Menü

Her Gidenle Eksilmek


08 Temmuz 2013 - Zeynep Oral -

Paris’in göbeğinde 1700’lerden kalma Odeon Tiyatrosu… Ben öğrenciliğimde orayı Kabe bellemiştim… Çoook yıllar sonra o büyülü mekanın sahnesine çıkıp konuşma yapacağımı söyleseler inanamazdım. Ama oldu işte. Fransa’da Türkiye Mevsimi” vardı (2010). O  çerçevede Odeon Büyük Salon’da “Türkiye’de Tiyatro Politik bir Mesele mi?” başlıklı panelde dört konuşmacıydık. Bir yanımda Işıl Kasapoğlu ve Nedim Gürsel; öteki yanımda gazetemiz Paris yazarı Uğur Hüküm… Panel’de, Işıl ve Nedim kendi deneyimlerini dile getirirlerken Uğur  Fransa’daki tiyatronun alt yapısını ; ben de Türkiye’deki tiyatroyu anlatıyordum.  Uğur’u son görüşüm olduğunu bilmiyordum.
Önceki gün gazetenin birinci sayfasında Uğur Hüküm’ün gülen yüzü gülen gözleri bana bakıyordu… 64 yaşında … Bir kalp krizi… Daha yenilerde  Pazar yazılarının birinde Gezi direnişini Fransız basınının nasıl ele aldığını irdeliyordu. Ve yazısı ders niteliğindeydi… Gazeteci,yazar, Radio France’ın  uzun yıllar çalışanı… Haksızlığa, sömürüye, baskıya her daim karşı çıkışıyla, dayanışmaya, dostluğa verdiği önemle geçen kısa sayılacak bir ömür… Tüm yakınlarına  sevenlerine sabırlar diliyorum.
CÖMERT VE YARATICI YÜREK          
            Sait Maden… Onun  o çok cömert, çok efendi, çok çalışkan, çok yaratıcı, çok inatçı (yaptığı işte inatçı, ilkelerinde inatçı, mükemmeli yakalama çabasında inatçı), çevresine sosuz saygılı yüreği durduğunda,  günlerden 19 Hazirandı… O günden beri bu eşsiz insan için birbirinden güzel yazılar yazıldı.  Şairliği, grafik sanatçılığı,  çevirmenliği,8000 kadar kitap ve dergi kapağı çizmesi , 500 kadar logo, şiir antolojileri…  Söylenecek hiçbir söz ona artı bir şey katmayacak. Benim şimdi yaptığım bencillik…
Şimdi yaptığım, 1969’da Grafik Sanatçıları Derneği’nin kuruluşundan beri tanıdığım,  Sanat Dergisi yıllarım boyunca yollarımızın çok sık kesiştiği, hep saygı ve hayranlık duyduğum Sait Maden’e bir kez daha sevgi duruşunda bulunmak… Bir de şunu vurgulamak: Ülkemde  gençler Baudelaire , Eluard, Neruda, Paz, Aragon, Maykovski, ve daha nice dünya şairini  Türkçe okuduklarında ; ellerine aldıkları kitapların kapağındaki grafik ustalık dikkatlerini çektiğinde; inanıyorum ki  Sait Maden o afacan ve bilge  haliyle gülümsüyor  olacak.
DENİZİN TUZU, GÜNEŞİN BALI
Dünya şiirine olan egemenliği, evrensel kültür birikimi Sait Maden’in kendi şiirini de değiştirdi. Evrenselle yerel arasında, sesle çizgi, susuşlarla haykırışlar arasında köprüler kurdu.  Onu bu Pazar, “Kimlik” adlı şiiriyle anıyorum:  
“Ben de var oldum bütün bu nesneler arasında
su gibi, ağaç gibi, ot gibi gerçek.

Kimi kanatlar öptü, kimi ayaklar alnımdan,
ya sevinçten içerim pır pır; ya korkudan benzim uçuk.

Titredim karşısında dünyanın gün gün, saat saat
taşlar arasında ben yüce, düşler arasında ben küçük

Bütün değişimlerin durdum eşiğinde uykusuz
bir yüzüm gecelerden içeri, bir yüzüm tanlara açık.

Ve tenle can arasında mevsimler boyu
bir elim çöl, bir elim çiçek.

Her şeyle, her şeyle, her şeyle kardeşliğim var:
Denizle kum, yaprakla çiğ, balıkla kılçık.

Dağın arka yamacında kalanlara kör
Götüren kervan oldum bulut ve burçak

Uçsuz bucaksız evrene oğullar, oğullar saldım,
Atlar ki zor karanlığı yırtıp geçecek

Tattım denizlerin tuzunu, bal sızdırdım güneşlerden,
Yaşayanlarla öldüm, ölülerle dirildim; Ne kaldı çok çok?”
Cumhuriyet-7 Temmuz 2013

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.