Joan Baez: "Sesim, Özgürlüğümdür."
04 Haziran 2015 - Zeynep Oral -
Telefon çaldığında, gece yarılarını çoktan geçmişti. Karşımdaki o pırıl pırıl berrak soprano ses "Zeynep neler oluyor benim Türkiyemde?" diye soruyordu.
Gazetemizin önceki günkü birinci sayfasını, yurt dışındaki sayısız dostumuz gibi o da görmüştü.
Uzun süredir beni okuyanlar, Joan Baez'in arkadaşım olduğunu bilirler. Havadan sudan sabun köpüğünden konuşup birlikte gülmek, kayalardan volkanlardan, demir leblebilerden konuşup birlikte öfkelenmek, tepki göstermek için haberleşiriz. 1 Temmuz'da İstanbul'da İstanbul Caz Festivali'nde (İKSV) konseri olduğundan son zamanlarda konuşmalar sıklaştı.
Ona neler olduğunu "Sorumlu benim" deyişimizi anlattım. Anında bir anekdotla yanıtladı: Çok yıllar önce Vietnam savaşına gitmek istemeyen eski eşini zorla askere götürmeye gelen polisler Üniversiteye dalıp "Hanginiz David ? dediğinde , yüzlerce genç ayağa kalkmış "O, benim" demişti.
Dayanışma, Benim Zenginliğim
Tam ağzını açıp aklına her geleni söyleyecekti ki, onu durdurdum... Ve Can Dündar'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldığını; yasa gereği ayni sorumluluğu paylaşan bizlere de dava açılması gerektiğini vb. söyledim. Bu kez hapishane anılarını anlatıp gülmeye başladı:
" Dünyanın neresinde olursa olsun despotluk dönemlerinde, benim itibarim artar. " ddikten sonra hemen "şaka, şaka" diye ekledi... Sonra ciddi şöyle dedi:
"Ben çok şanslı bir insanım. Sesim var. Sesim , benim özgürlüğüm. Sesim,, benim bilincim... Bu armağanı, bu yeteneği, nasıl kullanacağım benim seçimim. Seçim yapabilmek, düşüncelerimi açıklayabilmek, bunlar benim şansım! Bu sesi nasıl kullanacağımı bilmem de bir başka şansım... Bir çok insanda bu yetenek yok. Birçoğunda var ama kullanmıyor. Onların bileceği şey... "
"Kalbim Sizinle"
"Ben sesimi, ezilenler için, sömürülenler için, haksızlığa uğrayanlar için, baskı görenler için, tehdit altında olanlar için ve şiddet içermeyen, kesinlikle şiddeti dışlayan dayanışmalar için kullanmaya karar verdim. Yaşamım ve uzun meslek yıllarım boyunca tek ölçütüm bu oldu: Şiddet dışılık".
Evet biliyorum. Yaşamıyla , yaptığı iş böylesine bir; Şarkıları, sözü ve eylemi böylesine bütünleşmiş sanatçıya ben çok az rastladım. Neleri, neleri elinin tersiyle geri çevirdiğini biliyorum... Neler kazanabileceğini de....
Sözümü kesti: "Benim en büyük zenginliğim, dayanışmadır. Kalbim sizlerle."
Ben anımsatmadım kendi söyledi: "İki yıl önce Gezi'deki çocuklara dayanışma mesajı yollamam da bu nedenleydi. O çocuklar şiddeti dışladılar..."
Tamam bu konuyu kapadık...
Türkçe söylemek nefes almak gibi
1 Temmuz'da Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu için Joan Baez harıl harıl hazırlanıyor. Hazırlanması gerekiyor, çünkü hangi ülkeye giderse gitsin, o ülkenin dilinde en az bir şarkı öğrenip söylüyor...
Önceki Türkiye konserlerinde hiç unutmam Zülfü Livaneli imdada yetişti ve bizim evde iki bestesini "Yiğidim Aslanım" (Bedri Rahmi Eyüboğlu) ve "Hiroşimalı Kız Çocuğu" (Nazım Hikmet) bir güzel öğretti. Temel sağlam. Şimdi yıllar sonra (Türkiye'deki son konseri 2004 yılındaydı) onları yeniden çalışıyor.
Ama hiç belli olmaz galiba başka sürprizler de hazırlıyor galiba...
" En zor diller Çekçe ve Slovence... Bunların yanında Türkçe nefes alıp vermek gibi benim için" diyor. " Ü'ler, Ö'ler bütün o noktalar biraz dilimi zorluyor o kadar..."
İstanbul konserinde sahnede 3 kişi olacaklar: Perküsyonda Gabe Harris; gitar, bas, piyano ve daha bir sürü çalgıda Dirk Powell. Zaman zaman genç bir vokalist (ki aslında asistanı) ona el verecek.
"Toplumsal Bellek "
Gerek Türkiye'de gerek yurt dışı konserlerinde dikkat ettim, millet hep eski şarkıları ister.
"Bunu doğal karşılıyorum: İnsani bir şey. İnsanlar bildikleri şeyleri istiyorlar. Ayrıca onlara bu sadakatleri için ben de kendimi borçlu hissediyorum... Ancak bugün de çok güzel ve anlamlı şarkılar var. Önemli olan şarkının eski ya da yeni olması değil, onu nasıl ilettiğin ve sözlerle dinleyici arasında kurduğun ilişki. "
"Diktatörlük döneminde Latin Amerika'da konserlerim yasaklanmıştı. Geçen yıl orada , 'Gracias a la Vida' turnemde Arjantin'de baktım herkes şarkıları biliyor. Gençler bile... Sonra konuştukça ortaya çıktı, o çocuklar gençler için benim şarkılar toplumsal bellek görevi görüyor. Ailelerinin yaşadıklarını, ödedikleri bedelleri anımsatıyor.. Tarihi ve toplumsal bellek gibi... "
Vicdan ve Bilinç ÖDÜLÜ
Hiç durmuyor Joan Baez. Plaklar birbirini izliyor. Geçen ay: İtalya, İspanya, Portekiz , Almanya turnesi ... İstanbul konserinden hemen sonra: Avusturya, QAlmanya, Belçika, Fransa, İsviçre , İngiltere turnesi... Eylül'de Avustralya, Yeni Zellanda...
21 Mayıs 2015 günü Joan Baez'e Berlin'de büyük bir törenle Uluslararası Af Öğrgütü'nün " Vicdan ve Bilinç Elçisi" Ödülü verildi. Bu ödül, İnsan hakları alanında verilen en büyük ödül. Bu yıl bu ödül iki kişiye verildi. Ona ve Çinli sanatçı Ai Weiwei'ye. (Ülkesinden çıkması yasak olduğundan törene katılamadı.)
Ödül gerekçesinde yaşamı boyunca izledikleri yol vurgulandı. "O bireyler ki, yapılmış haksızlığı , yetenekleri aracılığıyla, başkalarının da kişileştirmesine önayak olurlar... Ve yeryüzünde binlerce insan hakları savunucusu ve eylemcisine örnek olurlar... "
Joan Baez... 50 Yıl önce yine bir Mayıs sabahı Selma'dan Montgomery 'ye vatandaşlık hakları için Alabama'da yola çıkmıştı... Yolu her daim aydınlık olsun...
Cumhuriyet-4 Haziran 2015
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler