Le Corbusier ile buluşma: Mimaride ve Fotoğrafta Şiir
18 Kasım 2011 - Zeynep Oral -
En sonda söyleyeceğimi, en baştan söyleyeyim: Eğer hala gidip görmedinizse, hiç ama hiç vakit yitirmeden gidin görün Santral İstanbul'daki Le Corbusier'ye ilişkin sergiyi...
Depremlerle sarsılan bir coğrafyada... Doğal afetin değil, açgözlülüğün insan yaşamını yok ettiği ülkemde... Hırsızlık, çıkarcılık, rant iştahıyla yapıların yıkıldığı, imar planlarının keyfe terk edildiği ortamda... Yozluk , yoksulluk ve şiddetin hem yaşamı, hem de insanlık onurunu paraladığı bir dönemde... "Gidin Le Corbusier sergisini görün" demek, ironi gibi... Ama işte artık böyle tuhaf ve çelişkiler içinde bir dünyada yaşıyoruz.
100 Yıl Sonra
Bu sergi Ekim ayında düzenlenen bir konferansa eşlik etmek için düzenlendi. İyi ki de düzenlendi: Konferans çoktan bitti. Cemal Emden'in usta fotoğraflarından oluşan sergi hala yerli yerinde. 27 Kasım'a dek uzatıldı. Acele edin, kaçırmayın!
Le Corbusier, modern mimarinin öncülerinden... Bu cümle hep söylenir de nedeni nasılı pek bilinmez.
Serginin kurgusu, "neden" ve "nasıl" sorularını da açıklıyor bu bir... Her mimarın yaşamında yolculukların, gidip görmenin önemini vurguluyor, bu iki... Açıklamaları, kavramsal özellikleri Le Corbusier'nin kendi ifadeleri, kendi sözleriyle ortaya koyuyor bu üç... Bu üç neden, herkes gidip görmeli dememe yetti. Şimdi baştan başlayalım:
Le Corbusier (1887-1965) öncü mimar ama ayni zamanda şehirci, kuramcı, tasarımcı, ressam, yazar... Genç yaşta " Doğu Gezisine" (1911'de) çıkmasaydı; belki de ayni insan olmayacaktı. Belki değil kesinlikle öyle... Mimari öncü kimliği o gezilerden sonra gelişti. Bu gezi, Balkanları, Akdeniz ülkelerini Türkiye'de de Edirne, İstanbul ve Bursa'yı kapsıyordu...
Le Corbusier Vakfı , İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi işbirliğiyle ve Kalebodur sponsorluğuyla Doğu gezisinin yüzüncü yıldönümde hem bir konferans hem de bu sergiyi düzenledi.
"Görsel Kayıt: Le Corbusier Yapıtdökümüne Bir Bakış" gibi zor bir adı var serginin. BU sizi korkutmasın. Sergi, Mimar Cemal Emden'in, İsviçre, Fransa, Almanya ve Hindistan'a giderek, Le Corbusier'nin bu ülkelerdeki eserlerinden çektiği güncel fotoğraflardan oluşuyor.
Kütle – Işık –Renk
Gerek bütünün , gerek ayrıntıların vurgulandığı fotoğrafların sergideki kurgulanması , sıralanması Le Corbusier'nin önemli kavramlara getirdiği yenilikleri kavramamızı kolaylaştırıyor.
İşte birkaç anahtar sözcük : "Kütle" - Yapının sanki bir yontuya sanat eserinde dönüşmesi... Taşıyıcı duvar ve kolonların yok edilmesi... Şerit pencereler...Betonarme uygulamalarıyla , mimarın deyişiyle " mekanı hapsedici duvarlardan" kurtulma...
"Renk" – yine Mimarın kendi deyişiyle : "... mekanı tanımlamak ve çeşitlendirmek için çok renkliliğe yöneldim. Çünkü renk yaşamın devinme cevap verir. Çok rengin bir arada kullanılması yaşamın filizlenmesini sağlar"
"Işık"... Mimar yapıyı bir senfoniye benzeterek duyguların önemini vurgular. Işık, yarı aydınlık, yarı karanlıklar, kah hüzünleştirir hah ding,inleştirir , o mekanda yaşayanı... Mimar " senfonisini böyle yazar"...
"Doğa" ve "Plastik Etki"... Le Corbusier'ye göre "Şiirsel duygu varsa, mimarlık vardır"
Şiirsellik
Serginin en başında karşılaştığım alıntı bence yeterince açıklayıcı. Le Corbusier, ilk evini 17 buçuk yaşında inşa ettiğini söyledikten sonra (okullu değil, alaylı olduğunu unutmamak gerek) bütün araştırmalarını, tıpkı tüm duyguları gibi, yaşamdaki temel bir değere yönelttiğini söylüyor. O değer , şiirsellik.!
"Şiirsellik, insanın yüreğindedir ve doğanın zenginliğini inceleme yetisidir. Ben görsel bir insanım; elleri ve gözleriyle çalışan, plastik etkiler üretmeye çabalayarak hayat bulan bir insan... Gerçek mimarlığın, gerçek resmin, kent ve kasaba için gerçek planlamanın temelinde yatan da budur..."
Doğrusu Le Corbusier'nin uzun çalışma hayatı boyunca ardından koştuğu bu şiirsellik , Cemal Emden'in fotoğraflarına da egemen; sergi düzenine de ...
Emeği geçen katkıda bulunan herkesi kutluyorum . Ama bunu söylemem iki eksiyi ya da iki eksiği belirtmemi önlemeyecek:
Eksiğin biri, sergiye ilişkin bırakın bir katalog, bir kitap, tek sayfalık bir broşür bile olmaması... İkincisi: Eksik değilse de bence hatalı bir yerleştirme var: Kimi açıklamalar öyle aşağılara yazılmış ki, okumak için yere yatmanız gerekiyor! Tamam biraz abartıyorum ama Le Corbusier görse çıldırırdı! Hayatı insanlara kolaylaştırmaya çalışan, mimariyi insanın mutluluğu için araç sayan adam kahrolurdu!
Cumhuriyet – 18 Kasım 2011
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler