington'da Cumhurbaşkanı Sezer'le Clinton buluşuyor.
Ben neden mi bu kitabı düşünüyorum?
Belki de artık internet aracılığıyla sınırlar kalktığından...
Belki hem yurt içinden hem dünyanın dört bir yanından "Mehmetin Kitabı"nın "kurtuluşu" için gelen desteklerden...
Belki de Nilgün Cerrahoğlu'nun bir süre önce Nadire Mater'le Milliyet'te yayınlanan röportajına koyduğu başlıktaki gibi " Dünyanın gözü 'Mehmedin Kitabı'nda olduğu için ...
Belki de yalnızca Sezer'in reformcu kişiliğine, hukuka inancına güvendiğimden, bir şeyleri değiştirme yolunda adımlar atabileceğine inanmak istediğimden...
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler