Kars İzlenimleri
15 Mayıs 2005 - Zeynep Oral -
“Kars, birçok halkın, ulus ve uygarlığın harmanlandığı bir ildi. Kör inanç ve politik ihtirasların plan ve provokasyonlarına maya olmamış bir ildi. Kendini kişiliksizleştirmek , çok renkliliğini yok etmek, farklı inanç ve kültürleri birbirine düşman kılmak, aydınlık yapısını köreltip karartmak, softalaştırmak, yobazlaştırmak için yapılan her provokasyonu boşa çıkarmış bir ildi. Aydınlığa karşı pusuya yatanlara sıçrama noktası olmamış bir ildi. Dağların koynunda 1800 metreye yakın yükseklikte, yayla serini alnı hep aydınlık kalmış bir ildi…”
Kars’da geçirdiğim günlerde Nihat Behram’ın destansı kitabı , babasının özgeçmişinden hareketle yazdığı eşsiz roman “Miras” (Everest Yayınları) elimden düşmüyordu. Kars’ı çevreleyen tepeleri karlı Allahüekber Dağları’na, Soğanlı ve Sarıkamış Dağları’na, Ağrı’ya, Yahni Dağı’na, Hacı Halil Dağı’na baktıkça, savaşla, ölümle, acıyla, kanla, gözyaşıyla ama aynı zamanda umutla, dirençle, insanlık onuruyla, sevgiyle, hoşgörüyle, dayanışmayla , dostlukla örülmüş insanlık tarihi gözlerimin önünde canlanıyor, kitapla yaşam birbirine karışıyordu. (Hala okumadınızsa, mutlak okumalısınız “Miras”ı… Ne acı ki ben Kars’ta “Miras”ı okuduğum günlerde, yazarı Nihat Behram yine 25 yıl önceki utanç verici geçmişte kalmış suçlamalarla geceyi karakolda geçiriyordu. Bkz: 7 Mayıs Cumhuriyet: Ataol Behramoğlu’nun yazısı.)
Ani Harabeleri
Kars’ın 45 km. doğusundaki Ani Harabelerindeyim. Ani’yi duymamış fotoğraflarını görmemiş olamazsınız. Size Ani’yi , ayakta kalmış , ayakta kalmaya direnen, can çekişen, yarısı bombalanmış gibi yerle bir olmuş öteki yarısı ha düştü ha düşecek, harap durumdaki harabeleri anlatacak değilim, Olsa olsa, onlar karşısında duyduğum acıyı, hüznü dile getirebilirim…
Bir akşam önce Kars Belediye Başkanı Naif Aibeyoğlu’yla konuşurken, “Geçmiş kültürlerin sahibi olmaz, ancak mirasçıları olur” demişti…
Ani’de duyduğum acı ve hüzün, mirasçısı olduğumuz bu hazineye layık olduğu değeri verememenin utancıyla bütünleniyordu. Biz neden bunca kötü mirasçılar olmuştuk? Neden Ani’nin yıkılmasına, yağmalanmasına, göz yummuştuk? Yalnız biz değil Ruslar da (1877-1918) alıp götürmüşlerdi paha biçilmez, taşları, kabarmaları, freskleri….
Bu hoyratlık yalnız Ermeni mirasına karşı değildi. Bu hoyratlık, Urartu eserlerine, Oğuz türkçesiyle ama Gregoryen harflarle yazılı kabartmalara, Bizans ya da Selçuk eserlerine , sinagog, kilise, cami, kervansaray ya da kütüphane , ayırım tanımıyordu…
Karslılarla konuştuğumda bu hoyratlığın yalnız 1950’lerde , politik tercih olarak sunulan, “yıkın burayı, bu gavur işlerini” buyruğuyla, çevre köylerde kullanılmak üzere taşların yağmalanmasıyla sınırlı değildi. Aynı zamanda rivayete göre, dün olduğu gibi bugün de herkes Ani’de altın arıyordu, altın bulmak için kazı yapıyordu.
Ani’nin yanıbaşı Ermenistan . Aradan incecik Arpaçay akıyor. Çayın iki yanından yalnız uçan kuşlar, kelebekler, koyun kuzu değil, sesler, renkler de birbirine karışıyor. Çayın öte yanında Ermenilerin taş ocağı var. Oradan çıkarılan taşlarla kendi Ani’lerini yeniden inşa etmeye çalışıyorlar. Katedralin replikasını yapmışlar bile…
Dostluk Köprüsü
Ani’de insanın içini en çok acıtan, Arpaçay üzerindeki taş köprü. İpekyolu Köprüsü… Köprünün iki yağı ve başlangıcı var ortası yok. Omuz başından kesik iki kol gibi… Birbirine ellerini uzatmış, kesik kolları, olmayan elleri kavuşamayacak iki insan gibi… Oysa 50’li yıllardan önce doğan Karslılar, o köprünün iki yana kavuştuğunu çok iyi anımsıyor…
Anımsayanlar ve anımsamayanların, şimdi hepsinin dileği, özlemi ayni: O köprü onarılsın. (“Mostar’daki biz onardık, bunu neden onarmayalım!” en sık duyduğum tümcelerden biriydi. )
1064’de Türklerin Anadolu’ya geçmesini sağlayan , İpekyolu’na bağlanan köprü onarılsın ve “Dostluk Köprüsü” adını alsın. “Sokaktaki adam”dan Belediye Başkanına , Mimarlar Odasından Kent Konseyine herkes bu işi amaç edinmiş!
Yerim bitti , Kars izlenimleri bitecek gibi değil… Karsın bilinen ve bilinmeyen görkemli ve aydınlık yüzünü bana gösteren Doktor Cengiz Şıklı’ya ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Yanılmıyorsam o söylemişti:
“Dünya birleşse, Ani’yi yeniden yapamaz… Ani birleşse, dünyayı yeniden kurar.”
15 Mayıs2005- Cumhuriyet
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler