Menü

İtalya'da Leyla Gencer'le...


01 Aralık 2011 - Zeynep Oral -

İtalya'nın kuzeybatısında Piemonte bölgesinin merkezi Torino'dayım. Adı üzerinde Alp Dağları'nın eteklerinde (İtalyanlara göre "ayakucunda") görkemli mi görkemli bir kent. Bir zamanlar Savoya Krallığı'nın başkenti... 1500'lerden beri bozulmamış mimarisi... Barok zenginliği ve şaşaası... "Art Nouveau" cilveleri... Muhteşem meydanlar, geniş caddeler, mermer kaplı "portiko"lar, revaklar, galeriler... Dev bir açık hava müzesi... En amansız yağmurda bile bir damla su yemeden tüm kenti dolaşabilirsiniz bir galeriden ötekine...

Sonra, tepeden tırnağa bir sanayi kenti. Fiat ve Mitsubishi krallığı... 2006 Kış Olimpiyatları nedeniyle müthiş onarılan, geçmişine sadık ve en özgün biçimde yenilenen, İtalya'nın belki de en zengin kenti... Gelin görün ki yalnızca sanayi aracılığıyla zenginleşmeyi ne kendilerine ne de güzelim kentin onuruna yedirebilmiş Torinolular. Kültürel kalkınma olmadan gelişme olmayacağının bilinciyle, kentlerini sanata ve kültüre boğmuşlar.

Durup dururken ne işim var Torino'da? Durup dururken değil. Mursia Yayınevi'nin "Canto e la Passion" (Şarkı/Şan ve Tutku) adıyla İtalyanca yayımladığı Leyla Gencer kitabım aldı başını gidiyor...

Önceki gün Torino'da "Il Circolo dei Lettori" (Okurlar Merkezi) adlı bir kurumda kitabımın tanıtımı vardı. Neyle karşılaşacağımı hiç bilmeden elimdeki adrese vardığımda gözlerime inanamadım. Karşımda bir saray yavrusu. 18. yüzyıldan kalma, barok tarzın tüm ihtişamını sırtlayıvermiş... Bir mücevher... Varlıklı bir ailenin özel mülküymüş bir zamanlar; şimdi kente ait bir sanat ve kültür merkezi.

Dev mermer avlulardan, "Fransız bahçelerden" geçip, yukarı kıvrılan kraliyet merdivenlerinden çıkınca müthiş bir kalabalıkla karşılaşıyorum. İnanılacak gibi değil, bütün bu kalabalık kitle benim kitap için gelmiş olamaz, derken gerçeği kavrıyorum. Saat tam altıya beş kala o kalabalık beş ayrı salona ayrılıyor. Her biri birbirinden daha görkemli olan bu salonlar 60-70 kişilik. Hafta içi sıradan bir gün ve tüm salonlar dolu. Her birinde bir başka kitap tanıtılıyor...

Benim toplantıyı, bu merkezin direktörü Guido Vaglio açtı. Beni ve toplantının iki konuşmacısını dinleyicilere tanıtıyor. Biri Milano Üniversitesi'nden İtalyan edebiyatı profesörü Francesco Spera, öteki çok uzun yıllardan beri "Stampa" gazetesinin müzik eleştirmenliğini yapan ve Leyla Gencer'i de tanımış olan Giorgio Gualerzi.

Sevgili okurlar, bundan sonrasını anlatmam zor. Keşke hepinizi oraya götürüp size dinletebilseydim... Hele Profesör Spera'nın vurgulamaları "yazarlık ve tanıklık" işlevleri; kitabın kurgu ve dramaturji analizleri, benim için çok çarpıcıydı... Bir de Batı ve Doğu gözlemciliği; ikisinin harmanlanışı üzerine söyledikleri... Türkiye'de 1994'te yayımlanmış o gün bugün yayımlanan "Gencer, Tutkunun Romanı" (Cumhuriyet Kitapları) hakkında kendi ülkemde hiç duymadıklarımı orada duymak beni doğrusu şaşkına çevirdi. Müzik eleştirmeni Gualerzi ise konuşmasını, kitapla anılar arasında gidip gelerek kurgulamıştı. Leyla Gencer'in plaklarından seçtikleri örneklerle sürdürdü. Müzik dünyasına Leyla Gencer'in armağan ettiği "Gencerate" terimini açıklarken dinlettiği "Beatrice di Tenda"dan bir arya ve "Alceste"nin veda aryaları hepimizin yüreğini bir kez daha hoplattı... Zaten Sevgili Leyla Gencer, sesine gözyaşlarını ve hıçkırığı ama aynı zamanda kahkahaları katmayı öyle iyi bilirdi ki...

Torino'daki kitap tanıtım ve imza günü böyle geçti. Birkaç gün sonra sıra Milano'da Mursia Kitabevi'nde (2 Aralık) ve sonra Roma'da Odradek Kitabevi'nde (3 Aralık) Roma'da konuşmacılardan biri de Ferzan Özpetek! Gel de şimdi heyecanlanma!..

Cumhuriyet – 1 Aralık 2011

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.