Menü

Kent Esir Alındı.


02 Mayıs 2013 - Zeynep Oral -

Dün 1 Mayıs - emekçinin işçinin bayramı...
            Ama bu hükümet,  tutumu ve tavrıyla; özellikle 1 Mayıs'la özdeşleşmiş,   simgeye dönüşmüş  Taksim Meydanını  kapayarak;  Başbakanın  "Taksim ısrarı, AKP karşıtlığıdır"  saptamasıyla , bir kez daha  "Ya bendensin, ya da düşmanımsın" dayatmasıyla 1 Mayıs'ı daha da geniş  anlamlara kavuşturdu:
            Dünkü 1 Mayıs,   emeğe saygı, emeğe değer vermenin ötesinde, birçokları gibi benim  için de, düşünce özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, örgütlenme özgürlüğüne dönüştü.   
             Dün İstanbul, benim kentim İstanbul  esir alındı.  Sadece   Taksim Meydanı değil, tüm kent  esir alındı.
             Önceden kapatılacağı söylenen yolları kapatıldı.  Önceden kapatılacağı söylenmeyen, kapatılacağına dair hiç ama hiç bir ipucu verilmeyen yolları, bulvarları kapatıldı. Köprüleri kaldırıldı.  Sabahın erken saatlerinden başlayarak  tüm toplu ulaşım araçları, kentteki kara ve denizdeki  tüm seferler  kaldırıldı. Kent dışından uçaklar dolusu polis getirildi. Yüzleri maskeli polisin şiddeti görülmemiş boyutlara ulaştı. Biber gazı  tazzikli su  her yeri istila etti. Beşiktaş, Şişli, Mecidiyeköy,  Ok Meydanı , Taksim, Eminönü nasibini en çok alanlardı.  Şişli  Etfal Hastanesi bile gaz altı oldu.  İnsanlar yaralandı. Yaralılar hasrtanelere taşındı.  Apartmanlardan yaralılara atılan su ve limon  etkisiz kaldı. Sokak hayvanları telef oldu. 
            Kent teslim alındı, esir alındı. Hastalar doktora, yolcular uçaklara, sıradan vatandaş gideceği yere ulaşamadı.  kentte yaşam durdu. Kent işkenceye, ölüme takıldı.
            Neden mi oldu bütün bunlar? Kimsenin AKP'ye karşı çıkmaya haddi olmadığı için... Karşı çıkanları sindirmek, cezalandırmak ,  yok etmek için... Bundan böyle  karşı çıkacak olanlara gözdağı vermek,  korkutmak, yıldırmak, vazgeçirmek için!
            İşte  AKP'nin " ileri demokrasi"sinden dünkü 1 Mayıs manzaraları!
            .
Bu kentin Belleği Var     
            Bu yazıyı yazarken yarın  (size göre bugün) yandaş basının  ne yazacağını düşünüyorum.  Olayları nasıl kamufle edeceklerini...
             "Efendim  onlar da inşaat alanı olan Taksim'e çıkmakta ısrar etmeselerdi..." diyecekleri şimdiden görür gibiyim. Suçu emekçilere, sendikalara  atmak için yarışanları;  kullanılan aşırı gücü  görmezden gelenleri: en uç olayları "münferit olaydır" diye değerlendirenleri; üzerimizdeki baskıyı yok sayanları görür / duyar gibiyim. 
            Gelin görün ki bu kentin belleği var.  Kent unutmuyor, unutmayacak...  Tıpkı daha önceki 1 Mayıs'ları unutmadığı gibi, 1977'nin   1 Mayıs'ını unutmadığı gibi,  yasaklı dönemleri unutmadığı gibi, ölümleri unutmadığı gibi,  askeri faşist dönemleri unutmadığı gibi, sivil faşist dönemleri de unutmayacak...  Ve bir gün mutlak hesabını soracak.
            Kenti parselleyen AVM'ler,  bağrına saplanan gökdelenler, adı şeriat  ayaklanmasıyla özdeşleşmiş Topçu Kışla'sını yeniden inşa etmek;  Çamlıca tepesine    "Ennnn Büyük" camiyi inşa etmek  ve de kentin siluetini değiştirmek , İstanbul'un belleğini, hafızasını yok etmeyecek, edemeyecek.
            Kent  her şeyi ,  dün yaşanan her anı anımsayacak. Ve hesap soracak!
            Cumhuriyet -2 Mayıs

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.