Menü

Lağım Patladı


26 Mart 2015 - Zeynep Oral -

            Tut kendini Zeynep, tut kendini Zeynep, sakın  Arınç'ın gözyaşlarına,   Erdoğan'ı kızdırmamak için çark etmesine kapılma;  içine tükürecek heykel bulamaz olan Gökçek'in oyununa sakın gelme dedimse de kendime dinletemedim.  Girme bu oyuna, Erdoğan'ın sizi gidi yaramazlar azarını duyma  dedimse de olmadı.

 
            Çiğdem Toker'in dünkü enfes yazısının ilk cümlesi "Büyü  bozulmadı, lağım patladı"ydı.  Bir de baktım "Lağım  patladı" benim yazının  gelmiş başlığa yerleşivermiş!   


            Pis kokuyu duyuyor musunuz? Nasıl da yayılıyor. Genzimizi tıkıyor , nefes almamızı olanaksız kılıyor.


            PİS KOKU YAYILDIKÇA


            Önceleri yavaş yavaş başladı sızıntı,  künkler arasından sızdı sinsi sinsi...   Boruların eklem yerlerinden: Cemaat- tarikat- iktidar- hizmet  ne güzel eklemlenmişti birbirine. 


            Başlangıçtaki bu mutlu eklemleme, mutlu birliktelik  herşeye izin veriyordu:  Daha çok güce, daha çok adaletsizliğe,  kurumları daha çok  ele geçirmeye... Daha çok ihaleye, zenginliğe, daha çok kazanmaya, daha çok satmaya, daha çok tüketmeye... Benden olmayanı, biat etmeyeni bitaraf etmeye, düşman ilan etmeye, bertaraf etmeye,hapislerde süründürmeye...


            Pis koku yayılıyor, duymuyor musunuz, farkında değil misiniz diye sorduğumuzda, kimi korkudan, kimi çıkarını kollamaktan, kimi  beyni yıkandığından, kimi gerçekten onlara  inandığından , kimi de "daha daha daha liberal" görünmek istediğinden   "Yooo" diyordu... "Ne kokusu? Koku moku yok!"


            Tanıdıklarım arasından bile, "Sen neden söz ediyorsun? Biz pis koku duymuyoruz". diyenler;  "Ama bu son moda bir parfüm, kullananlar çok mutlu , sen de dene" diye öneride bulunanlar;"gün gelecek hepiniz bu kokuya alışacaksınız" diye tehdit savunanlar  çıkıyordu...


            Yandaş medya ortalığın pis değil mis gibi koktuğunu  tekrarlarken kimi "bu koku yetmez ama" deyip duruyordu.
            Pis koku , kentleri, mahalleleri,sokakları işgal ettikçe evlerimizden , odalarımızdan içeri girdikçe, nasılsa çoğunluk alıştı bu kokuya  zihniyeti yerleşti. 


            TENCERE DİBİN KARA


            Alışınca pis kokuyu duymaz olanlarla pis kokudan nefes alamaz olanlar arasındaki derin yarık her geçen gün biraz daha büyüdü.

            Gezi , o yarığın, o uçurumun  daha da büyümesini engelleyebilecek bir adımdı.  Şiddetle, öldürmeyle sona erdirildi.
             Sonra, sonra kokuyla birlikte pislikler de ortalığa taşmaya başladı. Mikroplar saçıldıkça üstleri örtüldü...   Hastalıklar yayıldıkça, yok sayıldı...Ölümler arttıkça görmezden gelindi.
 
            İktidar masumdu. Mikropluğu yapan, üreten, yayan paralel yapıydı. 

            İçlerinden birinin tek adam tutkusu olmasaydı ; o tutku uğruna her şeyi göze almasaydı; herşeye karışmasaydı daha idare edeceklerdi.

            Gelin görün ki lağım patladı...
            Biri  Ankara'yı parsel parsel sattıysa; öteki de parsel parsel satılmasına göz yumduysa ... Tencere  dibin kara; seninki benden kara!

            Lağım patladı , inanın seçim gününe dek daha  ne çok borular patlayacak, daha ne pislikler ortaya çıkacak.         Yama tutmaz, onarılmaz bir hale geldi  tüm lağımlar!

            Bu kavgada bu oyunda kimin ne dediği  önemli değil.   
            Önemli olan pis kokudan ölmemek için, tüm boruları değiştirebilmek!        


            Cumhuriyet-26 Mart 2015

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.