Leyla Gencer: La Scala'da 50 Yıl...
29 Şubat 2008 - Zeynep Oral -
Ah ne çok isterdim orada olabilmeyi. Ama olamadım... Geçen hafta Milano'da, La Scala'da Leyla Gencer için görkemli bir tören düzenlendi. Sanatçının bu kurumda çalıştığı, emek verdiği 50 yıl onuruna düzenlenen bir müzik, şiir, inanç, saygı, sevgi, aşk, tutku dolu bir tören...
İnsan onurunu yüceltme töreni... Çağdaş evrensel değerlerle bütünleşme töreni... Emeğe saygı töreni... Vefa borcu töreni...
Hayır töreni izleyemedim ama İstanbul - Milano telefon hatları, Leyla Gencer'in yorgun ama heyecan dolu sesi ve törende konuklara dağıtılan ancak dün elime ulaşan "Leyla Gencer: La Scala'da 50 Yıl" adlı anı kitap imdadıma yetişti.
Kısa bir süre önce zatürre geçiren Leyla Gencer, son ana dek, "belki de törene katılmam, katılamam" deyip durmuştu. (Bunu hep yapıyor... Belki anımsayanlarınız olur: Carouso Ödülü'nü alacağı zaman da aynı şeyi yapmış, katılmayacağım demiş ve son anda bir fırtına, bir volkan gibi sahnede ışıklar saçarak belirivermişti!) La Scala'daki törene katılmak bir yana, her zamanki kraliçe ya da tanrıça edasıyla sahneden kükreyen, tüm dinleyicileri kah gözyaşlarına kah kahkahalara boğan, en çok alkışı alan yine onun konuşması olmuş!
Bu konuşmada Leyla Gencer en ağdalı, en dramatik İtalyanca'sıyla ( sahne diliyle günlük konuşma dilini muhteşem bir biçimde ayırmayı biliyor!) sahneden müzik aşkını, opera tutkusunu, hayattaki misyonunu dile getirip gençlere öğütlerle sürdürmüş. "Yaptığınız işi aşkla, tutkuyla, sevgiyle, inançla yapmazsanız, yok olursunuz!" diye haykırmış!
Törenden sonra telefonda "nasıldı" diye sorduğumda, şöyle yanıtladı: "Eh fena değildi galiba... Çok yorgundum ama konuşmaya başlayınca açılıverdim... Galiba fazla açılmışım ... " (Kıs kıs gülüyor!)
Bitmeyen misyon
Leyla Gencer'in La Scala'da ilkl sahneye çıkışı 1957'de Poulenc'in "Dialoghi dele Carmelitane" adlı eseriyleydi. Rejisör Margherita Wallmann'a karşı verdiği büyük kavgalar ve kendi deyişiyle "meydan savaşı" sonucu kazandığı bir zaferdi o rahibe rolü! (Meraklısı "Tutkunun Romanı"-Doğan Yayınları- kitabıma bakabilir...) La Scala'daki son opera temsili ise 1980'de Britten'in " Albert Herring"i... İkisi arasında Aida'dan Norma'ya, Lady Macbeth'den, Lucrecia Borgia'ya, Alceste'den Idomeneo'ya 19 rol var...
Ancak son opera temsiliyle bitmedi La Scala serüveni Leyla Gencer'in... .La Scala'nın Genel Müdürü ve artistik direktörü Stephane Lissner'in de hem anı kitapta hem de törende vurguladığı gibi o tarihten sonra eğitimci olarak, hocaların hocası olarak sürdürdü görevini. La Scala'nın Lirik Akademisi olan, " As.Li.Co" diye tanınan kurumun hem artistik direktörü hem de eğitmeni oldu. 1981'den beri bu görevi sürdürüyor. Yani kendi deyişiyle "misyona devam"...
"La Scala'da 50 Yıl" töreni ve kitabında, Gencer'in İtalya'da biyografisini yazan aynı zamanda arkadaşı Franca Cella'nın büyük rolü var. Törende ve kitapta üç büyük Maestro'nun (Gavazzeni, Muti ve Pizzi'nin ) tanıklıklarına yer verildi. Lorrenzo Arruga, Carlo Fontana, Giancarlo Landini gibi eleştirmen ve müzik adamlarının görüşlerine de... Kitaba eşlik eden Leyla Gencer'in çeşitli sahnelerden çekilmiş filmleri bir DVD'de ve 2 müzik CD'sinde toplanmış.
Yurtdışından bu haberleri aldıkça bir yandan sonsuz sevinç ve kıvanç duyuyorum bir yandan da acaba Maçka Parkına Leyla Gencer heykelini yerleştirebilmek için daha ne kadar bekleyeceğiz diye sormaktan kendimi alamıyorum...
10 Yıllık birikimler
Elli yıllık bir süreç, kuşkusuz muhteşem bir birikim. Ama on tyyıllık birikimler de az buz şey değil! Hele konu klasik evrensel müzik olduğunda, hele işin kolayına ve ucuzuna kaçılmadığında, hele hele nicelik değil, nitelik gözetildiğinde, kaliteden ödün verilmediğinde...
Şu sıralar onuncu yıldönümüne tanıklık ettiğim iki olay var. İkisi de benim için çok değerli. Biri Siemens Opera Yarışması. Bundan on yıl önce 1998'de başladığında acaba, diyordum, acaba kaç yıl sürer ki... Yekta Kara'nın danışmanlığında her yıl güçlenerek sürdü ve gençlere sayısız önemli kapılar açtı.
10. Yıldönümünü kutlayan bir başka olay, Boğaziçi Üniversitesi!nin Klasik müzik konserleri... Önceki akşam St. Petersburg'dan gelen Hermitaj Orkestrasını şef ve obua sanatçısı Alexey Utkin yönetimindeki konser öncesinde, bir çırpıda on yılın yoğun ve hızlandırılmış bir panoramasını kuşbakışı izleyiverdik. Birbirinden değerli yerli ve yabacı solistler, orkestralar... Ama asıl önemlisi her konserde dinleyici öğrenci kitlesinin çoğalması... Rektör Ayşe Soysal'ın vurguladığı gibi, bu konserlerin gerçekleştirmesi tek başına bir ordu gibi çalışan bir insana bağlı. Seçimi yapan, kurgulayan, ilişkiyi kuran, maddi ve manevi desteği arayan hep o. Yani, gazetemizin müzik yazarı Evin İlyasoğlu.
Teşekkürler Siemens ve Yekta Kara. Teşekkürler Boğaziçi Üniversitesi ve Evin İlyasoğlu... Daha nice onar yıllara.
Cumhuriyet- 29 Şubat 2008
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler