Guillen'in şiirinde Afrika ritmi
05 Şubat 2010 - Zeynep Oral -
“Nâzım Hikmet’e o mutluluğu yaşatan, onu Küba’ya davet eden Küba’nın ulusal şairi Nicolas Guillen’in tek şiirine yer vermediniz. Biraz ayıp olmadı mı?”
Okurum İhsan Demir’in “Nâzım’la Küba’da” dizime, bunca açık seçik eleştirisini, sitemini, başka okurlar da farklı biçimlerde de olsa dile getirdikleri için, bugün bu “ayıbı” gidermeye çalışacağım. Ama önce bir anımsatma:
1961 yılının mayıs ayında, Küba Sanatçılar ve Yazarlar Birliği (UNEAC), Havana’da, Birinci Dünya Yazarlar ve Şairler Kongresi’ni gerçekleştirdi. Birliğin Başkanı Kübalı şair Nicolas Guillen, bu kongreye, devrim öncesinde tanıdığı, kendisi gibi komünist şair Nâzım Hikmet’i de davet etti. Nâzım Hikmet hem kongreye katıldı hem Küba devriminin coşkusunu, Küba halkıyla birlikte yaşadı. Üç hafta boyunca şair Nicolas Guillen ona ev sahipliği yapacak ve ülkesini tanıtacaktı.
Artık Nicolas Guillen’e geçebilirim. Onun şiirlerini Türkçe çevirilerini Ülkü Tamer, Özdemir İnce ve Ali Cengizkan’dan okuyabilirsiniz.
SİYAH IRKLA GURURLANMAK
Nicolas Guillen 1902’de Küba’da Camagüey’de doğdu. Afrika-İspanyol karışımı bir ailedendi. Daha çocukken babası Küba hükümeti tarafından öldürüldü. 20’sinde gazeteci olarak çalışmaya başladı. “Akıl ve Yürek” adlı ilk şiir kitabı yayımlandığında 24 yaşındaydı.
Şiirleri gençlik döneminden başlayarak Küba’da hâlâ en yaygın, en popüler müzik ritmi olan “Son” yani Afrika kökenli Küba ritmini içeriyordu. Güncel yaşamı, yerel yaşamı dile getiriyordu.
Her Kübalının “dilimin ucunda” dediği, ama o güne dek dile getirilmeyen gerçekleri dile getiriyordu. Ve dile getirdikleri içinde birinci sırayı da siyah ırka duyduğu hayranlık, siyah ırkı yüceltmek baş sırayı tutuyordu.
1933’de Küba’da politik düşünceleri ve yazdıkları nedeniyle tutuklandı. Bir yıl hapis yattı. Çıktığında komünist partiye yazılacaktı. Gazeteci olarak Latin Amerika ülkelerini dolaştı. İspanya iç savaşını izledi.
1937’de İspanya’daki 2. Uluslararası Kültürleri Savunmak İçin Yazarlar Kongresi yapıldığında tüm şiir, edebiyat dünyası Nicolas Guillen’i tanıyacaktı. Çünkü kongrenin en heyecanlı konuşmasını zenci köklerinden duyduğu kıvancı dile getiren, barış özlemini söyleyen, faşizmi ve sömürüyü lanetleyen Nicolas Guillen yaptı.
O dönemden kalma “Şekerkamışı” şiiri şöyle: “Zenci tarlanın yanında. / Yanki tarlanın üstünde. // Toprak / tarlanın altında. / Kan / bizden akıyor!” (Türkçesi: Ülkü Tamer) Ve “Atalar” adlı şiiri:
“Fabio, dediklerinden anladığım, / büyükbaban köleleri olan bir başmelekmiş. / Benim büyükbabam, öte yandan / Patronları Olan Bir Şeytandı. / Seninki falakada öldü. / Benimkini, astılar.” (Türkçesi: Ali Cengizkan)
Şair yıllar boyu vatan hasretiyle yanıp tutuşarak sürgünde yaşamak zorunda kaldı. Çünkü Küba’nın son diktatörü Batista 1953’te Nicolas Guillen’in ülkeye girişini yasakladı. Çok tehlikeliydi. Nicedir şiirleri ağızdan ağıza, dilden dile, yürekten yüreğe dolaşıyor, yayılıyor ve çoğalıyordu. Bundan büyük ne tehlike olabilir ki!!!
Küba Devrimi’nden sonra Fidel Castro onu Küba’ya davet edecek ve Yazarlar Birliği’ni kurmasını, ülkenin kültür politikasını belirlemesini isteyecekti.
ASKER KARDEŞİM
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’yla Nicolas Guillen Vakfı’nın işbirliğiyle düzenlenen Nâzım’ın 108. yıldönümü kutlamaları yolculuğunda, Küba’daki her devrim müzesine girip çıktıkça Nicolas Guillen’in askerlere ilişkin şiirlerini düşünmeden edemedim... Neden mi? Okuyun, nedenini anlayacaksınız:
(Okurken Afrika tamtamlarını, ritmini kaçırmayın)
“Bolivyalı küçük asker, / Bolivyalı küçük asker, / sırtında tüfeğin, gidiyorsun / tüfeğin Amerikan malı / tüfeğin Amerikan malı / Bolivyalı küçük asker /
tüfeğin Amerikan malı.
Sinyor Barrientos verdi onu sana / Bolivyalı küçük asker / Mister Johnson’un armağanı / kardeşini vurman için / kardeşini vurman için / Bolivyalı küçük asker
kardeşini vurman için.
Kim bu ölü, bilmiyor musun / Bolivyalı küçük asker? / Bu ölü Che Guevara,
Arjantinliydi Kübalıydı / Arjantinliydi Kübalıydı / Bolivyalı küçük asker, /
Arjantinliydi Kübalıydı.
En iyi dostundu senin, / Bolivyalı küçük asker, / yoksulların dostuydu /
doğudan dağlara kadar / doğudan dağlara kadar / Bolivyalı küçük asker /
doğudan dağlara kadar.”
“İnsan kardeşini vurmaz” diye süren bu uzun şiir (Türkçesi Ülkü Tamer) Che’nin ölümü üzerine yazılmıştı.
Askeri kendinden bilir, kardeşi bilir Nicolas Guillen. “Sen yoksulsan ben de yoksulum işte; /sen halktansan ben de halktan gelmeyim; /nerden çıkarıyorsun öyleyse, asker, seni sevmediğimi” diye sorar. Tüm şiirlerinde Afrika müziğinin ritmini, kültürünü duyarsınız.
1989’da öldüğünde 87 yaşındaydı ve halkının gözbebeğiydi.
Afrika ritmini bana Fransızcada duyuran iki şair Leopold Senghor ve Aime Cesaire’di. Siyah ırkın Afrika- Amerika ritmini sevdiren ise üç isim oldu; Langstan Hughes, Leroy Jones ve Nicolas Guillen... İyi ki varlar!
Cumhuriyet - 5 Şubat 2010
Paylaş
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zeynep Oral
Gazeteci , yazar, feminist, İnsan Hakları savunucusu, Barış eylemcisi, STK (Sivil Toplum Kuruluşları) bağımlısı; çok sesli, çok renkli yaşam tutkunu… Halen Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı.
Arama Yapın
Kategoriler
EdebiyatTiyatro
Plastik Sanatlar
Kadın Olmak
Memleket Hali
Müzik
Sinema
Çevre
Tüm Kategoriler