Menü

Irak Dünya Mahkemesi: Meşru Hakkımız!


26 Haziran 2005 - Zeynep Oral -

“Resmi otoritenin acze düştüğü noktada, gücünü evrensel ahlaktan ve insan hakları ilkelerinden alan otoritenin bütün dünya adına konuşma hakkı doğar” diyen İrak Dünya Mahkemesi, İstanbul Platformu , bu mahkemenin meşrutiyetini birkaç noktadan kaynaklandırıyordu. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Meşrutiyetimiz” diyorlardı;

“-Resmi uluslar arası kurumların , uluslar arası suç işleyenlerden ve dünya barışına tehdit olanlardan hesap sormada aczinden;

-Dünya çapındaki savaş karşıtı hareketin bir parçası olmaktan;

-İşgale karşı direnen Irak halkından;

-Saldırı savaşlarına, savaş suçlarına, insanlığa karşı suçlara ve hukuk ihlallerine karşı harekete geçmenin her vicdan sahibi insanın görevi olmasından;

-Barış içinde bir arada yaşamayı mümkün kılmak ve BM ihlallerini önlemek için verilmiş geçmiş mücadelelerden;

-Sivil toplumun dünya çapındaki sosyal adalet ve barış hareketlerince ifade edilen kaygılarını dile getirme niyetimizden;

-Hukuk ilkelerini ön plana çıkarma irademizden kaynaklanmaktadır.”

İşte bu meşrutiyet ve bu hakla Topkapı Sarayı Darphane binalarında İrak Dünya Mahkemesi’nin nihai oturumu iki gündür sürüyor. İlgi büyük, salon dolu. 200 kadar gönüllü genç, hiç bir şeyin aksamaması için olağanüstü bir çabayla koşuşup her yere yetişiyor…

Dünyanın dört bir yanından, çeşitli ülkelerden 75 yabancı konuk, ve Türkiye’den barış eylemcileri birinci günde Uluslar arası hukuk ve uluslar arası kurumların rolünü , hükümetlerin sorumluluğunu , medyanın sorumluluğunu tartıştı. İkinci gün ise , Iraklı konuşmacılar ağırlıktaydı. Irak’ın istilasi ve işgali, sonrasındaki olaylar belgelerle, tanıklıklarla ortaya konuldu. Bugünkü oturumlarda ise yok edilen kültürel miras; Küresel güvenlik Ortamı tartışıldıktan sonra geleceğe ilişkin alternatifler üzerinde durulacak.

Bu, ne akademik bir toplantı ne de yaptırım gücü olan bir mahkeme… Ama çok daha büğyük ve önemli bir gücü var. Gücünü farklı bir dünya yaratılabileceği inancından, savaş karşıtlığından alıyor. Uluslar üstü, insanı düşünmeye, tartışmaya, kendisiyle ve çevresiyle hesaplaşmaya yönelten, geliştiren bir ahlak ve vicdan mahkemesi.

İddia Heyeti Başkanı Richard Falk’ın deyişiyle “ ABD ‘nin dünya hakimiyeti denildiğinde anladığımız şeylere karşı bir direniş.. Irak Dünya Mahkemesi’nin daha genel anlamdaki kaygısı, dünyanın birçok yerinde tehlike, şiddet ve sömürü getiren ABD’nin küresel hegemonya hırsıydı. “

Bütün bu oturumlarda vurgulanan noktalardan biri, Irak örneğinde olduğu gibi Hukukun Üstünlüğü ilkesini çiğneyen dünya liderlerinin bundan sorumlu tutulması gerekliliğiydi. Yani cezalandırılmaları … Aksi halde bu şiddet, bu zulüm , ve yeni sömürgeciliğin bir aracı olan istila ve savaşın sonu gelmeyecekti.

Ah ne isterdim, Irak işgaline katılalım, asker yollayalım diyenlerin, ikinci teskerenin TBMM’den geçmemesini sağlayan barış eylemcilerine “vatan haini” diyenlerin, savaşa katılmadığımız için gazetelerde televizyonlarda boy boy yakınanların , Irak Dünya Mahkemesi’nin hiç olmazsa bir oturumunu dinlemelerini…

Ama yoklardı. Hiçbiri yoktu. Gelmemişlerdi. Bu ahlak ve vicdan muhasebesine katılmaya yoklardı… Belki de vicdanları yoktu da ondan…

26 Haziran 2005- Cumhuriyet

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.