Haydi Kitap Fuarına!
27 Ekim 2006 - Zeynep Oral -
Tam 25 yıl geçmiş aradan! Yarın açılacak olan İstanbul Kitap Fuarı 25 yaşında! Kimi zaman daha dündü diyorum birinci kitap fuarının heyecanıyla coşup kanatlandığımızda; kimi zaman da ne dünü, yüz yıl geçti aradan diyorum… Gönül yaşıma, umutla umutsuzluk arasında gidip gelmelerimle bağımlı olarak, TÜYAP Kitap Fuarı’nın 25 yılı, ya uzuyor ya da kısalıveriyor… Zaten bu yılın teması “Kitap Fuarı’nın 25 Yılı – Bir Yolculuk Öyküsü”… Henüz yarın olmadı, bu tema üzerine hazırlanan sergiyi görmedim ama belleğimden damıttıklarımla, çoktan bu yolculuğa çıktım bile…
Dünden bugüne
Yıl 1982…12 Eylül’ün tüm şiddeti, baskısı, yasaklarından kurtulamamışız henüz! Milleti korku esir almış! Kitaplar toplanıyor, kitaplar yasaklanıyor , kitaplar yakılıyor, yazarlar tutuklanıyor, okurlar işkencede… Önümüze her gün farklı bir yasaklar listesi geliyor. Ve böyle bir ortamda İstanbul’da Kitap fuarı düzenleniyor! Ne müthiş bir vaha, nasıl bir buluşma, paylaşma ortamı! Daha da çoğu var; bir direnme , bir meydan okuma ortamı… Kitaplar arasında soluk alıyoruz. Okurlar yazarlarla buluşuyor, kucaklaşıyor. Hep birlikte çoğalıyoruz. Sanki açlıktan kıtlıktan çıkmış gibiyiz. Sütun sütun yazmışım: “Millet haberiniz var mı? BU kitaplar buraya yakılmak için toplanmadı! BU kitaplar buraya yargılanmak için de toplanmadı!” diye haykırarak müjde veriyorum okurlara…
Gençler anımsamaz, yetişkinler ise tadına doyamadıkları Tepebaşı’ndaki sergi alanına takılı kalmıştır. (Doğrusu ben de , Beylikdüzü’ne taşınmadan önceki mekanı , hayatın tam içindeki o Tepebaşındaki fuarları çok özlüyorum.) Ama Kitap Fuarı önce Taksim Meydanındaki Etap Otel’de açılırdı. Şimdiki “The Marmara”da; iki kata yayılırdı. İlk yıl 80 bin kişi , ikinci yıl 200 bin kişi fuarı gezdi diye şaşıp kalmıştık! Herhangi bir fuarı gezen ziyaretçi sayısının çok üzerinde sayılardı bunlar!
Nasıl unutabilirim? 1983’de , İkinci Kitap Fuarı’nın açılışının ertesi günüydü. Aziz Nesin’e inme indi, kısmi felç geçirdi, hastaneye kaldırıldı. Kendine geldiğinde ilk söylediği şuydu: “Okurlara çok ayıp oldu,kitap fuarında imza günüm vardı …”
1984’de , üçüncü Kitap Fuarı’nda bir araya gelen yazarlar, okurlar en çok neyi konuşuyorlardı bilir misiniz? Bir ya da iki hafta önce Atatürk Kültür Merkezi’nde “İslam Tıp Konferansı “ toplanmış ve konferansın açılışında, bir İngiliz bilim adamının kitabı yakılmıştı! Evet, Atatürk’ün adını taşıyan bir kültür merkezinde ! Yine o günlerde Kültür Bakanlığının en büyük tasası “suçlu” ya da “zararlı” diye etiketlediği ve depolarına kaldırdığı kitapları nasıl imha edeceğini bilememekti. Depolar dolup taşmış artık başka kitap almıyordu…Yakmalı mı yoksa SEKA’ya mı yollamalı?
Kim demişti anımsamıyorum: “Önce işe kitaplar yakılarak başlanır, sonra insanlar yakılarak bitirilir!”… O günlerde, Madımak adlı bir otelde bir gün insanları da yakacağımızı elbet bilmiyorduk.
Hayatımızı zenginleştirenler
1984’de Fuar yönetimi yeni bir uygulama başlattı. Fuara gelen okurların seçimiyle, ankete katılımıyla “Halk Ödülü” kondu. İlkini Yaşar Kemal, ikincisini Aziz Nesin aldı. 1984 -89 yıllarında “Halk Ödülü” alanlar Yaşar Kemal (2 kez ) Aziz Nesin (2 kez) Mehmet Ali Birand ve Emin Çölaşan’dı.
1987’den sonra ise İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarları seçilmeye başlandı.
Bu yılın onur yazarı Doğan Hızlan. Yaşamını yalnızca edebiyata, kitapların dünyasına değil, kültürümüzün her alanına adamış, Doğan Hızlan’ı kutlarken, önceki onur yazarlarını, çizerlerini de anmadan geçemiyorum. İşte hayatımızı zenginleştiren bir liste:
1987 Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1988 Nadir Nadi, 1989 Turhan Selçuk, 1990 Aziz Nesin, 1991 Melih Cevdet Anday, 1992 Yaşar Kemal, 1993 Rıfat Ilgaz, 1994 Adalet Ağaoğlu, 1995 İlhan Selçuk, 1996 Peride Celal. 1997 Vedat Günyol, 1998 Fethi Naci, 1999 Server Tanilli, 2000 Şükran Kurdakul, 2001 Semih Balcıoğlu , 2002 ilhan Berk , 2003 Tahsin Yücel , 2004 Gülten Akın, 2005 Vüs’at O. Bener, 2006 Doğan Hızlan.
Kitap Fuarının 25 Yılı yolculuğunu kısa kesmek zorundayım. (Yerim bitmek üzere) Ama zaten yukarıdaki isimlerin her biri sizi farklı yolculuklara çıkarmaya yetecektir…
Zaman oldu, Kitap Fuarına bomba ihbarı yapıldı, bir anda polis gücüyle fuar alanını terk etmek zorunda kaldık. Sonra bir şey bulunamadı dendi. Gerçek miydi provokasyon mu, bilemem… Zaman oldu kitabı en büyük düşman belleyip, milleti ondan uzaklaştırmaya çalıştılar. Televizyonda kitapların “ suç aleti” diye gösterildiği günlerdi… Bırakın kitaplarını, söylemini beğenmediğimiz yazarları linç etme döneminden önceydi... Kitap Fuarı bunların tümüne direndi, meydan okudu…
Bundan 25 yıl önce 40 yayınevi 30 yazarla yola çıkmıştı… Bugün 500 Yayınevi ve Sivil Toplum Kuruluşu ; etkinliklere katılan 800 yazarla yoluna devam ediyor…Bu yolculuğa emeği geçenlere şükran borçluyuz…
Yarın yolunuz kitap fuarına düşecek olursa, saat 15:00’de Türkiye Yazarlar Sendikası standında sohbete imza günüme beklerim.
Cumhuriyet- 27 Ekim 2006
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler