Jan Kott Öldü ; Shakespeare, hala çağdaşımız...
21 Ocak 2002 - Zeynep Oral -
Tiyatro dünyası önemli bir kayıp verdi geçen günlerde.
Polonyalı yazar, eleştirmen, araştırmacı, bilim adamı, tiyatro insanı Jan Kott, 87 yaşında Amerika'da öldü. 1961'de Lehçe yazdığı , 1965'de İngiltere'de İngilizce yayınlanan ve anında otuz kadar dile çevrilen "Çağdaşımız Shakespeare" adlı kitabı, tiyatro dünyasını sarsmış, yirminci yüzyılın ikinci yarısında, dünyanın her köşesindeki tüm Shakespeare prodüksiyonlarını etkilemişti. Kimi bu eseri "Devrim" diye nitelemiş, kimi lanetlemişti. Öyle ya da böyle, Jan Kott'un bu eserinden sonra artık Shakespeare oyunların sahnelenişi eskisi gibi olmayacaktı.
(Son zamanlarda bizim medyamızda, tiyatroya "ilgi duyup", baldır bacak üzerine yazma yarışındakiler, herhalde Jan Kott'un öldüğünü duymadılar, bu konuda tek satıra rastlamadım. )
Shakespeare'in, duygu dünyası, düşünce dünyası, zaten evrensel boyutta. Ele aldığı temalar da öyle. İktidar hırsı, güç , çıkar ilişkileri, aşk , kıskançlık, ihanet, intikam, vb... Birey ve topluma ilişkin her zaman var olmuş, her zaman var olacak tutkular, onun dehası ve şiir diliyle insanlığın ortak mirası oldu... Jan Kott'un buna getirdiği yeni yorum neydi?
Jan Kott , Shakespeare karakterlerini, bizlerden biri, kapı komşumuz, "sokaktaki adam" , bizi yönetenler ya da sevdiğimiz kız, öfkelendiğimiz adam kılmıştı. Shakespeare'i , Elizabeth döneminden alıp günümüze yerleştirmişti. Polonya'da İkinci Dünya Savaşının tüm acılarını ve sonrasındaki komünist yönetimin tüm baskılarını yaşamış olan Jan Kott için , Shakespeare'in oyunları , Polonya'nın küçük ölçekte 20 yüzyıl tarihini yansıtmak ve eleştiri getirmek için kaçınılmaz bir fırsattı. Ona göre Shakespeare, politik metaforlar için sonsuz bir kaynaktı. Unutmamak gerek ki, Sovyet egemenliğindeki ülkelerde, Beckett, Ionesco gibi birçok "sakıncalı" oyun yazarı yasaklanırken , Doğu Almanya'da yasaklanan "Venedik Taciri" dışında , Shakespeare'e dokunulamamıştı. Daha doğrusu dokunulamamıştı.
Doğu Bloku, Jan Kott'un yorumuna politik açıdan dört elle sarılırken, Batı dünyası Jan Kott'u daha çok estetik açıdan kucaklamıştı. Türkiye'de her iki açıdan da benimsenecekti. İngilteere'de özellikle Peter Brook ve Peter Hall gibi yönetmenler onun düşüncelerine sahip çıktılar. Bence Türkiye'de, Beklan Algan , Yücel Erten, Başar Sabuncu da Jan Kott ve "Çağdaşımız Shakespere"den etkilenen yönetmenlerdi. (Kendilerine hiç sormadım ama, izlediğim oyunlara dayanarak söylüyorum)
Jan Kott'un eseri Türkiye'de 60'lı, 70'li yıllarda tiyatro ve edebiyat dergilerinde yayınlandı. Kitabın tümü, "Çağdaşımız Shakespere" adıyla, Peter Brook'un önsözü, Teoman Güney'in çevirisiyle MitosBoyut Yayınlarından çıkacaktı.
Jan Kott'u, 1989'da Londra'da katıldığım bir seminerde tanımak, onunla üç gün geçirmek ve bol bol sohbet etmek fırsatını bulmuştum. Seminer, "Shakespeare Hala Çağdaşımız mı?" başlığını taşıyordu. Hamlet'in başkaldıran asi gençlere, Hırçın Kız Katherine'in feminizm sözcüsüne , 3. Richard'ın yeryüzündeki tüm diktatörlere dönüştürüldüğü prodüksiyonları tartışıyorduk...
Bir tiyatro profesöründen çok, güzel yaşamayı seven bir masalcı dedeyi andıran , sonsuz alçak gönüllü , müthiş zeki bakışları olan, "tonton" bir insandı Jan Kott. Ülkesinde 1942-45'de direniş hareketine katılmış, 1943'de Komünist Partiye girmişti. (O zaman bunun cezası idamdı) Savaş sonrasında Varşova Üniversitesinde edebiyat profesörüydü. Komünist Partiden 1956'da ayrıldı. (O zaman bunun cezası idam değilse de yaşamını etkileyecekti). 1969'da A.B.D.'ye iltica etti ve New York Üniversitesinde çalışmalarına devam etti.
Londra'da bana şöyle diyordu: "Benim kuşağımın en büyük dramı, komünizm ile faşizm arasında bir seçim yapma zorunluluğuydu. Oysa sonradan anladık ki biri ötekinin alternatifi değildir. Baştan yanlış bir soru, yanlış bir seçimle karşı karşıya bırakılmıştık. "
Jan Kott öldü, Shakespeare hala çağdaşımız. Belki nükleer silahlanma yarışını durdurmak için ona başvuramayız ama inanın Susurluk olayının kimi düğümlerini çözmeye yarayabilir.
Jan Kott öldü ama, dünyanın baskı altındaki herhangi bir ülkesinde , sahneden Danimarkalı Prens Hamlet "Bu ülkede kokuşmuş bir şeyler var" diye seslendiğinde , izleyiciler, "Danimarka"nın hangi ülke olduğunu anlayacaklar ve ben Jan Kott'un bizlere göz kırptığını göreceğim.
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler