Kadınların uzun yürüyüşü...

Aksaray'dan, Batman'dan, Ereğli'den Gölcük'ten, Gaziantep'ten, Haymana'dan, İnegöl'den, Kayseri'den, Maraş'dan, Tarsus'tan , Konya'ya....

En yalın, en dolaysız, en açık seçik söylemem gerekirse , erkek egemen toplumlarda ve kültürlerde , bu egemenlik sürdükçe kadınların seslerini duyurma çabası hiç ama hiç bitmeyecek. Zaten ,eşitlik sağlanıncaya dek bitmemeli de... Çünkü bu egemenlik , iktidarı, gücü, sömürüyü, baskıyı, şiddeti , eşitsizliği büyütürken aynı zamanda toplumu içten içe oymaktadır.

Son 35 yıldır kadınların ve az da olsa kimi erkeklerin bu çabalarına yakından tanık oldum. En çok, örgütlenmelerle, kurdukları platformlarla ve kitlesel etkinliklerle, sonra akademik çalışmalar ve bireysel çıkışlarla, kah projeler üretip bunları yaşama geçirerek, kah yazarak çizerek, üreterek ve her zaman çalışarak bu çabayı sürdürdüler. Her birinin yararlılığına inancım ve saygım sonsuz .

Şimdi heyecan verici yeni bir kampanya var. Çoktan hazırlandı bile. Adı "Kadınlar Birbirlerine Doğru Yürüyor". Özelliği ve farklılığı Ankara, İstanbul , İzmir gibi merkezlerden çok , köy , kasaba ve Anadolu'nun her yerindeki kentlerdeki kadınların seslerini duyurması, yerel seslerin güçlenmesine olanak tanıması, asıl ihtiyaç duyulan yerlere daha çok fırsat vermesi...

Konya'da buluşma

Kampanyayı başlatan "Kadın Tavrını Geliştirme İnisiyatifi " - KATAGİ. Ancak hazırlıklara başlamaları ve iletişim ağı kurmalarıyla birlikte, birçok kadın örgütü ve çeşitli kentlerde oluşturulan kadın platformları onlara katıldı.

"Kadınlar Birbirine Doğru Yürüyor" olayı şöyle gerçekleşecek.

6 Temmuz Cumartesi günü Adana'dan, Antakya'dan,Ankara'dan, Batman'dan, Bursa'dan, İstanbul'dan, Mersin'den kadınlar birbirlerine doğru yola çıkacaklar. Konya'ya doğru yürüyecekler. Köy köy, ilçe ilçe, il il karşılaştıkları kadınların sorunlarını , salt kadın olmaktan doğan sorunlarını konuşacaklar, birbirlerini dinleyecekler, tartışacaklar...

Yürüyüşe katılabilen katılacak. Ama katılamayanlar, sorunlarını bir kağıda yazıp yürüyen kadınlara teslim edecek. Bir de küçük kumaş parçası. Sembolik bir katılım. Çorbada benim de tuzum olsun, bohçada benim de bir parçam olsun, gibilerinden... Konya'ya doğru yürüyen kadınlar bir çeşit ulak, haberci görevini görecek. Ve 12 Temmuzda Konya'ya varılacak. Ve yol boyunca toplanan sözler, mesajlar, kadınların sesi ve sözü 14 Temmuzda Konya'daki dev toplantıda kamuoyuna açıklanacak.

Kadınların dilinde

Bakmayın benim böyle kuru kuru anlattığıma, onlar çıkış noktalarını şöyle dillendirdiler :

"Senin yazgın bana bağlı. Benim tutsaklığım seni kuşatıyor. Ben kocamdan dayak yediğimde, sen çığlık atıyorsun. Sen tecavüze uğradığında, benim de ruhum kanıyor... Ayşe'nin yoksulluğu, Mehtap'ın çaresizliği , Gülay'ın gördüğü baskılar, benim dilsizliğim, senin korkuların , tüm kadınları tutsak ediyor. "

İşte bunları söyledi kadınlar... Sonra gördüler ve anladılar ki, reklamlardaki dizilerdeki , filmlerdeki, televizyonlardaki , sahnelerdeki kadınlar kendilerine hiç mi hiç benzemiyor. Ve dediler ki "Reklamlar, diziler, filmler yalan söylüyorsa, biz de birbirimize kulak verelim..."

Dediler ki: " Hiç tanımadığımız kadınların acıları bizi de mutsuz ediyorsa, neden halleşmiyoruz? Neden bu kadar uzağız birbirimize?"

Dediler ki: "Sadece imkanı olan kadınlar buluşabiliyor. Tüm bilgilere onlar sahip. Ama kadınların büyük çoğunluğu birbirine yabancı...Öyleyse..."

Karar verdiler: "Buluşalım... Evinden çıkamayan, sokağını aşamayan, köyünün sınırı dışına adım atamayan kadınlarla da buluşalım... "

Karar verip dediler ki: "Ulak olalım. Ulaşabildiğimiz tüm kadınların sözünü bohçamıza katıp, diğerlerine iletelim. Sadece büyük şehirlerde yaşayan kadınlar deil, herkes konuşsun. Tüm kadınların sözü bir yerde buluşsun. "

Örgütlenme çabası

Aslında kadınların yürüyüşü ya da yolculuğu çoktan başladı. Kadın Tavrını Geliştirme İnisiyatifi üyeleri geçtiğimiz haftalarda köy köy, ilçe ilçe dolaşıp, kadınlarla toplantılar yaptılar, muhtarlara dil döktüler.

İnisiyatifin kurucularından sosyolog Pınar Selek ön hazırlıklar sırasında gittikleri köylerde, mahallelerde , çok olumlu ve heyecanla karşılandıklarını belirtiyor. . En sık rastlanan durum: Deneyimsizlik, kendine güvensizlik, hep bir öncü arama durumu, örgütlenme isteğine karşın, örgütlenmenin önündeki engeller ... "Birileri başlatsa, biz katılırız" sözünü çok duymuşlar.

"Şu anda Türkiye'nin birçok yerinde ev ve mahalle toplantıları yapılıyor. Şimdiye dek yaşadıkları sorunların yalnız kendine ait olduğunu sananlar , bu sorunların, kadınlık durumuyla bağlantılı olduğunu anlamaya başlıyor" diyor Pınar Selek.

Ankara, Adana, Antakya, Mersin, Konya, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Bilecik, İzmit'te vb. kurulan kadın platformları hem yürüyüşe katılan kadınları karşılamak için hazırlık yapıyor, hem de Konya Toplantısına ulaştırılacak mesajları topluyor. Birçok köye, ilçeye, mahalleye kutular yerleştirmişler, mesajlar bu kutularda da birikiyor.

"Elbet bu bilimsel bir çalışma değil, kadınların kendilerini ifade etme çabası Birbirinden çok farklı yerlerde olan , farklı sorunlar yaşayan kadınların sözlerini bir araya getirme ve örgütlenme çabası" diye değerlendiriyor olayı Pınar Selek.

Yürüyüşe katılmasanız bile, Konya toplantısına katılabilirsiniz, orada sözünüzü söyleyebilirsiniz. Kadın olmaktan doğan sorunlarınızı yazıp KATAGİ'ye ulaştırabilirsiniz. Daha çok bilgilenmek için Kadın Tavrını Geliştirme İnisiyatifi'ne baş vurabilirsiniz: Tel: 0212 249 37 74. E-posta:

katagi_2001@yahoo.com

Bu kampanyaya destek vermeliyiz. Çünkü bugüne dek seslerini duyuramayanlar için, "Biz de varız" demenin yolunu açıyor. Biliyorum, bütün bu çabaları fazla romantik, fazla hayalci bulanlar ; küçümsemeye, alay etmeye ya da yine yok saymaya yönelenler elbet yine çıkacaktır. Ancak başlarken de belirttiğim gibi son 35 yılda ülkemizdeki kadın hareketlerinin bir tanığı olarak, bu çabaya inanıyorum ve sonsuz saygı duyuyorum.

19 haziran 2001