Menü

Kölelikten … Zirveye…


23 Ocak 2009 - Zeynep Oral -

Arkadaşım James Baldwin’e açık mektup:

Kölelikten… Zirveye…

Afrika kökenli Amerikalı yazar James Baldwin (1924-1987)  yalnız usta bir yazar , insan yüreğinin derinliklerine işleyen, ilişkileri sorgulayan bir romancı değildi.

O, aynı zamanda  bir çoğumuzun dostu, arkadaşıydı.  “Burada rahat nefes alabiliyorum” diyen bir Türkiye aşığı,  “bu gizemli kent bana çalışma dürtüsü veriyor” diyen bir İstanbul tutkunuydu. 70’li yıllarda onunla  arkadaşlık etme şansım, onunla çalışma lüksüm oldu. 

Baktım ki son günlerde kendimi ha bire  Jimy’yle  konuşurken yakalıyorum… (İstanbul’da bütün dostları James Baldwin’e “Jimy” derdi… Ben de öyle) Oturdum ona aşağıdaki mektubu yazdım.

Bundan Sonrası Ateş

Sevgili Jimy, 

Günlerdir, seni ne çok, ne çok düşündüğümü bilemezsin! 

Siyah Barack Hussein Obama’yı , Beyaz Saray’ın zirvesine taşıyan süreçte  sık sık seni düşünmemin, seninle konuşmamın  nedeni inan ki sadece teninin  rengi değildi.  Hayır senin renginden çok, bir kitabını, “The Fire Next Time”  adlı kitabını düşündüm. Hani ülkenle kavganın köklerine indiğin, kuşaktan kuşağa, elden ele geçen kitabın …

Gerçeği söylemek gerekirse bu kitabının bizde de yayınlandığını yeni öğrendim.  2006’da Kıvanç Güney’in Türkçesiyle,  “Bundan Sonrası Ateş” adıyla öteki çoğu kitabın gibi Yapı Kredi Yayınlarından çıkmış… Oysa ben, seni tanımadan çok önce,  liseyi bitirdiğim yıl, 1964’de okumuştum onu. Irkçılığın rezilliğini anlamamda en önemli etkenlerden biri olmuştu.

1962 Yılında yayınlanır yayınlanmaz  bütün dünyada ırkçılığa karşı alevi tutuşturan, yol gösteren, ırkçılığın kökenlerine inen  bir kitap , çoktan  “klasik”  olmuş bir eser “Bundan Sonrası Ateş”…

“Bundan 60 yıl önce babasına lokantada servis yapılmayan adam”, bugün o ülkede Devlet Başkanı  seçildiyse , bunda senin de ne büyük bir payın olduğunu biliyorum, görüyorum.

Milyonların izlediği o görkemli yemin töreni ve sonrasında yaptığı konuşma boyunca da  senin kitabından satırları sanki yeniden okur ya da duyar gibiydim.

Sıkıntılardan söz edip  çalışmanın önemini ve gerekliliğini vurgulaması…  Yalnız  zenginlerin değil, yoksulların desteklemesinin önemi… Refah toplumu için komşuyu düşünmenin önemi…Güvenlik ve savunma  gerekliliğiyle idealler arasında yanlış seçimin  kaçınılmaz  olmadığı… Ortak değerleri savunmanın gerekliliği…

“Geldiğin yerde , gidebileceğin mesafenin hiçbir sınırı olmadığını bil” diyordun yeğenin ve  adaşın James’e  kitabında. “Beyaz insanların inançları kadar, yaptıkları ve katlanmak zorunda kaldığın şeylerin  de, senin değersiz olmanla değil, kendi insanlık dışı acımasızlıkları ve korkularıyla ilgili olduğunu unutmamaya çalış” diyordun. 

Bizdeki ırkçılık

Sevgili Jimy,  bütün dünyanın Obama’dan beklentisi çok …

Belki dünya değişmeyecek ama Bush’un geride bir enkaz bırakarak artık gitmiş olması bile kimilerine sevinç kaynağı  oldu.

En azından değişim umudu hiç bu denli canlanmamıştı…

Sen kendi ülkende  “soluk alamadığın” için  kalkıp İstanbul’a gelir, burada çalışır, burada üretirdin. Bizde ırkçılığın olmadığına inanırdın. 

Bugünleri görsen pek aynı düşüncede olmazdın.  Yahudi , Ermeni, Rum arkadaşlarımın  artık “Güvercin tedirginliğinden” çok daha öte kaygıları  ve endişeleri var.  Başbakandan tut, sokaktaki adama için için gizli ırkçılığın nasıl genlere işlemiş olduğunu görsen şaşardın… Ama belki de şaşmazdın. Karşı durabilmek için , su yüzüne çıkmış olmasını isabetli ve yararlı bulabilirdin… (Kitabını ne dikkatli okuduğumu görüyorsun!)

Bu arada   kimileri Obama’ya bizim ülkemizden Atatürk’ün İngilizce yayınlanmış “Nutuk” ve Andrew Mango’nun “Atatürk” kitabını armağan olarak yollamış.  Okursa,  ABD hükümeti ,  Türkiye’yi Ilımlı İslam ülkesi kılma çabasından vazgeçebilir  umuduyla… Ne diyeyim hayırlısı olsun!

Obama , konuşmasında  köleler tarafından inşa edilen  kongre binasına da işaret etti. O anda ben yine senin satırlarına daldım:

“Burası senin yuvan dostum, yuvandan kopma; burada büyük adamlar büyük işler başardı, yine başaracaklar ve bizler Amerika'yı olması gerektiği gibi bir Amerika yapabiliriz. Zor olacak James ama sen güçlü ve sabırlı köylülerin soyundan geliyorsun, pamuk toplayıp nehirlere set çeken, demiryolları kuran, en  çetin, en zorlu koşullar altında bile kimsenin dil uzatamayacağı, muazzam bir saygınlığa ulaşmayı başaran adamların soyun­dan. Homeros'tan bu yana en büyüklerinden bazıları dahil, bü­yük şairlerden oluşan koca bir nesle sahipsin. İçlerinden biri söyle demişti, Tam yitip gittiğimi sandığımda, Zindanım sarsıldı ve zincirlerim çözüldü.

Sen de biliyorsun ben de, bu ülke yüz yıllık özgürlüğü yüz yıl erken kutluyor. Onlar özgürleşmeden biz özgür olamayız. “

Onlar dediğin , ABD’deki “Beyazlardı”…

Darısı bizim “Beyazlarımızın” başına… 

Cumhuriyet: 23 Ocak 2009

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.