Menü

Gülümsemeye Dava Açan... Eleştiriyi Baş Tacı Eden...


10 Haziran 2010 - Zeynep Oral -

Sergiyi gezerken, bütün o karikatürleri tek tek incelerken, yalnız benim değil, herkesin ama herkesin yüreğinden aynı duygular geçiyor, ağızlardan aynı sözcükler dökülüyordu:

“Bir de bugünkü duruma bak! Bugün başımızdakinin, eleştiriye, karikatüre, gülümsemeye tahammülü yok! Karikatüristlere dava açıp duruyor!”

(Sevgili okurlar, karikatür deyince… Bu hafta Gırgır’ın kapağında Ali Anıl’ın “Rotamız Filistin/ Amacımız Oy” karikatürünü sakın kaçırmayın… “Recep Bey Gazze’ye oğlunun gemisi ile gitsin kampanyası” önerisine canı gönülden katıldığımı bildiririm.)

Bir Nokta Sanat Galerisi’nde açılan Erdal İnönü karikatürleri sergisinden söz ediyorum… Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı, Karikatürcüler Derneği’yle birlikte düzenlemişti. Düşünce Sevinç İnönü’den gelmişti. Erdal İnönü’nün doğum gününü bu sergiyle kutlamak, yaratıcı bir eyleme dönüşmüştü. O eylemin arasına hoşgörü, zekâ, mizah anlayışı, eleştiriye gülümseme gibi yetenekler ve elbet Erdal Bey’in deyişiyle “Aslan sosyal demokratların” birleşebilmesi dürtüsü de karışmıştı.

Kapıda Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun İnönü tablosu ve Cihat Hazerdağlı’nın İnönü kuklası karşılıyordu bizleri. Sonra aralarında Ali Ulvi, Bedri Koraman, Erdoğan Başol, İsmail Gülgeç, Nehar Tüblek, Semih Poroy, Tan Oral, Bedri Koraman ve daha nicelerinin karikatürleri ve Can Kıraç’ın fotoğraf kolajları arasında bir geziye çıkıyorduk. Bu aynı zamanda Türkiye’nin bir dönemine de yolculuktu. Bana hoyratlığı, kaba sabalığı, magandalığı değil; inceliği, görgüyü, terbiyeyi, efendiliği ama en çok insana saygıyı anımsatan bir yolculuk…

Karikatür, eleştiriyi, gülümsemeyi, düşünceyi çizgiyle buluşturan bir sanat dalı. Bu sanat dalına gösterilen tepki de elbet kişiliğe dair ipucu vermede harika bir yol gösterici… Gülümsemeye dava açan, eleştiri karşısında yasakçı kesilen, diktatörleşen politikacı da vardı… Eleştiriyi baş tacı edip her karikatürü gülümseyerek karşılayan da vardı… Sergiyi gezerken belki de Musa Kart’ın yün topuna, iplere dolanmış kedisini sık sık düşünmem bundandı.

 

Gülümsemeye ihtiyaç var

Hükümette ve yandaş medyada kimilerinin haykırarak savaş naraları attığı şu günlerde, gülümsemeye ihtiyacımız var.

Açılışta Müjdat Gezen’den birkaç Erdal Bey öyküsü dinlemek, benim için müthiş bir armağan oldu… Üstelik bunları bana Erdal Bey’in sesini taklit ederek oyunculuk hünerini döktürerek anlattı:

“Birkaç politikacıyla bir restorana giden Erdal İnönü’ye garson, ne yemek istediklerini sorar. Erdal Bey’in yanıtı: Teşekkürler, biz birbirimizi yiyeceğiz…”

“Sevinç Hanım, ‘Koş Erdal burada fare var’ diye avaz avaz haykırır! Erdal Bey hiç istifini bozmadan yanıtlar: Ben kedi miyim!”

 

Sergiden sonra Ümit Aslanbay’ın yazdığı, Tan Oral’ın çizgilerle bütünlediği “2. İnönü Hikâyeleri” kitabını (Boyut Yayınları) bir çırpıda okudum. Bir öykü de kitaptan:

Bir toplantıda, özgeçmişi -elbet fizik alanı ağır basarak- anlatılır… Sonunda kendi şöyle der:

“Şimdi benden siyasi ve ekonomik reçete isteyeceksiniz. Ömrü fizikle geçmiş bir insan, neden siyaset ve ekonomi konuşmak için burada diyeceksiniz. Aslında ben de şaştım… Verilen özgeçmişimde şaşkınlığınızı giderecek pasaj eksikti. Bir müdahale oldu, partiler kapatıldı. O zamana kadar siyaset yapmış liderler yasaklandı. Yeni insanlara gereksinim duyuldu… Ömrü fizikle geçmiş bir insanın siyaset ve ekonomi konuşması ancak böyle olağanüstü bir dönemle açıklanabilir…”

Daha sonra Melih Cevdet’le yaptığı sohbette politikaya atılışını şöyle açıklar: “Vallahi benim geçerli bir nedenim var. Benden daha kötülerinin yönetmesini istemiyorum.”

Cumhuriyet- 10 Haziran 2010

Paylaş

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zeynep Oral

Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı. 

Devamı

Sosyal Medya

 
© 2021 Tüm hakları saklıdır.