Kimse Masum Değil!
02 Nisan 2006 - Zeynep Oral -
Çocuklar ölüyor! Çocuklar birbirini öldürüyor!
Çocuklar kavga ediyor, sinirleniyor, kızıyor, öfkeleniyor, bunalıyor, kaçmak istiyor kaçamıyor, köşeye sıkışıyor, saldırıyor, sille tokat girişiyor, yumrukla girişiyor, bıçak çekiyor, arkadaşının kalbine bıçak saplıyor, arkadaşını boğazından bıçaklıyor, ölüyor ve öldürüyor…
Bir haftadır okullarda üretilen ve uygulanan şiddetle ilgili tüm haberleri en ufak ayrıntısına dek okuyorum. En çok kimilerinin bu olguya şaşırmasına şaşıyorum. “Nasıl bu hale geldik?” , “Nasıl, çocukları şiddet üreten bir toplum olup çıktık?” diye soranlara şaşıyorum.
Ne ekersek onu biçiyoruz. Hala anlamayan mı var!
Yıllardır bu ülkede biz yalnızca şiddet ektik. Biz yani yetişkinler! Çocuklar, yetişkinlerden çok mu farklı, dünyaları çok mu farklı sanıyorsunuz! Hiç de değil! Aradaki en büyük fark, duygularını, endişelerini, korkularını, acılarını yokluklarını çok hem de çok daha yuğun yaşamaları !
Yıllardır ektiğimiz, yücelttiğimiz şiddetti! Şimdi karşılığını alıyoruz.
Önce ekonomik şiddeti benimsedik! Gelir dağılımı arasındaki uçurumun giderek büyümesine aldırmadık. Kimi çocukların yokluğa yoksulluğa mahkum edildiğini görmezden geldik. Zengin ile yoksul arasındaki eşitsizliğin büyümesine isyan etmedik.
Sonra politik şiddet uyguladık. Siyaseti araç değil, amaç olarak benimsedik. Siyasi çıkar, güç, iktidar hesaplarında değer hiyerarşisinin yok sayılmasına göz yumduk. Gücü, yaşamın en temel erdemi saydık. Nereden gelirse gelsin, her yol mubahtı.
Sonra kültürel ve toplumsal şiddete sımsıkı sarıldık. “Bizden” olmayanı; “Öteki”ni , içimizdeki , yanı başımızdaki , aramızdaki “zenci” yi, farklı olanı, bizim gibi düşünmeyeni, bizim gibi konuşmayanı , bizim gibi davranmayanı ayağımızın altına alıp ezmek yok etmek için başvurmadığımız yol yöntem kalmadı. Baskı , işkence faili meçhul deryasında hukuk ve adaleti, mafya babalarına, çetelere teslim ettik.
Bilimin yerine inancı yüceltirken, eğitim sistemini güdükleştirirken ve sınıfsal ayırımcılığa terk ederken, fırsat eşitliğini yok sayarken, ülke sorunlarını kendi amaçlarımıza uygun kadrolaşmayla çözmeye çalışırken… Bütün bunları gözümüzü kırpmadan yaparken, dışlamak, yok saymak en kolay yoldu.
Ama gelin görün ki, bu çocuklar bizim! Ölenler de, öldürenler de bizim çocuklarımız! Dışlayamazsınız! Yok sayamazsınız! Başbakanın medyayı azarlaması, “olayları medya büyütüyor” demesi ve suçlamaları da, okullardaki bu yaygın ve sistematik şiddeti ört bas etmeye yetmez.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ‘in bir an önce Eğitim-Sen’in okullar ve eğitim sistemine ilişkin saptamalarına ve önerilerine kulak vermesi gerek. İmam hatip okulları için verilen mücadelenin binde biri belki eğitim sisteminin tümü için verilebilseydi, bugün çocuklarımız ölüyor ve öldürüyor olmazdı.
İçinde yaşadığımız bu şiddet ortamında, farkındaysanız hep yetişkinler konuşuyor. Yetişkinler dayatıyor.
Bence çocuklara da söz hakkı vermek, biraz da onları dinlemek için geç kalmış olsak bile, yine de yeridir. Şiddet sarmalını kırmak için başka bir çaremiz de yok zaten!
2 Nisan 2006- Cumhuriyet
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler